0.2

54.8K 2.4K 830
                                    

Alışıktım insanların beni kabul etmemesine, alışıktım küçükken hep hor görülmeye. Sonra her şey değişti tabi ki. O küçük kız kendini sadece kendi kırabilecek kadar demir ağlarla ördü. Sayılı kişiler içerde kalırken geri kalan herkes dışarda kalmıştı. Pişman mıydın? Asla. 

Ne yalan söyleyeyim bir ailem olabilme düşüncesi bile bana yabancıydı. Kara'nın söylediği sözler gram beni etkilememişti. Sadece küçük bir kardeşim olması beni mutlu etmişti ama her zamanki gibi bu mutluluk da kısa sürmüştü. Fakat insan varlığını bilmediği bir şeyin yokluğuna üzülmüyordu.

Ben aile varlığını hiç tatmamıştım ki neden üzüleyim. Üzülmek bir yana dursun yüzümde tek mimik bile oynamadı. Sadece boş boş yüzüne bakmakla yetinmiştim. Önce tam gözlerimin içine baktı sonra ise yüzünü buruşturdu. Sanırım gerçekten de arkamda birini bırakmama gerek kalmamıştı zaten.

"Eyvallah" Kafa ile selam vererek söylediğim kelime onu şaşkınlığa uğrattı sonra ise dalga geçtiğimi anladığında tekrar sinirlendi.

"Ne bu sendeki küçük dağları ben yarattım havası? Ne sanıyorsun ki sen? İki günlük bir kıza alışmamı mı? Sen benim ablam falan değilsin hiç de olmayacaksın duydun mu? Sen de o kız gibisin. Üstüne giydiğin kıyafetler bile ona benziyor. Pahalı markalardan alınmış ayakkabı ve arabalar, arşa değen ego... Ah bir de şimdi senin her gün farklı bir erkeğin vardır değil mi? Neyi tartışıyoruz ki? Sen de onun gibi yaparak daha da bizim ailemizi darmadağın edeceksin."

Daha fazla sabrımı sınamaması gerekiyordu. Kendimden küçük ,hiçbir şeyin farkında olmayan bir çocuğa vuramazdım. Benim kitabımda benden güçsüzleri bilek gücüyle ezmek yoktu.

"Asıl sen ne sanıyorsun ? Sizin ne paranıza kaldım ne de evinize. Sen beni ne sanıyorsun asıl ben ona şaşırıyorum. Makyaj yapıyorum ,evet . Bu kimseyi alakadar etmez. Kısa giyiniyorum. Ne yani bunları yaptım diye sürtük mü oluyorum? Bir kadın açık diye aranıyor kapalı diye yobaz değildir. Veya sırf kendini böyle seviyor diye ona bu muameleyi yapamazsın. Kendimden küçük birine hele ki o daha bütün insanların aynı olmadığını anlayacak kavrama yetisine sahip değilse hayatta dokunmam. Ayrıca ne sanıyorsun burada kalacağımı falan mı?"

Önce gözlerinin içinde bir yıkım yaşadı. Neden olduğunu pek anlamasam da karşımdaki insanlara üzülmeyi uzun süre önce bırakmıştım. İnsanlar beni üzerken bana acımıyorsa ben neden onlara gerçekleri söylerken acıyayım sonuçta. Demet Hanım'ın konuşması ile yeniden ilgim ona yöneldi.

"Ne demek burada yaşamayacağım kızım? Bize bir şans vermeyecek misin? "Dolu gözlerle bana baktığında yeniden iç geçirdim. Onu kırmak istemiyordum fakat yeni tanıştığım birinin evinde kalacak kadar da akıl yetimi kaybetmemiştim. Kaybetmemiştim değil mi?

"NE OLUYOR BURADA?" Bağıran pardon kuyruğuna basılmış kedi gibi böğüren şahsa çevirdim gözlerimi. Burak Bey'in yaklaşık 20 sene önceki kopyası gibiydi. Sanırım yeni bir aile vakası daha çıkıyordu. Burak Bey söze girerek aileyi sakinleştirmeye çalıştı.

"Hepiniz sesinizi kesin. Öncelikle herkes gelip oturuyor."

"Ba-"

"Herkes oturuyor dedim Emir" Herkes tek tek otururken onları üstün körü süzüyordum. Üç  tane abim olduğunu tahmin ettiğim ve üç tane güzel kadın yan yana oturdular. Sonra içeri seke seke giren 7-8 yaşlarındaki kız da benim yanıma oturmuştu. Yanımdaki küçük kız beni süzerken Burak Bey söze girdi. 

"Öncelikle karşınızdaki Karaca . Bunlar da sırasıyla en büyükleri Lodos ,ortanca Asaf ve onun yanındaki de en küçükleri Emir. Yanlarındakiler de güzeller güzeli kızlarım sırasıyla Berfun, Elzem ve Bilge. Son olarak yanındaki tatlı kızımız Duru ,Lodos abin ve Elzem ablanın kızı. Bilge ise erkek bir bebeğimize hamile." 

~Karaca~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin