BÖLÜM 29

327 11 0
                                    

Yine bir okul sabahında Ali ve Elif sessizce Mehmet Akif Lisesine doğru yürüyorlardı. Ali'nin evine taşındığı ilk günden bu yana okula birlikte giderlerdi ve yol boyunca pek nadir konuşurlardı. Ali'nin sessizliği karşısında dün akşam, tabak gibi bir ayın altında bahçedeki banktan bozma salıncakta yan yana oturmuş sallanırkenki muhabbetlerini hatırlayan Elif, Ali'nin istediği vakit gayet düzgün ve akıllıca muhabbet edebildiğini biliyordu. 'Galiba çok konuşmayı sevmeyen bir yapısı olduğu için genellikle sessiz duruyor olmalı. Yoksa istediği vakit gayet güzel muhabbet edebiliyor.' Diye düşündü.

İnci sokağın bozuk kaldırım taşları döşeli tozlu yolunda yürüyorlardı. Ali'nin evinden 5 ilerideki evin önünden geçerlerken duyduğu türkü sesi üzerine soluna bakan Elif, 19 numaranın bahçesinde, iki ağaca gerilmiş ipe çamaşır aşan beyaz tenli güzel kadını gördü. Kadın kalçaları ile kilot çizgilerini ortaya koyan çiçek desenli etek ile iri göğüslerinin sığınamadığı sarı renkli bir tişört giyinmişti ve kırmızı renkli sepetten ıslak elbiseleri almak için her eğilişinde sarı tişörtten taşacak gibi olan iri memelerinin dik uçları sütyeni olmadığı için belirgindi.

Yan komşu 18 numaranın, 19 numaranın ön bahçesini gören 2.Kat penceresinin perde ardındaki koyu gölgeyi fark eden Elif, kadının bir erkek tarafından dikizlendiğine emindi.

19 numaranın bahçesindeki kadın sepetten ıslak bir tişört daha aldı ve asmadan önce silkelerken, bahçe kapısının önünden geçen Ali ile Elif'i gördü. Anında kaşları çatıldı. 'Ah Ali ah, şu küçük orospu da ne buldun!' Diye iç çekerek mırıldandı. Elif'in sanki nispet yapar gibi gözünü kendisine diktiğini fark edince de öfkelendi ve gözlerini kıstı, birbirine bastırdığı dudakları ile 'Sana gösteririm.' Der gibi kafasını Elif'e salladı. Hemen bakışlarını kaçıran Elif 'Öküz gibi bakarsan tabi kadın sinirlenir.' Diye kendisine kızarken 18 numaranın ikinci kat penceresinin ardında duran Rahmi Bey 'Of of of mala bak.' Diye mırıldanıyordu:

"Rah-mi!" Diye bağırdı 15 senelik karısı Selma Hanım. Rahmi Bey bir metre zıpladı ayakları üzerinde ve arkasına döndüğü gibi Selma Hanım sağ elini bir pençe gibi kocasının sol yanağına indirdi:

"Yandım anam!"

"Beter ol pis rötgenci!" Diyen Selma hanım bir pençe darbesini de sağ yanağına indirdi ve ağlamaya başladı:

"Annem söylemişti, evlenme o çulsuzla yarın seni aldatır da demişti!" Bir elini kanlı tırnak izi olan suratına bastırdı Rahmi Bey:

"Karıcım valla yanlış anladın. Güneşten rahatsız oldum, perdeyi çekecektim."

"Kes sesini Rahmi! Delirtme beni!" Selma hanım kocasına tokadı geçirdi ve Rahmi Beyin 3 tanesini 50 TL'ye aldığı mavi çizgili beyaz renkli gömleğinin yakasını tuttuğu gibi aşağı doğru yırttı. Selma hanım ağlayarak odadan çıkarken Rahmi Bey:

"Valla karıcım yanlış anladın." Diyerek kanlı suratı, yırtık gömleği ile karısının peşinden gidiyordu.

18 numaradan yirmi adım kadar uzaklaşmış olan Elif ve Ali, İnci Bakkal yazan tabelanın altında paslanmış bir kepenkle örtülü dükkanın önünden geçiyorlardı. Elif:

"İnci bakalın sahibine bir şey mi oldu? Kaç gündür hep kapalı duruyor."

"O bakkal uzun süredir kapalı." Dedi Ali ama sesi durgun çıkmıştı:

"Neden sahibi hasta falan mı oldu? Bir an önce iyileşse iyi olur. Bir çikolata için üç sokak ötedeki DİM markete yürümek zor oluyor."

"Öldü. Nerdeyse dokuz yıl oldu."

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin