"Arda yeter artık. Sus oğlum." dedi Mert abi. Sabahtan beri annemler gibi bir o yana bir bu yana koşturup duruyordu. Sorun ne mi?
Buraya geleli bir hafta olmuştu. Yarın yola çıkacaktık. Son bir kez dostlarıyla buluşacaklarmış büyükler. Açıkcası beni alakadar etmiyordu.
Anne kişisiyle o günden sonra konuşmamıştık. O da gelmemişti yanıma. Ki gelse bile affetmeyi düşünmezdim bile. Ben bir insana o şansı vermişsen ona gerçekten güvenmişimdir. O güvenimi boşa çıkarmıştı. İlk defa içimden gelerek ona anne demiştim ama bütün hayallerimi yıkmıştı. Benim için büyük bir kayıp olmamıştı çünkü ben hiç o sevgiyi tatmamıştım zaten. İnsan alışık olmadığı bir sevgiyi kaybedince üzülmüyordu.
Baba kişisi karısının hiçbir yanlışı görmeyen gözü kör bir insandı. Sürekli onun yanında olan, kendi çocuklarından kat be kat üstün tutan bir insandı. Kendi hayatını ona adamıştı. Onun doğruları doğrusu onun yanlışları yanlışıydı. Mutlu olması için elinden geleni yapıyordu. Onunki aşk değildi. Aşk insana kendisini kaybettirmemeliydi.
Abilerime gelecek olursak hepsini affetmiştim. Çünkü onlara olan güvenim tamdı. Onlar da benim gibi anne baba sevgisinden uzaktı. Anneleri severse babaları seviyordu. Anneleri onlara ne kadar değer vermişse baba kişisi de o kadar veriyordu. Onlar mutluluğu aile kurmakta bulmuştu.
Lodos abim en büyüklerinden olmasına rağmen çocuk ruhuydu. Yeri gelince ağırlığını korusa da asla içindeki çocuğu öldürmemişti. Mafya işleri yapıyordu duyduğuma göre ama araştırınca asker ve polisle iş birliği yapıyordu. Masumların canını yakmıyor herhangi zararlı bir madde ticareti yapmıyordu. Onun amacı sadece karısı Elzem ablayı, kızı Duru'yu bir de değer verdiği insanları korumaktı.
Asaf abim ise daha sakin olandı. Yeri gelince çocuk gibi olsa da çoğu zaman sorgulayıcı ve düşünen taraftı. Polis olmasının yanında çok da cesurdu. Hayatta kaybedecek bir karısı, bir oğlu bir de ailesi vardı. Bilge ablanın doğumundan sonra bir gün sonra çıkmıştık hastaneden. Çocuğuna yıllar önce kaybettiğim silah arkadaşımın ismini koymuştu. Atlas... Herkes bebeği çok severken benim için ayrı bir yeri vardı. Sanki elime doğmuş gibi hissediyordum.
Kara evin küçük çocuğu gibiydi. O kızın en çok çektiği kişi belki de oydu. Aylarca psikolojik şiddet görmüştü. Ama bu onun içindeki çocuğu öldürmemişti. Duygusal bir yapısı vardı ama bunu sadece sevdiği insanlara karşı gösteriyordu. Dışarıdan bakıldığında sert bir yapısı vardı. On sekiz yaşına girecekti bu sene. Son sınıf olduğunu biliyordum fakat arkadaşları hakkında tek bir şey söyleniyordu. Umarım oradan da vurulmamışsındır çocuk.
Emir abim ve Berfun abla ise düğünü çok sonraya ertelemişlerdi şu anlık. Bebeğin kırkının çıkması hem de biraz daha hayatımızın rutin düzenine dönmesini bekliyorlardı. Birbirlerini sevdiklerini herkes biliyordu ama biraz sakinleşmesini bekliyorlardı ortalığın.
Karan ise hayatta tek kaybedecek kişisi olandı. Bir kızı vardı. Elis... Kızı için dünyayı karşına alırdı. Araştırmıştım. Elis'in ailesi hiçbir türlü ortaya çıkmıyordu. Bu aramayı Karan'dan habersiz yapmamıştım çünkü nasıl kendi hayatıma müdahale edilmesinden hoşlanmıyorsam onun da hayatına müdahale etmezdim. Mafya işleri ise Lodos abimin aynısıydı. Bu yüzden herhangi bir pürüz çıkmıyordu. Bir de ben... Bana verdiği değeri kendi gözlerimde görüyordum. Yeri gelince beni Elis gibi şefkatle kucaklıyor yeri gelince porselen bebek gibi kutuya koymaya çalışıyordu. Kıskançtı. Aşırı kaçmadığı da oluyordu çok fazla kıskandığı da. Hoşuma gitmiyor da değildi.
Bir de fezanın bana hediyesi vardı. Abim... Kağan merhaba Yiğit Bozkurt... Yüreği bir çöp gibi ayaklar altına alınan adam... Kendisinden önce herkesi düşünen güzel kalpli adam... Sevgisiyle seni göklere taşıyabilen ama bir yandan ya nefretini kazanmaktan korkacağın kadar cesaretli insan... Zamanında herkes gibi çok acı çekmişti. Sırf doğruları söylediği için dışlanan, öz ailesi tarafından ötekileştirilen adam... İlişkimiz çok güzeldi. O benim abim değil babamdı. Ben ise onun minik kızı... O benim için bir hediye bir mucizeydi. Onun dediği gibi onun da bana benim de ona ihtiyacım vardı. Yüreğinde herkese kadar sevgi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Karaca~
ChickLitHayat biz planlar yaparken karşımıza çıkanlardır... Karaca yeni hayatına alışabilecek mi?