BÖLÜM 37

284 9 1
                                    

İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 5.katında, karşılıklı iki masanın bulunduğu minik odada, sağdaki masaya oranla daha küçük olan soldaki masada çalışan Polis Memuru Haşim yüzünü ekşitti:

"Götlek, yine odayı sigara dumanına boğdu. Komiser olmasa ben ona büroda sigara içmek neymiş gösterirdim."

Deri sandalyesinden kalktı ve pencereyi açtı. Temiz havayı içine birkaç sefer çekti. Yerine oturmadan önce büronun kapısını araladı ve koridoru kontrol etti; Kimse yoktu. Hemen kendi masanın karşısındaki masaya gitti ve hızlı bir şekilde burnuna soktuğu parmağı ile çıkardığı kocaman yeşil sümüğü masanın altına sildi ve güldü. Kendi masasına, deri koltuğana oturdu.

Masanın bir yanında tarayıcı, diğer yanında bir yığın kağıt vardı. Yığının en üstündeki kağıdı aldı ve tarayıcıya yerleştirdi. A4 kağıdı tarayıcıdaki açıklığın içine doğru yavaşça kayarken, odanın soğuduğunu düşündü ve yeniden deri sandalyesinden kalkmak zorunda kaldığı için aynı odayı paylaştığı komiserine esaslı bir küfür etti. Pencereyi kapadıktan sonra iki masanın arasından geçerken durdu ve haince gülümsedi. Arkasını komiserinin masasına dönükten sonra gürültülü bir şekilde osurdu ve yerine oturdu.

A4 kağıdı tarayıcıdan çıkmıştı. Kağıdın başına bir iş gelmemesi için önce onu tarayıcıdan aldı ve işi biten evrakların üzerine bıraktı. Masanın üzerinden aldığı çay dolu kupasını yudumlarken taranan evrakı Emniyet Müdürlüğünün kullandığı parmak izi programına yükledi ve karşılaştır butonuna tıkladı. Ülke genelinde alınan tüm parmak izlerinin veri bankasında saklayan bu Program, milyonlarca veriyi taramaya başladı.

Polis Memuru Haşim deri sandalyesine yaslanmış çayını yudumlar, program taramasını yaparken büronun kapısı açıldı ve Komiser Vural içeri girdi. Büronun kapısını kapatırken aldığı koku ile Komiser yüzünü buruşturdu ve içinden 'İt herif, yine osurmuş.' Dedi ve hızlı adımlarla pencereye doğru yöneldi. Komiser Vural pencereyi açarken, polis memuru Haşim'in keyfi yerine geldi. 'Belki şimdi beni anlar. Sigara da bana bok gibi kokuyor.' Diye düşünüyordu.

Ekranda yanan uyarı işaretini görünce, çay dolu kupasını masanın üzerine bıraktı ve dikkatini ekrana verdi. 'Eşleşme bulundu.' Yazıyordu. Belgeyi açan Haşim hemen yazdır butonuno bastı ve kupayı eline alarak dibinde kalan çayı bir dikişte içti. Deri sandalyesinden kalkarken yazıcı çalışmaya, parmak izi eşleşmesinin sonucunu çıkarmaya başladı. Haşim 'Sonuçta amirim, arayı iyi tutmak gerek.' Diye düşündü ve:

"Komiserim kendime çay alacağım sizde ister misiniz?"

"Teşekkür ederim Haşim, açık olsun." Polis memuru Haşim bürodan çıkarken Komiser Vural 'Aslında fena bir adam değil ama çok osuruyor. Birde artık ne yiyorsa ceset gibi kokuyor.' Diye düşündü ve pencereyi kapadı. Masasına oturacağı anda Haşim'in masasında duran yazıcının sesi dikkatini çekti. Oraya varıp yazıcıdan son kısmı da çıkan A4 kağıdını eline aldı; Parmak izi eşleştirmesi sonucuydu. 3 numaralı iz Büşra BALTACI isimli 18 sekiz yaşında, Bursa da ikamet eden bir kıza aitti.

İşi biten evrak yığınının en üstündeki evrakı aldı. Mehmet Akif Lisesi coğrafya öğretmeni Hulusi Hocayı öldüren fil dişi saplı bıçaktan elde edilmiş izlerdi ve 3 numaralı iz bıçağın sapının ucundan elde edilmişti. Çıktıdaki renkli resimde Gülümseyen kıza baktı. 'Güzel bir kızmış ama hapishane bu güzelliği ondan alacak.' Diye düşündü ve omuz silktikten sonra çıktıyı masanın üzerine bırakarak kendine masasına geçti.

Bir sene önce, eğer babası ölmeseydi yaz tatili için planladıkları avrupa seyahatine gerekli olan pasaport için bu resmi Elif çektirmişti.

***

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin