22.BÖLÜM"KURŞUN"

446 38 5
                                    

Herkese merhaba 🖐️
Pus'tan bildirim almayali uzun zaman oldu farkındayım ama ilham perileri ile aramız biraz bozuktu diyebilirim.

Neyse ki geldik🤭

Keyifli okumalar dilerim, hepiniz hoş geldiniz 🌼
************
Parmakları parmaklarımda sımsıkı kenetli olan adam ile birlikte, yavaşça koridora doğru döndüm. Her ne kadar arkamdan homurdanarak geliyor olsada, onu çekiştirmekten vazgeçmiyordum. Adımlarımı biraz daha hızlandırdığımda, huysuz sesi ulaştı kulaklarıma. Rahatı bozulmuştu tabi.

" Güzelim savaşa mı gidiyoruz ne bu acele?" Başımı omuzumun üzerinden çevirip kısacık baktım ona. Tek kaşını kaldırmış, isteksizce bakıyordu suratıma. Başımı tekrar önüme çevirip, onuda ellerinden çekmeye devam ettim.

" Diyelim ki savaş çıktı Arslan, biz bu hızla nasıl yetişeceğiz? Hayır koskoca bordo berelisin, nasıl bu kadar hantal olabiliyorsun anlamıyorum"

Arslan'a rağmen olabildiğince hızlı yürümeye çalışsamda, sonuç olarak arkamda bir doksan üç boylarında ve seksen kilo dev gibi bir adam vardı. Düşüncelerim beynimi istila ederken, ensemde hissettiğim nefes ile ürperdim.

" Sevgilim" duyduğum kelime ile adımlarım dururken, sertçe yutkunup gözlerimi kocaman açarak ona döndüm. Yüzünde muzip bir sırıtış ile biraz daha yaklaştı kulağıma doğru.

" Bizim işimiz hızlı olmak değil gök gözlüm, bizim işimiz sessiz olmak. Biz görevlerimizi hızla değil, sessiz ve derinden hallederiz" sözlerini bitirip yüzündeki gülümseme ile geriye çekilip göz kırptı. Boşta olan elini yana doğru açtı.

" Yani ben hantal değilim"

Ona gözlerimi kısıp baktıktan sonra önüme dönüp devam ettim, aslında haklıydı. Onlar özel bir timdi, oldukça zor eğitimler almış ve başarılı oldukları için şimdi bir aradalardı. Adımlarım aynı hızla devam ederken, köşeyi dönmemiz ile gördüğüm yüzler ile adımlarım durdu. Kaşlarımı çatıp sakin olmak adına derin bir nefes aldım.

" Nazlı ne oluyor?" Arslan'ın sakin sesi ile yavaşça ona döndüm, anlamayan gözler ile suratıma bakıyordu. Karşımda gördüğüm Kübra sinir kat sayımın artmasına neden olmuştu, peki Arslan onun kendisine olan ilgisini biliyor muydu?

Bunu bilmemek yada görmemek için kör olmak lazımdı, zira kız ağzına girecekti her gördüğünde. Gecenin köründe evine geliyordu. Bakışlarımı takıldıkları boşluktan çekip, Arslan'a döndüm. Kaşları yavaşça çatılırken az önce baktığım yere bakıp tekrar bana döndü.

" Nazlı neden öyle bakıyorsun güzelim?"

" Nasıl bakıyorum?"

Bakışları biraz yüzümde gezindikten sonra, gözlerime baktı.

" Bozkurdun çalkala baktığı gibi, kartalın avına baktığı gibi kısaca birilerini parçalamak ister gibi, bu yüz ifadesi genelde biz operasyona çıktığımızda sıcak temasa girince Ergün'de olur"

Kaşlarımı havalandırdım, tekrar arkaya bakıp sonra ona döndüm.

" Belkide parçalamak istiyorumdur, sonuçta aslanın dişisi de aslandır öyle değil mi? Ha bozkurt ha Asena?"

Sözlerimle dudakları usulca yukarıya kıvrıldı, bakışlarında küçük pırıltılar belirdi sanki. Ela bakışlarında takılıp kalmak istesemde, önüme dönüp onuda ardımdan çekiştirmeye devam ettim.

" Anlaşılan gerçekten savaşa giriyoruz, silahımı hazırlamama gerek var mı?"

Eğlenen ses tonu kulaklarıma ulaştığında, adımlarımı durdurmadan kısacık ona baktım ve başımı iki yana salladım. Bu kadar güzel gülünür mü be adam!

PUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin