~Masumiyetin yerini ihanet, sevginin yerini tutku, zarifliğin yerini şiddetli bir karmaşa alıyormuş. Ve hiçbir şey, eskiden olduğu kadar güzel olmuyormuş.
Genç kadın, elinde son yudumunu içtiği, boş şarap kadehini masanın üzerine koymuştu. Bu içtiği üçüncü kadeh şaraptı. Belki içkiye pek alışık olmadığından, belki de şarabın ağır bir şarap olmasındandır, kendini oldukça sersem hissetmeye başlamıştı. Tam karşısındaki sandalyede oturan Erol ise, hala ilk bardağını yudumluyor ve konuşmaktan çekiniyormuş gibi, devamlı olarak tahta zemine bakakalıyordu. Ağzını tam anlamıyla bıçak açmıyordu.
Ece ise bu anlamsız sessizliğe daha ne kadar katlanması gerektiğini bilmediğinden, sabırsızca tırnaklarını masaya bir ritim halinde vurup duruyordu.
"Ee... konuşmayacak mısın?," demişti adeta fısıldarcasına.
Uzun bir süreden sonra genç adam gözlerini ilk defa tahta zeminden ayırıp, kadına bakmıştı.
Kafasını yavaşça bir aşağı bir yukarı sallayıp;
"Evet... konuşacağım," demişti.Elindeki bitmek üzere olan şarap kadehini masanın üzerine koyup, istemsizce genç kadının yaptığı şeyi yapmış, tırnaklarını masaya vurmaya başlamıştı.
Bunu fark eder etmez, bunu yapmayı bırakmıştı."Beni tanıdın... ben de seni tanıdım," diye başlamıştı sözlerine... oldukça sessiz, ve kadının adamı gördüğü ilk andan itibaren ilk defa böylesine cılız çıkmış olan sesiyle.
"Tanıdım... sen de beni tanıdın...," diye tekrar etmişti kadın, mırıldanarak.
"Belli edemedim... seni tanıdığımı abime belli etmek istemedim."
Kadın anlamıyordu... adamın neden bunu yaptığını, nasıl olur da eşinin kardeşi olabildiğini ve yıllar sonra bu tesadüfün nasıl yaşanabildiğini hiç anlamıyordu.
"Neden?," diye sormuştu Ece, sesini biraz yükselterek."Neden bir işaret vermedin? Anlamıyorum seni Erol."
"Anlamaman daha iyi..." genç adam bu söylediklerini söylemesinin bir hata olduğunu algılamıştı hemen. Ve dudaklarını birbirine bastırıp, kendini kontrol altına almaya çalışıyordu."Neden ama? Bunca zaman geçmiş... aradan yıllar geçmiş! Eski bir arkadaşını tanıyınca insan bir şey söyler. Bir şey söylemese de bir tepki verir!," diye üstelemişti genç kadın. Sabırsızca adamdan bir cevap bekliyordu. Her şeyi anlamasını sağlayacak olan, dürüst ve yerinde bir cevap.
"Seni ilk gördüğüm an, aklımdan geçenleri tahmin bile edemezsin. Ama yıllar geçtikçe hislerimi kaybettim ben Ece. Tepkisizliğim de, bunu belli etmemem de ondandı... Tıp okumak her ne kadar güzel olsa da, her daim zihninde ders notları dolaşan biri için, hislerinin olduğunu hatırlamak çok zor... yıllardır hislerimi beslemeyi unuttum. Eskiden de pek yapmazdım, bilirsin. Duygularımı belli edemezdim. Onları gizlemeye de, kontrol etmeye de çalışmama gerek bile kalmazdı bu yüzden... artık hiç yok. Çünkü zihnimle düşündüğüm, kalbimde hissettiğim hiçbir şey yüzüme ve bakışlarıma yansımıyor. Davranışlarımı etkilemiyor... Sadece çok şaşkınım. Uzun süredir hislerimin hiç şimdi olduğu kadar bilincinde olmamıştım... belki buydu beni geri çeken... Anlatabildim mi bilmiyorum sahi... Yani... seni görünce, hissettiğim şeyler beni susturdu. Şimdi bana çok soru sormak istiyorsun, oldukça farkındayım bu gerçeğin. Lakin sorularının bir çoğuna bir cevabımın olmadığını söylemek zorundayım."
Genç Ece o gece hiç yaşamadığı kadar fazla dejavu yaşamıştı... hiç yaşamadığı kadar şaşkınlık, ve hüzün hissetmişti istemsizce... yüreğinin en derinliklerinde beliren ve onu terk etmemeye yeminli olan bu hüzün kırıntısı, Erol'un söylediği ve anlattığı her şeyde, artmaya devam etmiş ve sonunda devasa bir hal almıştı. O gece her şeyi öğrenmişti. Erol'un bu insanlar, yani sevgilisinin ailesi tarafından evlat edildiğini, yıllar boyunca o insanlara yük olduğuna inandığı için, farklı bir ülkeye okumak için gitmeyi seçtiğini, ve kendi ayaklarının üstünde durabilmek için bunları yaptığını uzun uzun anlatmıştı genç adam kadına... Ece artık anlam veremediği, yahut kafasının içinde oldukça büyük bir yer kaplayan bu düşüncelere ve bu sorulara bir cevap bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN NEFESİ
Fantastik~ Suçlu ve suçsuz, masum ve mahkûm, ölüm ve yaşam... bu hikaye böyle başlamıştı... Peki ya nasıl bitecekti? Gece Alpınar adında genç bir kız, ölüleri görüp, onlarla konuşabildiğini fark eder. Çalıştığı acil servise bir intihar vakası geldiğinde...