Herkeslere merhabalar🤗 Ben ve size minik sürprizim🤭 Geciken bölümlerin telefisi olsun.
Keyifli okumalar dilerim 🌼💜
******************Karşımdaki adama şaşkın gözlerle bakarken, oda aynı şekilde bana bakıyordu. Kulağında tuttuğu telefona bir kaç şey daha söyleyip, ardından kapatıp cebine koydu. Eğilip elimden düşen poşeti toplarken, yavaşça bana doğru geldiğini gördüm.
" Nazlı" adımı seslenmesi ile yavaşça başımı kaldırıp ona baktım, ellerini ensesinde birleştirmiş çekingen bir tavırla bakıyordu. Poşeti toplayıp tekrar ayağa kalktım.
" Efendim Okan" ellerini yavaşça yanına indirip yüzüme baktı. Derin bir nefes alırken, gerildiğini anladım.
" Biraz önce duydukların Nazlı" kelimelerini sanki seçerek konuşuyordu. Belkide duyduklarımı Ergün'e anlatacağımı düşüyordu. Gerginliği biraz olsun gitsin diye yavaşça gülümsedim.
" Okan, bak biraz önce duyduklarım beni hiç ilgilendirmiyor. Ergün'e filanda anlatmam bundan emin olabilirsin" hafiften gülümserken ufak bir nefes verdi.
" Kusura bakma, oldukça gerginim. Bu konu beni fazlası ile sıkıyor, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. İşler arapsaçına dönecek" başımı arkaya çevirip birinin gelip gelmediğine baktım, kimse yoktu.
"Bunları söylemek belki bana düşmez ama bence konuş Okan. Evet Ergün biraz sert ve fevri biri ama aşkta korkaklığı sevmez. Ergün her ne kadar kızarsa kızsın sonuçta kardeşi, sizi anlar diye düşünüyorum hem bu yanlış bir şey değil" yüzündeki hissiz gülümseme ile başını iki yana salladı.
" Ergün abi kardeşine çok değer verir Nazlı, Gökçe onun herşeyi. Ben onu tanıdığımdan beri Gökçe'yi uzak tuttu buralardan ve bir asker ile olmasına oldukça karşı" kaşlarımı çattım, kendiside bir askerken neden buna karşıydı ki? Okan sanki beynimin içinde düşündüklerimi duymuş gibi cevapladı beni.
" Askerliğin ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyor çünkü, bizim önceliğimiz vatandır. Ailemizin bize çok ihtiyaç duyduğu bir anda bile hemen yanlarında olamaya biliriz, bu yüzden her anında onun yanında olacak birini istiyor"
Kelimeler dizildi boğazıma, dilim damağım kururken ağzımı açıp tek kelime edemedim. Ne diyebilirdim ki, Feyza bana Ergün'ün ve Yiğit'in yetiştirme yurdunda büyüdüklerini söylemişti. Sanırım bu yüzdendi Ergün'ün böyle düşünmesi ama kardeşi onunla aynı fikirde değildi ki onun kalbi bir askeri seçmişti. Bir bordo bereliyi.
" Aşk insan ayırmaz Okan, üniforma, diploma yada mevkii. Ben onun kardeşini tanımıyorum ama belli ki o abisi ile aynı düşüncede değil. Bence sen tek başına da konuşma bu konuyu, ikiniz konuşun" elini omuzuma koydu.
" Teşekkür ederim Nazlı, en azından girdiğim bu çıkmazda bir yol gösterdin. Bunu düşünüp Gökçe ile konuşacağım" ona gülümseyip yavaşça elimdeki çöp poşetini kaldırdım.
" Senin yüzünden yeterince oyalandım, hadi çekil artık yolumdanda şu çöpümü atayım. Yoksa az sonra Feyza beni çöp ile beraber atacak"
" Peki" gülerek önümden çekilmesi ile hızla dışardaki konteynera doğru yürüdüm, çöp poşetini bırakıp geriye döndüğümde kapıdan adımımı atmam ile sert bir bedene çarpmam bir oldu. Acıyan başımı ağır ağır kaldırdığımda kapının eşiğinde, tam önümde dikilen Arslan'ı gördüm.
" Arslan? Ne diye dikildin kapının önüne?" Cevap gelmediğinde biraz geriye çekilip yüzüne baktım. Tek kaşı havada ve çenesi oldukça gergindi, gözlerimi kısıp gözlerine baktım. Bir ateş vardı sanki orada, büyük ve alev alev bir ateş. Hem yanacak, hemde yakacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUS
ChickLitKaranlık bir örtüydü hayat onların üzerine, derin yaraları vardı ikisininde.Başkalarının açtığı ve sadece birbirlerinin sarabileceği yaralar. Biri mesleğine aşık, hayatı dağlarda geçen tek aşkı vatan ve bayrağı olan onurlu genç bir bordo bereli. Diğ...