1.4

36.2K 1.8K 393
                                    

Eninde sonunda adalet yerini buluyordu. Suçsuzlar aklanıyor, suçlular bir şekilde cezasını çekiyordu. Belki çok sonra kanıtlar bulunuyordu ama illa ki bulunuyordu. Bir kanıt her şeyi düzelteceği gibi her şeyi sil başa da alabiliyordu. Sadece ufak bir gözden kaçırılan bilgi veya delil her şeyi mahvedebiliyordu.

Ceylan ve Sema kaçacaklarını düşündüler hatta her şeyden sıyrıldıklarını düşündüler. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. O da birkaç ses kaydı ve fotoğraflardı.

Geçmiş zaman:

Atlı karınca macerasından sonra biraz daha oturup eve geçmiştik. Eve gelince annemin ısrarları üzerine bir şeyler atıştırmıştım fakat lokmalar boğazıma diziliyordu aklımdaki sorunun cevabını bulmadan. Aklım dünden beri Asaf 'ın anlattığı olaydaydı. Bir türlü mantıklı bir açıklama bulamıyordum.

Odama çıktığım an timi arayıp bize gelmelerini istedim. Tek başımı bulurdum elbet ama ne kadar erken olursa benim için o kadar iyiydi. Kapı sesini duyunca son hız kapıya geldim. Meltem abla ile aynı anda gelmiştik. Kapıyı açtığımda karşımda timi görmek beni  mutlu etmişti. Salondakilerin şaşkın gözleri içinde Meltem ablaya döndüm.

"Meltem abla senden bir şey isteyebilir miyim?" 

"Tabi kızım."

"Abla benim odama atıştırmalık bir şeyler ve bolca şekersiz filtre kahve getirir misin?"

Kafayı salladıktan sonra mutfağa doğru gitti. Meraklı bakışlarla bakan aile üyelerine döndüm.

"Tanışmıştınız. Bunlar benim kardeşlerim . Murat, Melih , Ceyhun ve Aytaç. Önemli bir şey olmadan odama gelmezseniz sevinirim." dedim.

"Kızım çocuklar bir soluklansaydı." dedi annem.

"Yok anne biz odamda soluklanırız. Bu arada Kara bilgisayarın veya tabletin varsa benim odama getirir misin? Yazıcı da dahil."

"Ben hazırlayıp getiririm abla." dedi Kara.

"Hepinize iyi geceler. "

&:" İyi geceler."

Kafamla beni takip etmelerini işaret ederek yukarı çıkmaya başladım. Muhtemelen sabaha kadar çalışacaktık. Her ne olursa olsun kafamdaki bu acaba sorusunu kaldıracaktım. Odaya vardığımızda hepsini buyur ederek sabahtan beri bulabildiğim dosyaları önlerine koydum.

"Her zamanki aklımdaki soruların cevaplarını arıyorum. Bir görev değil ama vicdan görevimiz. "dedim.

"Komutanım bu geçen sene şehit olan polis memuru değil mi? Hani şu çatışma sırasında ağır yaralanan." dedi Tehlike. Parmağı ile fotoğrafı işaret ediyordu.

"Evet o. Şehit Polis Memuru Beytullah Melih Işık. 11. 04. 2020 Şehit olduğu gün. Suçluları sadece bir grup silahlı adam olarak gözüküyor ama durum farklı. Arkalarındaki adamların hepsi şu an dışarda. Asaf yani ortanca olan polis. Silah arkadaşıymış bu aslanın. Şimdi sizden istediğim beraber bu adamların fişini çekmek. Ben başımı yastığa rahat koymak istiyorum. Eğer yapamam diyorsanız şimdi çıkabilirsiniz. Benim için sorun yok." dedim.

"O nasıl söz komutanım? Eğer bir askerin ruhunu rahatlatırsak o zaman bizden mutlusu olmaz. Şimdi bize anlatmaya başlayabilirsiniz." dedi Kurt. 

"11.04.2020 tarihinde büyük bir plan yapılıyor uygulanmak üzere. Her şey yolundayken bir anda plan yerle bir oluyor. Gittikleri yerde hem tuzağa düşüyorlar hem de kayıp veriyorlar. Asaf Bozkurt'un başlarında olduğu bu ekip operasyonu tamamlıyor ama bir yandan da kayıp veriyor. Gizli olan bu operasyonun dışarı sızma ihtimali yok çünkü şehit olan ve yaralananlardan başka operasyonu bilen yok. Bir de Asaf Bozkurt var tabi. O günün bir gün öncesinden Asaf dosyayı eve getiriyor. Biraz çalıştıktan sonra uyuyor. Ne oluyorsa uyuduktan sabaha kadar olan zaman diliminde oluyor. Bütün bilgiler karşı tarafın eline geçiyor. Asaf bu işin peşini bırakmıyor ve bazı bilgilere ulaşıyor. Ondan istemedim-" 

~Karaca~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin