BÖLÜM 8

360 20 0
                                    

Mehmet Akif Lisesinin kadrolu hademesi Rüstem boya dolu kovaya elindeki fırçayı daldırırken kaşları çatıktı. 6 sene imam, 12 seneye yakında resmi nikahlı evli olduğu eşi Durdane Hanımın bu sabah erkenden kalkıp yaptığı kıymalı kol böreği, iki kat aşağıdaki okulun dinlenme odasında masanın üzerindeki papatya desenli sarı tabakta öylece duruyordu. Yirmi dakika önce çatalına ilk börek dilimini takmış ama ağzına koyamadan şerefsiz Müdür arayıp onu bu sınıfa çağırarak hemen tavanı boyamasını söylemişti:

"Pezeveng herif." Dedi ve fırçayı hırsla tavana sürdü. Müdür Hüsnü Hocaya kızgındı. Sanki okul çıkışında tavanı boyasaydı sanki kıyamet kopacaktı. Yok ama olmazdı. Nasıl olsa eşek Rüstem vardı ve kahvaltı etmeden, sabah sabah hemen boyardı. Müdür Hüsnü Hocanın sesini duyunca durdu ve sınıfın penceresine bakarak:

"Dangalak, ancak konuşur." Dedi ve fırçayı tavana sürmeye devam etti.

Sınıf sınıf dizilmiş öğrenci kalabalığının önünde, beton platformun üstünde, krem renkli takım elbisesi ve kırmızı kravatı ile ayakta dikilen Müdür Hüsnü Hoca:

"Kesin sesinizi terbiyesizler! Hocanız gelmiş hala kendi aranızda konuşuyorsunuz!"

"Hocam yine mi para isteyeceksiniz sabah sabah." Okul kıkırdadı:

"Kimdi o terbiyesiz! Kimdi! Hemen çıksın ortaya!" Diye bağırdı ama kimseden cevap gelmedi. Otoritesinin sarsılmaması adına Müdür Hüsnü Hoca:

"Furkan! Dağıldıktan sonta odama gel eşek herif!"

Başta kankası Ender olmak üzere 12 Sosyal E sınıfı kâkır kâkır gülerken şaşkınca bakınan Furkan:

"Ama hocam ben bişey yapmadım ki?"

"Kes terbiyesiz! Sen olduğunu alamayacak kadar salak mı zannediyorsun beni it herif!"

"Hayda, kapak yine bana patladı." Diyen Furkan, boş yere Müdürden dayak yiyeceği için sinirlenmişti. Müdür odasına çağrıldığı vakit namussuzda direkt tokatı adamın suratına geçiriyordu.

Biraz sonra sessizlik sağlandı ve Müdür Hüsnü Hoca:

"12 Sosyal E sınıfının tavanına ayak izi bırakan vatan haini! dangalak! Kimse onun yüzünden burada bekliyorsunuz."

Müdür Hüsnü Hoca òğrenci kalabalığına göz gezdirdi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Sessizlikte, yüz metre uzaklıktaki, okulun bahçe kapısına bakan dönerci dükkanını işleten hemde usta olarak çalışan Dönerci Halil'in 'Vehbi lan Vehbi, bizim çaylar nerede kaldı. Börek buz gibi oldu.' Diye bağırdığı duyuldu.

Yukarıda 12 Sosyal E sınıfının tavanına fırçasını sürmeye devam eden Rüstem bu sözleri duyunca 2 kat aşağıdaki kendisini bekleyen kıymalı böreği aklına geldi ve 'Götlek Müdür.' Diye içinden söylendi. Konuşmasının daha bir etkili olması için bu kadar bakışın yeterli olacağını düşünen Müdür Hüsnü Hoca bir anda elini tokat atacak gibi havaya kaldırıp:

"Serseriler! Okuyup adam olmaya mı okula geliyorsunuz yoksa devlet malına zarar verip vatan haini olmaya mı!"

Eli havada, kaşları çatık kısa bir an yine öğrenci kalabalığına baktı. Kahveci Vehbi'nin 'Geliyor Halit Abi, daha yeni demlendi.' Diye seslenişini de bu anda duyuldu ama 'Ananın karnında 9 ay nasıl durdun ibine.' Diye söylenmesini kendisinden başka duyan olmadı. Elleri arkasında platformun bir ucundan diğerine yürüyen Müdür Hüsnü Hoca bir yandan da konuşuyordu:

"Utanmaz herif birde üşenmeden bahçeden sopa getirip ayakkabısını ucuna takmış tavanı lekelemiş!"

"Ağzına sıçın onun müdür bey!"

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin