1.6

33.1K 1.7K 705
                                    

"Yağmur yağıyor. Bu berbat bir şey.

Yağmurun sesi çok fazla, hatta o kadar fazla ki diğer bütün sesleri bastırıyor. Pencerenin önünde oturup cama üfleyerek onu buharla kaplıyorum. Sonra da üzerine parmağımla küçük bir yıldız çiziyorum. Alnımı dayadığım cam soğuk. Kalbimin içinde de yağan yağmurla birlikte başka bir dünyada olduğumu hissediyorum." - Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe

"Ben çok sıkıldım ya. Daha bir saat var ." dedi yanımda oturan Kara. 

"Oğlum otur oturduğun yerde." dedi Lodos.

"Bence doğruluk  mu cesaret mi oynayabiliriz." dedi Tehlike. Evet onlar da buradaydı. Hatta sadece onlar değil Karan ve Elis'de buradaydı. Geleceklerini öğrenen annem onları da bekleyebileceğimizi söylemişti. Ayrıca şu ayrıntıyı da kaçırmamak gerekiyor Kara'nın kaçıracağız dediği uçak bizimmiş. Nasıl kaçıracaksak? Onları beklerken üzerimizi de değiştirmiştik.

 Nasıl kaçıracaksak? Onları beklerken üzerimizi de değiştirmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bana uyar." dedi Kurt. Tim kafasıyla onaylarken ben de onayladım.

"Tamam o zaman biz de varız." dedi orta boy. Yengemler ve diğerleri onaylarken oynamayan sadece çocuklardı. Onlar da zaten arka odada uyuyorlardı.

"O zaman ben hostesten şişe isteyeyim." diyen Kara elleriyle hostesi çağırmıştı. Gelen hostes gözlerini Karan'dan çekmiyordu. Ona gözlerimi çevirdiğimde bana baktığını anladığımda mutlu olmuştum ama bu hala o kızın kafasını koparma isteğimi engellemiyordu. Bu kıskanmak mıydı? Bilmiyorum ama bu kızın bir an önce gözlerini çekmesi gerekiyordu. O sırada istediğimiz şişeyi getirdi. Ama hala ayakta bekleyerek bakmayı sürdürüyordu.

"Bir şey mi diyeceksin ?"dedim hostese doğru. Beni duymayıp hala Karan'a bakıyordu. Bu sefer sesimi yükselterek sordum.

"Bir şey mi diyeceksin?" dedim. Bir anda bana dönmesiyle transtan çıkmış oldu. 

"Efendim?" dedi anlamayarak.

"Diyorum ki bir şey mi diyeceksin? Tepemizde zebani gibi dikiliyorsun da." dedim sertçe. Kız önce yutkundu sonra affedersiniz diyerek gitti. Tim alttan alttan gülerken Karan'da onlara eşlik ediyordu. Yengelerim ve annem imayla bakarken geri kalan Bozkurt erkekleri çatık kaşlarıyla olayı izliyordu.

"Ne?" dedim anlamayarak.

"Hayırdır Karaca? Neden rahatsız oldun kardeşim?" dedi Asaf. En net bir şeyleri o anlıyordu.

"Neyden rahatsız olmuşum? Ben sadece başımızda dikilmesini istemedim." dedim anlamamazlıktan gelerek. Diğer yanımda oturan Karan daha fazla gülmeye başlarken tırnaklarımı alttan eline bastırdım. Dokunuşumla gülmesi giderken boğazını temizleyerek bana döndü. 

"Eğer o tırnaklarını çekmezsen kendime hakim olamayabilirim dişi kurt." dedi sertçe. Sesi hm biraz kısık hem de boğuktu. O sırada Keskin şişeyi çevirdiği için kimse fark etmemişti. Tek bir kişi hariç. Bu niye polis ya? Şişe birkaç kez döndükten sonra Kara ve Kurt'un arasında kaldı. Kara soruyordu.

~Karaca~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin