19.BÖLÜM" TÜRK'ÜN KİMSESİ TÜRK'TÜR!"

551 52 16
                                    

Herkese merhaba, karşınızda yeni bölüm 🤗

Özlendik mi?

Hepiniz hoş geldiniz 🌼💜

Keyifli okumalar 💜
***************

Yağmurlar yağdı günlerce kalbimin sokaklarına, şimşekler aydınlattı karanlıklarımı. Gök gürültüsü ile gözlerimi kapatıp, bir an önce güneş doğması için sessizce bekledim bir köşede. Korktum, çok korktum hemde. Bacaklarım ve tüm bedenim titredi, sevgisizliğin soğuğu ile üşüdüm. Acı ve korku ile çarpan kalbimin sesi yankılandı, içimin ıssız sokaklarında. Boştu caddelerim. Sonra o geldi... Beklediğim güneş onun sevgisi ve gülüşü ile doğdu gönlüme. O şimşekler çakan, yağmur damlalarının ıslattığı kalbime gökkuşağı açtı onunla birlikte.

Ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda
Elinde bir besli kuzu hem kucağında
Elinde bir besli kuzu hem kucağında

Doğru söyle göçmen kızı annen var mıdır
Ne annen var ne babam var kalmışım öksüz
Ne annen var ne babam var kalmışım öksüz

Sen bir öksüz ben bir garip alayım seni
Alayımda kollarımda sarayım seni
Alayımda kollarımda sarayım seni


Bakışlarım pırıl pırıl gökyüzünü izlerken kulağıma dolan sevdiğim adamın sesi ile minik bir gülümseme oluştu yüzümde. Evet, sevdiğim adam... Arslan'ın susması ile başımı kaldırıp beni izleyene ela gözlerine baktım. Elini uzatıp önüme gelen saçları çekti usulca, tek tek izledi bakışlarım hareketlerini.

" Söyle bana göçmen kızı, sana tutuk bu adam ne yapsın?" Elimi uzatıp yavaşça okşadım yüzünü, kimse olmuştu kimsesiz kalbime. Ne kadar sürer nasıl olur bilmiyordum, tek bildiğim ona hissettiklerim şimdiye kadar hiç hissetmediğim şeylerdi. Sızlayan burnum ve dolan gözlerimle araladım dudaklarımı. Dile getirdim ondan bütün ömrüm boyunca istediğim tek şeyi.

" Hep yanımda ol, benimle ol olur mu?" Başını iki yana sallayarak avuçları içine aldı yüzümü.

" Gidebilir miyim sanıyorsun şu saatten sonra, kovsan gitmem Nazlı. Gidemem.Sen beni o güzel kalbinden içeriye buyur ettin ya bir kere, Allah'ın emri der kalırım orda sonuna kadar" gözleri gözlerimde dururken yavaşça okşadı yüzümü.

" Hem bilirsin bizde emir sorgulanmaz, harfiyen uygulanır" ellerimi yanaklarımda duran ellerinin üzerine koydum.

" Sen ne güzel bir adamsın böyle" gözlerini kapatıp alnını alnıma dayadı.

"Nazlı, birşey soracağım ama iki saattir kıvranıyorum" derin bir nefes alırken, yakınlığı ile gelen kokusu doldu burnuma.O koku ciğerlerime değil, tenime kalbime nüfus etti.

" Sor Arslan" aldığı sık nefesler ile göğsü şişerken, ellerimin altında duran elleri kasıldı.

" O şerefsiz sana ne yaptı da çektin vurdun Nazlı?" Gözlerimi hızla açıp başımı kaldırdım, böyle bir anda soracağı şey bu muydu?

" Arslan öküzsün" gözlerini açıp yüzüme baktı.

" Ne öküzü kızım, yemin ederim Yiğit söylediğinden beri aklımdan çıkmıyor. Nazlı sen yerdeki karıncayı bile incitmezsin, kaldı ki birini vurmak. Bu bir terörist olsa bile" gözlerim dolarken dudaklarımı dişledim yavaşça. Elleri sanki beni sakinleştirmek ister gibi sımsıkı tuttu ellerimi.

" Ben senin silaha uzanırken titreyen ellerini gördüm Nazlı, o eller karşısında bir hedef yokken bile ateş ederken tittredi. Şimdi ise gözünü bile kırpmadan birine kurşun sıkmış" başını onaylamazca salladı.

PUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin