10. ALIŞ-VERİŞ

3.2K 279 387
                                    


Bölüme başlamadan küçük yıldızı parlatmayı unutmayalım.

Kırmızı kalplerinizi bu satıra, doldurabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10.BÖLÜM: "ALIŞ-VERİŞ"

Alparslan, eve şöyle bir bakış attı.

"Bir sorun mu var?" Dedim, Alparslan başını hayır anlamında sallayıp evden çıktı. Çıktığı an tuttuğum nefesimi dışarıya verdim. Bende bir şeyler fark etti sandım. Kalbim ağzımda atıyordu.

Perdenin arkasına geçip, gittiğinden emin olduktan sonra mutfağa girdim. Masayı topladım, bulaşıkları bulaşık makinesine attım. Evin eksiği çok vardı. Görkemi çağırıp onunla alsam mı? Telefonumu elime alıp, Görkem yazılı numarayı yana kaydırdım. Telefon üçüncü çalışta açıldı.

"Efendim, Mira?" Dışarıdaydı sanırım. Değişik sesler geliyordu. 

"Müsait misin, Görkem?" Araba sesi geldi.

"Hiç değilim Mira, bir şey mi oldu?" 

"Yok öylesine bir aramıştım. Kolay gelsin." Dedim ve telefonu kapattım. El mecbur Alparslan'a diyeceğim. Buralara yabancıyım, kaybolmak istemiyorum. Salondan cüzdanımı aldım. Eve kısa bir bakış atıp, ayakkabılıktan sade bir spor ayakkabı çıkardım. Dış kapıyı açmadan, evin anahtarını da cebime koydum. 

Dışarıya çıkıp, yere eğildim. Ayakkabılarımı giymeye başladım. Bağcıklarını bağlayıp, kapıyı ardımdan çektim. Merdivenlerden hızlıca inip, Alparslan'ın kapısının önüne geldim. Kapıyı üç kez tıklattım. Alparslan, bir kaç saniye sonra açmıştı. 

"N'aber?" Dedim ellerimi arka cebime koyarak,

"Ne istiyorsun, yine?" Gözlerimi devirmemek için büyük bir savaş verdim. İnsan azıcık bari kibar olur.

"Hemende anladın." Dedim, kahkaha atarak.

"Şey benim evimde eksiklerim var. Beraber markete gitsek olur mu? Buraları pek bilmiyorum." Alparslan, derin bir nefes aldı.

"Bir gün, sadece bir gün." Tek kaşımı kaldırdım.

"Tamam, gelme! Bende yollarda kaybolurum. Organ mafyaları kaçırır beni, bütün organlarımı alıp satarlar sonrada beni yakarlar." Arkamı dönüp, yürümeye devam ettim.

"Bekle, başımın belası. Bekle!" Sinsice gülümsedim. Bu acıtasyonlara kimse karşı duramaz. Alparslan, kot ceketini giyip kapısını kapattı. Sonrasında yanıma geldi.

"Araba şart oldu." Senin yüzlerce vardır. Demek istesem de, demedim. Beraber yürümeye başladık. 

"Daha az önce geldik, o zaman neden almadın?" Söylenmesi bir türlü bitmiyordu.

GİZEMLİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin