16.BÖLÜM"BİZDEN BİRİ"

455 56 35
                                    

Herkese merhaba, size yeni bölüm ile geldim. Gecikti biliyorum kusura bakmayın lütfen 🙏🙏🙏

Aşağıdaki güzel fotoğraf için feyzaaatcx çok teşekkür ederim bebeğim 💜💜

Keyifli okumalar🌼

*******************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*******************

Araç büyük binanın önünde durar durmaz hızla indi Arslan, ardından kapıyı sertçe kapatırken bu az sonra olacak olanların sadece ufak bir fragmanıydı.

" Komutanım, kolunuz" yanına gelen Arel'e ufak bir bakış atıp başını iki yana salladı.

" Sonra Arel, şimdi değil sonra kardeşim"

Sert adımları nizami bir şekilde, uzun koridorda ilerledi. Kenarda bekleyen, Feyza ve diğerlerini es geçip karşısındaki odadan çıkan Gülşah'a doğru ilerledi.

Karşısından adeta burnundan soluyarak gelen adama baktı Gülşah, derin bir nefes alırken bu defa olacakları kestiremiyordu.

" Sorgu odasında mı teğmenim?"

Kendisine yöneltilen soruya yavaşça başını salladı Gülşah.

" Evet komutanım, sorgu odasında. Kimsede yok"

Yavaşça başını salladı Arslan, burnundan derin derin nefesler alıp verirken kendisini tutmak gibi bir niyeti yoktu. Az sonra tüm ipler kopacaktı. Omuzunun üzerinden yavaşça başını çevirip, arkasında sessizce onu izleyen timine baktı.

" Ergün! Benimle gel, sorgu odasına gidiyoruz"

" Emredersiniz komutanım"

Arslan önde, Ergün hemen arkasında hızla yukarıya doğru ilerlediler. Dişlerini sıkmaktan, artık çenesi ağrımıştı genç adamın ama içi de içine sığmıyordu. Büyük bir volkan vardı sanki orada, söndü zannedilen ama birden hareketlenip etrafa lavlar saçmaya başlayan bir volkan. İşte o volkan, birilerinin sonu olacaktı. Onu, timini ve Türk askerini hafife alanların sonu.

Büyük kahverengi kapının önüne geldiklerinde, elini hızla kapı kulpuna attı Arslan. Acelesi vardı, kaybedecek bir dakikası bile yoktu. Kapıyı usulca aralarken, ardında onu izleyen arkadaşına baktı.

" Ergün sen burada bekle" Ergün'ün yeşil gözleri kocaman açılırken, hızla araladı dudaklarını.

" Ama komutanım, ben burada korkuluk gibi dikilmeye mi geldim? O işi Savaş çok güzel yapardı zaten"

Sabır dilercesine başını salladı Arslan.

" Ne diyorsam o Ergün, merak etme buraya süs diye getirmedim seni. Az sabret, ben çıkana kadar da kimseyi sokma"

" Emredersiniz komutanım" araladığı kapıdan bir hışımla girdi Arslan. Bakışları elleri masada kelepçeli olan adamda durdu, ardındaki kapıyı sertçe kapatıp ona doğru yürüdü. Karşısında oturan adam yerinde kıpırdanırken, yakasından tuttuğu gibi ardındaki duvara çarptı. Küçük odada düşen sandalyenin sesi yankılanırken, duvar ve öfkeden deliye dönmüş Arslan arasında kalan adamdan ses çıkmamıştı.

PUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin