BÖLÜM 21

314 11 0
                                    

Lisenin önünde uzanan kaldırımda, kendisine doğru yürüyen okul üniformalı üç genci gören seyyar satıcı Adem, önünde duran karton kutudaki yığından kalem, kalem tıraş ve silgiden oluşan takımı eline aldı ve kendisini yaklaşan gençlere döndü.

Bu üç gencin ortasında yürüyen kısa saçlı, gri gözlü çocuk, seyyar satıcı Adem'in büyük oğlu Hasan'ın akşamları televizyonda açtığı ve kardeşi Ayşe'nin nefret ettiği aksiyon filmlerinde oynayan adamlar gibi kaslı iri yarı bir gençti.

Sağda, yol tarafında yürüyen uzun saçı ve keçi sakallı olanı ise hem yaşça büyük görünüyordu hemde gömleğinin katlanmış kollarındaki şeytan dövmeleri ile satanistlere benziyordu. 'Bizim Zafer Lisesinin Müdürü Murtaza hoca bu saçı sakalı görse önce iki tokat atar sonra kağıt makasıyla koyun kırpar gibi keserdi.' Diye düşündü seyyar satıcı Adem ve gülümsedi. Diğerinin yani solda yürüyenin ise kulakları, dudağı, burnu, kaşları ve çenesinde takılı demir halkaları görünce içi ürperdi. Bu gençler öğrenciden çok serseriye benzesede seyyar satıcı Adem siftah yapma umudu ile elindeki takımı uzattı:

"Gençler iki kalem, bir kalem tıraş ve silgi beş lira. Almak istemez misiniz?"

Üç genç adam kendisine bakmadan önünden geçerken, 'Biraz daha burada durayımda sonra Murtaza Sokaktaki pazartesi pazarına geceyim.' Diye düşündü Seyyar Satıcı Adem. Bu arada gençlerden ortada yürüyen kaslı olanı aniden durdu:

"Durun lan." Dedi ve diğer ikiside durdu. Demir halkaları olan çocuk:

"Yine ne piçlik peşindesin Arda?" Kaşları çatıldı Arda'nın ve demir halkalı çocuğu yakasından tuttuğu gibi kendisine sertçe çekti:

"Emir oğlum seni çok pis sikerim! Piç lafını sevmediğimi daha önce sana söylemiştim lan ibne!" Seyyar satıcı Adem 'Tüh kavga edecekler. Şimdi polis falan gelirde izinsiz satış yaptığım için başım belaya girer.' Düşüncesi ile duvarın üstünde sergilediği paketleri toplamaya başladı.

Emir yumruklarını sıktı ve sinirli sinirli soludu ama ne Arda ile kavga etmeye cesaret edebildi ne de ondan özür dilemeyi gururuna yedirebildi. Anası Beyoğlu sokaklarının tanınmış orospularından Nihal olan Arda, babasının kim olduğunu bilmediği için bu piç lafı ona her zaman dokunurdu. Yumruğunu Emir'in yanağına patlatmak için kaldırdı ama yarı kapalı gözleri ile ikiliyi izleyen Erdi onun kolunu tuttu. O her vakit uykulu çıkan sesiyle:

"Sakin ol kanka." Dedi ve burnunu çekti:

"Bu denyo o lafı ağız alışkanlığı etmiş. Kasti bir durum yok yani." Burnunu bir daha çekti. Arda öfkeli gözleri ile biran baktı ve Emir'i öfkeyle iterek yakasını bıraktı. İşaret parmağını tehditkar biçimde sallayarak:

"Bu seferlik affediyorum ama bir dahakine pis sikerim oğlum!" Öfkeli bir biçimde yakasını düzelten Emir:

"Ağzımdan öylesine çıktı. Tamam abi sende amma alıngan çıktın ya."

"Dikkat et bir daha öylesine çıkmasın. Yoksa o ağzına çok pis şıçarım." Emir dudaklarını birbirine bastırdı. Hem bu çetenin içinde olmayı sevdiği için hemde Arda her ne kadar tescilli bir piç olsada, herif hakikaten ayı gibi güçlü olduğundan, üstelik Arda'nın yer altı dünyasındaki tanıdıkları sayesinde yaptıkları işlerdende iyi para kazandığı için Emir sesini çıkarmadı. Üzerinde Ayaz Kombi yazan kutunun ağzını kapatan Seyyar satıcı Adem'e döndü Arda:

"Ver bakalım bir paket." Seyyar Satıcı Adem siftah yapacağı için sevinerek hemen kutunun kapaklarını açtı ve içinden çıkardığı paketi Arda'ya uzattı:

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin