16. TEHLİKE ÇANLARI

3.1K 247 224
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.

Başlama saatlerinizi bu satıra yazabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

16.BÖLÜM: "TEHLİKE ÇANLARI"

Alparslan, üzerimdeyken ne konuşabildim nede nefes alabildim. 

"Saldır ortasındayız, bir şey yapsana!" Alparslan işaret parmağını dudaklarımın üzerine koydu. 

"Düşünüyoruz, sus iki dakika." Mermi sesleri kafamın içinde yankı yaparken derin derin nefesler aldım. 

"Bu evin arka çıkış kapısı var, yürü." Dedi kaşlarımı çattım.

"Sen üzerimdeyken nasıl yürüyebilirim?" Alparslan'ın yüzünde muzip bir ifade oluştu. Yüzüme birazcık daha yaklaştı. 

"Hoşuna gitti sanırım." Dizimi kaldırdım, tam bacak arasına vuracağım sırada Alparslan kendini daha da bana bastırdı.

"Denemeni hiç tavsiye etmem." Zaten şu anda denemek gibi bir hataya düşeceğimi sanmıyorum. Alparslan üzerimden yavaşça kalktı, bende kalkınca kafamı yere eğdi. 

"Deve kuşu gibi o kafanı çıkarırsan, delik deşik olursun." Dedi.

"Biliyoruz." Dedim, Alparslan belime elini koydu. Sehpanın üzerinde duran telefonlarımızı almayı ihmal etmedi. Çantamı gösterdim, gözlerini ilk önce devirdi fakat çantamı da aldı.

Ördek adımları ile yürümeye başladık. Camın kırılma sesini duyduğumda ağzımdan küçük bir çığlık koptu.

"Şerefsiz, buradan çıktığımda inim inim inletmezsem bana da Alparslan demesinler!" Alparslan'ın dediği kapının bulunduğu yere kadar ördek adımları ile yürüdük.

Sonrasında ayağa kalktım. Bacaklarım uzun süre eğilmiş bir şekilde durduğu için acımıştı. Alparslan kapıyı açtıktan hemen sonra gözleri ile orayı işaret etti. Bende hızlı adımlarla yürüdüm. Uzun bir koridorda yürüyorduk, Alparslan girdiğimiz kapıyı sıkıca örtmüştü.

"Senin aklına uyduk, bak başımıza neler geldi? Bari korunmak için hiçbir fikrin yok, evinde o..." Daha lafımı bitiremeden Alparslan kolumdan tutarak kendine çekti. 

Sırtım soğuk duvarla birleşince, yutkundum. Alparslan'a baktığımda gözlerindeki siniri kelimelere dökmek mümkün değildi.

"Şuradan kurtuluncaya kadar o sesinin tonunu ayarla, başımda ki bela yetmezmiş gibi bir de seninle uğraşamam." Tuttuğu koluma hızlıca kendime çektim.

"Pardon da, sen konuşunca bir şey olmuyor. Ben konuşunca batıyor mu? Sıkıntın ne senin?" Alparslan ellerini iki yanıma koydu. Sanki yer varmış gibi sırtımı duvara iyice yasladım.

GİZEMLİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin