BÖLÜM 24

316 11 0
                                    

Vur vur vur vur. Bir marş gibi kalabalık hep bir ağızdan bu kelimeyi tekrarlıyordu. Kafesin etrafını, çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu bir kalabalık çevirmişti ve neredeyse herkes ayakta, bağırıyordu. Kalabalıktan uzakta, Elif ve kollarını göğsünde kavuştumuş Ali yan yana duruyordu. Halil İbrahim kafesin köşesinde durmuş, tellere vurup Zey-nep Zey-nep Zey-nep diye tezahürat ediyor, bazende taktikler veriyordu; 'Soldan yanaş!... Ayağını kısa tut Zeynep!... Kaçmakta geç kalıyorsun!...'

Kafesin içinde beyaz çizgili yeşil şortu ile Zeynep, karşısında mavi şortu ile Zeynep'ten daha uzun ve iri, tezahüratların arasında duyulan Son-gül Son-gül seslerinden adının Songül olduğu anlaşılan esmer bir kız vardı. Zeynep'in dudağının sol yanından kan sızarken rakibinin de sol kaşı açılmış görünüyordu. On beş dakikaya yakın devam eden dövüşte, Zeynep rakibinden daha fazla yumruk ve tekme yemişti. 'Dövüşü kaybedecek gibi görünüyor. Bahsi kaybedecekler. Yani kaybedeceğiz.' Diye düşündü Elif.

Zeynep'in yasa dışı bahis adına yapılan bu kixboks maçı için çok olmasa da iyi bir meblağ para aldığını öğrenmişti. Üstelik Ali, Yıldırım ve Halil İbrahim de Zeynep üzerine en yüksek dereceden yani bire on oranında bahis oynamışlardı.

Kafesin etrafını çevreleyen beyaz plastik sandalyelerin arkasında, bahsin oynandığı, mukavvadan yapılmış küçük bir büfe tarzındaki yerin önünde yirmi dakika önce bahis sırasında beklerlerken Halil İbrahim'in ısrarı ile Elif'te bire on oranında Zeynep'e bahis oynamıştı. Verdiği on lira karşılığında ona küçük beyaz bir kağıt vermişlerdi. Songül, Zeynep'in kulağı üstüne güçlü bir yumruk indirirken Elif elindeki bu kağıda bakıyordu. Bir parmak uzunluğunda, düz beyaz renkli küçük kağıdın üstünde 222313 - 10TL - 1/10 yazıyordu. 222313 rakamı hiç bir anlam ifade etmiyordu. Ali'ye soracaktı ama Songül'ün kafasını koltuk altına sıkıştıran Zeynep'in sırtına bakınca bu numaranın aynısı gördü ve ne olduğunu anladı.

Zeynep'in böbreğine yumruk isabet edince kolu gevşedi ve Songül kafasını koltuk altından kurtardığı gibi yumruğunu Zeynep'in sol yanağına geçirdi. Birkaç adım sendeleyen Zeynep'i kafasından tutup eğen Songül, dizini suratına geçirdi ve Zeynep'in açılan sol kaşıdan çıkan kan beyaz zemine, diğer kurumuş kanların üzerine sıçradı ama Songül'ün örümcek döğmesi olan bacağından tutan Zeynep, dengesini bozarak kızı yere düşürdü. Şimdi yerde birbirlerine girmiş halde yuvarlanıp böbreklerine falan yumruk atıyorlardı:

"Hiç anlamıyorum?" Diyen Elif, Songül'ün burnuna inen yumruğu görünce kendi canı acımış gibi yüzünü ekşitti ve bu çılgınlığa daha fazla bakmaya dayanamadığı için gözlerini Ali'ye çevirdi; Sakince dövüşe bakmaya devam eden Ali:

"Neyi anlamıyorsun?"

"Yani sırf para kazanmak için iki insanın birbirini bu derece hırpalamaları insanlık dışı gibi görünüyor." Bakışlarını Elif'e çeviren Ali:

"Daha önce yaşadığın hayatı tahmin edebiliyorum Elif." Kaşları çatılan Elif:

"Biz sanki başka bir konudan konuşuyor gibiydik. Buda şimdi nereden çıktı?" Yeniden kafese bakan Ali:

"Annen ile baban sayesinde hayatın hep iyi yönlerini gördüğün, sahte bir yaşantının içinde olduğun için bu dövüşün insanlık dışı olduğunu düşünüyorsun."

"Sahte bir hayat mı? Sen ne demek istiyorsun!" Anne ve babası ile yaşadığı her günü taparcasına hatırlayan Elif'i bu sahte sözcüğü öfkelendirmiş ve öfkesi de sesine yansımıştı. Zeynep ve Songül'ün birbirleri etrafında döndüğü kafesten bakışlarını Elif'e çeviren Ali:

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin