BÖLÜM 43

292 11 0
                                    

Kadir apartmanının kapıcısı Mustafa Efendi, bir kolunda hasır sepeti, bir elinde telli minik not defteri ile en üst kattan itibaren kapıların önünde az biraz oyalanarak zemin kata doğru iniyordu. 6 Numaranın önüne geldi ve elini kapı zilinin hemen yanındaki ahşap oymalı kutunun içine soktu. Minik kağıt parçasında 'İki ekmek ve bir litre ercan marka süt.' yazıyordu. Küçük yazılan r harfinin üç kısmı fazla aşağı indiği için n harfine benziyordu. Bunu gören kapıcı Mustafa 'Esin hanım yazmış olmalı.' Diye düşündü ve elindeki not defterine, telinden bağlı duran kalemi alarak 6 numaranın siparişini not etti ve ökçeli ayakkabılarının çıkardığı tak tak sesleri eşliğinde bir alt kata indi.

6 numaranın kapı dürbününden bakan küçük gözlü, yüzünün çeşitli yerlerinde uç kısımları sarı renkli sivilcelere sahip olan Kalemci Necmi kapıdan uzaklaştı ve odasına doğru yürümeye başladı. Dün akşam tavuklu pilavın yanında yediği cin biberler bu sabah mide ağrısı ile erkenden onu uyandırmıştı. Birkaç dakika önce tuvaletten yeni çıkmış odasına doğru yürürken, evin çıkış kapısı önünde Kapıcı Mustafa efendinin ökçeli ayakkabılarının çıkardığı tak tak seslerini duyup durmuş ve kapı deliğine gözünü dayamıştı.

Odasına girdi ve kapısını kapatınca, arkasında yapışılı poster göründü; Mavi gözlü, beyaz tüylü bir kedi resmiydi ve kedinin kulakları yoktu. Çarşafı kırışmış, yorganı toplanmış yatağına oturdu. Çalışma masasının üzerinde duran, 2 sene önce satıldığı 1 milyoncuda kedi kulakları da olan ancak şimdi olmayan saat altıyı gösteriyordu.

Necmi okula gitmek için evden yedi buçuk gibi çıktığı için daha bir buçuk saat vakti vardı ve hiç uykusu yoktu. Yataktan kalktı ve elbise dolabına varıp kapağını açtı. Askıdaki çamaşırların altında, zeminin üstünde duran sırt çantası ile siyah renkli spor çantasını çıkardıktan sonra odanın kapısına doğru sessizce yürüyüp araladı ve koridoru kontrol etti; anne ve babası uyanmamıştı.

Dolabın önüne geri gelince dizleri üstüne çöktü ve gövdesinin yarısını dolabın içine sokarak en arka köşede, zeminden kare şeklinde bir tahta parçasını çıkardı ve boşluğa elini sokarak cam bir kavonozu aldı. Sonra sırtını dolaba vererek oturdu ve cam kavonoza hipnoz olmuş gibi bakmaya başladı.

Sarı renkli sıvının içinde yüzen kedi kulaklarıyla dolu, iki sene önce DİM marketten aldıkları balın kavanozuydu. Kalemci Necmi kavanozu elinde salladıkça, çürümeyi önleyen yoğun sıvı içindeki kedi kulakları yer değiştiriyordu. AvrupaMall AVM'de kestiği ve uzun sarı tüyleri olan kedi kulağı enson bu kavanoza girmişti.

Kalemci Necmi üç buçuk yaşındayken bir gece yarısı, takırtı sesleri ile uyanmıştı. Annesi Esin Hanım çok sevdiği oğlunu iki gün öncesine kadar yatak odalarındaki tahta parmaklıklı beşikte yatırırdı. Özellikle son bir senedir, oğulları Necmi'nin uyumasını bekler ve sonra kocası Hüsnü Bey ile sesizce sevişirlerdi ama hem kendisi hemde Çalı Süpermarkette Müdür olarak çalışan kocası Hüsnü bu durumdan çok bunaldıkları, rahatça sevişebilmek istedikleri için son iki gündür Necmi kendisi için hazırlanan odasında, bir yarış arabasına benzeyen kırmızı renkli yatağında yatıyordu. Esin hanımda küçük Necmi korkmasın diye masanın üzerine çizgi film kahramanına benzer bir gece lambasını yanık bırakıyordu.

O gece evin kedisi pamuk, büyük bir kara sineğin peşinden masanın üzerine sıçramış ve bir pati darbesi ile gece lambasını yere düşürmüştü.

Yere atlayan Pamuk devrilen lambayı ürkekçe koklarken, lambanın parke zemine çarparken çıkardığı takırtılara uyanan küçük Necmi yatağında doğrulmuş ve duvara yansıyan sivri kedi kulaklarını görüp çığlık atmıştı. Korkudan irileşmiş gözleri ile yataktan çıkmak ve annesinin güvenli kollarına koşmak istemiş ancak dengesini kaybederek kafasını yatağın yanı başında duran komodine vurup yarmıştı.

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin