"Karaca nerede dedim?"
"Bende sana, sen kimsin dedim?"
Alt kattan gelen seslerle koşar adım aşağı indim. Kerem'in kendini koruyabileceğine olan güvenim sonsuzdu. Benim tanıdığım Kerem ne saygısızlık yapar ne de altta kalırdı. Zaten büyüklerin dediklerini yutmamak onlara saygısızlık mı yaptığımızı gösteriyordu? Bu günlük bir tane Bozkurt kuşatması bana yeterdi.
Aşağı indiğimde gördüğüm manzara bir tane Bozkurt kuşatmasının sadece bana yettiğini kanıtlar nitelikteydi. Büyük boy Lodos , Kerem'in yakalarından tutmuş hesap soruyordu. Kerem'e hesap sormak? Bunlar iyice hadlerini aşmıştı anlaşılan. Kerem ise sert ifadesiyle kısa cevaplar veriyordu.
"NE OLUYOR BURADA? NAPIYORSUNUZ SİZ?"
Sesimle herkes bana dönmüştü. Önce üzerimi süzmüş sonra ise sesimden olacak ki hafif yutkunma ihtiyacı hissetmişlerdi. Deminki misafirlerin hepsinin burada olduğunu görünce dinen sinirlerim yeniden kendini gösterdi. Kendine gelen ilk biyolojik babam oldu. Lodos kollarını Kerem'den çekince hızlı onun yanına gittim. Herkes sanki heyecanla bekledikleri bölümün fragmanını izler gibi sadece izliyordu.
"SİZE BURADA NE OLDUĞUNU SORDUM? NE HAKLA KEREM'İN YAKALARINDAN TUTUP ONDAN HESAP SORMA CÜRRETİNE GİRİŞİRSİNİZ? "
Bağırmamla sanki transtan çıkmış gibi bize bakmaya başladılar. O sırada her zaman yaptığı gibi belimden tutarak bedenimi kendine yasladı, Kerem. Bunu yapınca kendimi daha güvende hissetmemiştim nedensizce fakat bundan o dahil kimsenin haberi olmamıştı. İlk şoku atlayan biyolojik annem oldu.
"Kızım bu beyefendi kim? Biz bilmedi-" sözünü bıçak gibi kesen bir ses tonuyla konuştum.
"Bilmiyor olmanız daha önce tanımadığınız birinden hesap sormanızı gerektirmez. " dedim sertçe.
"Sıkma elini. Tutmayı bırak dokunmaya kıyamadığım eline batacak tek bir diken bile benim canımı yakar."
Kulağımın dibinde hissettiğim nefesi ile gerildim.
"Sen kimsin delikanlı?" dedi sabahtan beri karısını susturamayan yaşlı bey amca.
"Karaca Bozkurt'un sevgilisi Kerem Aras." dedi kendinden emin bir ses tonuyla. Bu yalan değildi sevgilimdi ölmeden önce. Yani yalandan ölmeden önce. Artık dinlemem gerektiğini biliyordum fakat bir kez daha hayal kırıklığını uğramak istemiyordum.
"Sevgilisi mi? Yanındaki kadının böyle giyinmesine izin veren adam mı olur?" dedi Sema Hanım.
"Öncelikle yaşınıza hürmeten sesimi yükseltmeyeceğim ama bu söylediklerinize susacağım anlamına gelmez. Anladığım kadarıyla bu ailenin babaannesi sizsiniz. Karşınızdaki kişinin ne namusunu eleştirmek ne de onun adamlığına laf söylemek sizin üstünüze vazife. Yerinizi bilin ve ona göre konuşun. Ayrıca ben yanımdaki kadının nasıl giyineceğine karışmam. Çünkü Karaca aklı başında ,kendi kararlarını verebilecek bir kadın. Ben ona karışmam, karışamam. Sadece fikrimi beyan ederim." dedi sert sözlerle. Gülümsemem yüzüme yansıyınca yüzüme bakarak iç çekti.
"O zaman ona bakacaklara da razı olursun." dedi adının Yalın olduğunu öğrendiğim salak.
"Bir kadın ne giyerse giysin, karşısındaki kişi nefsine hakim olacak ve bakmayacak. Şayet bakarsa o zaman onun için hiç iyi olmaz. Bir kadına nasıl giyinmesini öğretmeye çalışacağınıza bir erkeğe ne olursa olsun bir kadına yan gözle bakılmayacağını öğretmeyi deneyin. İZNİNİZLE." diyerek belimden tutarak dış kapıya doğru ilerletmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Karaca~
ChickLitHayat biz planlar yaparken karşımıza çıkanlardır... Karaca yeni hayatına alışabilecek mi?