BÖLÜM 51

338 9 0
                                    

Gültepe isimli Bakkalın kasasının ardında oturan Rasim, bilgisayar ekranına bakıyordu. Ali'nin dedesi Mustafa DEMİRDİ'nin elli sene önce Konya'dan bindiği EkşiTur isimli otobüse Sivas otogarında binen ve İstanbul'a kadar yan yana koltuklarda muhabbet ederek gelen Rasim'in dedesi Hacı Veli ile Mustafa DEMİRDİ İstanbul'da aynı pansiyonun aynı odasında kalmış ve aynı inşaat şantiyesinde amele olarak üç ay kadar çalışmışlardı.

Hacı Veli'nin köyden üç kardeşi de yanına geldiği vakit, Mustafa DEMİRDİ ile ayrı düşmüşler ve araya giren yıllar birbirlerini hiç unutmasalarda iş güç, çoluk çocuk telaşından pek görüşememişlerdi. Dedesi Hacı Veli'nin açtığı ve babasından kendisine kalan Gültepe isimli marketi işleten Rasim, bilgisayar ekranındaki ayakları görünce, kafasını kapıya doğru uzatıp:

"Olmadı Selami abi, biraz yukarı kaldır!" Dedi. Bakkalın önünde, renk renk plastik toplar ile cips paketleri arasında duvara dayalı merdivenin tepesindeki Selami Usta, küçük güvenlik kamerasını biraz yukarı kaldırdı:

"Şimdi nasıl Rasim!" Bilgisayar ekranında, Bakkala yaklaşan uzun boylu bir çocuk ile siyah saçlı, beyaz tenli güzel kız olan iki lise talebesi gördü:

"Biraz sola Selami abi, şimdi yolu gösteriyor."

Gültepe Marketin önünden geçen Ali, Rasim'in dükkanın içinde gelen sesi üzerine o tarafa baktı ama renk renk plastik toplar, cips paketleri ve merdivenden inen Selami Usta hiç bir anlam ifade etmedi. Oysaki az önce duyduğu ses tanıdık gelmişti. Omuz silkti ve Elif'le birlikte marketi arkalarında bıraktılar ama Ali'ye bu tanıdıklık hissini veren şey, yıllar önce dört yaşındayken Dedesi Mustafa ile bu dükkana geldiği ve Hacı Veli ile oturup muhabbet eden Dedesinin yanında içtiği orolet esnasında bilinç altına işleyen Hacı Veli'nin ses tonuydu. Bu ses tonunu taşıyan DNA geni olduğu gibi Rasim'in DNA'larına işlediği için az önce Ali de tanıdıklık hissi oluşmuştu. Elif:

"Ali sana bir şey sormak istiyorum?"

"Sorabilirsin."

"Az önce okuldayken, Ekrem Hocanın katili ile Hulusi Hoca ve Hademe Rüstem'in katilinin farklı kişiler olduğunu söylemiştin ve nedeninde mantıklıydı. Peki sence Ekrem Hocayı kim neden öldürmüş olabilir?" Ali tebessüm etti:

"Duydun değil mi?" Kaşları çatılan Elif:

"Neyi duydum mu?"

"Okulda, Ekrem Hocayı öldürenin ben olduğumun söylendiğini?" Herşey birbirine karıştığı için Elif artık riskli konuşmaları yapmanın zamanı geldiğini düşünüyordu. Bu yüzden kafasını yukarı aşağı salladı:

"Evet, duydum. O gün Ekrem Hoca ile tartışmışsınız?" Bu defa Al kafasını yukarı aşağı salladı. Elif:

"Peki Ekrem Hocayı sen mi öldürdün?"

***

Duvar kenarında park halinde bekleyen kırmızı Şahin'in sol arka tekeri önüne çökmüş, elindeki anahtar ile vidaları sıkan Cevdet Amir, arkasından geçen iki gençten Ali DEMİRDİ'nin 'Evet.' Dediğini duyunca 'Şimdi tam zamanı.' Diye düşündü ve sol arka lastiğin arkasında duran, siyah renkli şarjöre benzer iki cismi ellerine aldı ve hızla ayağa kalktı. Ali DEMİRDİ ve ismini bilmediği kız ile arasında üç adım mesafe vardı. Hızla bu mesafeyi kapattı.

***

DİM marketin içinde, önünde ittirdiği arabasının içi tepeleme dolu olan Kamil, kasaya doğru ilerlerken aniden durdu 'Rüstem'i öldürmem iyi olmadı. Artık bir seri katil olarak aranacağım. Bu yüzden ormanda iki ay yerine dört ay kalmalıyım ve bu sürede dişlerim çürürse imkanı yok doktor gidemem.' Diye düşünerek rafta duran, birisi kırmızı diğeri sarı renkli ikili dış fırçası ile klorür içermeyen diş macununu sepete attı.

ŞEHRİN ÇOCUKLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin