İntikam!
Aklında sadece bu duygu vardır.
Aşk, yok.
Sevgi, yok.
Bağlılık, yok.
O günden beridir, kin güttüğü adamdan nihayet intikamını alacaktı.
Görev başlasın!
"En iyi planlarda bile kusurlar olabilir."
***
Kitabın bütün hakları şahsıma aittir!
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.
Başlama saatinizi buraya bırakabilirsiniz.
Oy ve yorumlarınızı lütfen esirgemeyin. <3
Keyifli okumalar.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
12.BÖLÜM: "KIZGINLIK"
Alparslan'ın söylediği şey ile kalbim sanki kulaklarımda atıyordu. Ben işin buraya gelebileceğini düşünmemiştim. Bozuntuya vermemem gerekiyor. Ellerime baktığımda, Alparslan bıraktı. Bende boynuna doladım.
"Vakit kaybına gerek yok." Açık olan bacağıma, elini değdirdi. Tenim ürperdi, onun bana dokunması cehennem!
Sırtımı olabildiğince, duvara yasladım. Alparslan'ın gözleri, arzulu bakıyordu. Tamam, kişiliğin yok ama bu kadarda olmaz.
"Vaktimiz bol." Ellerimi göğüslerinde gezindirdim, iki elimi de koyup yukarıya doğru dokundum.
Alparslan, tepki vermedi. Etrafına baktı sonrasında, yüzüme yaklaştı. Dudaklarıma o kadar yakındı ki, konuşsa değecek gibiydi.
"İşimi halledip geleceğim, kaybolma." Dudaklarıma baktıktan sonra, gitti. Bende derin bir nefes aldım. Buradan şu anda kaçsam, hiçbir şey öğrenemem. Kaçmazsam da hiç iyi şeyler olmayacak.
Telefonum içerideydi. Kendimi toparlayıp, adımlarımı hızlandırdım. Görkem'den akıl almam gerekiyor. İçeriye girdiğimde, gözlerim hemen Alparslan'a değdi. Sağ gözümü kırptım.
Kaşınıyorum, farkındayım.
Masama geçip, telefonumu aldım. O sırada yan masadan bağırışma sesi geldi. Müzikten dolayı çokta duyamasam da, bir şeyler duyuyordum.
"Senin vereceğin malı, sikeyim!" Bu Alparslan'ın sesiydi. Galiba kavga çıkacaktı. Telefonumu çıkarıp, onlar görmeden buluştuğu adamın fotoğrafını çektim.
Alparslan, adamın birden yakasına yapıştı. Benim buradan kaybolmam gerek, hızlı adımlar ile çıkış kapısına yürüdüm. Arkamdan bağırış sesleri dahada gürleşmişti. Dışarıya çıktığımda, Görkem'in arabasının olduğu yere gittim. İçerisine binip, hızlıca konuşmaya başladım.
"Bas bas!"
Görkem beni evime bıraktıktan sonra gitti. Kapımı açıp, içerisine girdim. Bu üzerimdeki şeylerden bir an önce kurtulmam gerek. Banyoya girip, üzerimdeki kıyafeti çıkardım. Sonrasında peruğu çıkardım. Kendimi suyun altına bıraktım...
Bornozumun ipini bağladıktan sonra, odama girdim. Gardırobumdan bir kaç parça kıyafet çıkardım. Saçlarımı hafif nemli kalacak şekilde havlu ile kuruttum. Sonrasında iç çamaşırlarımı giydim.
