Herkese merhaba 🖐️
Hepiniz hoş geldiniz 🌼
Kefiyli okumalar dilerim 💜
********Gözlerine takılan parlak zincir ile parmaklarını çekinerek Arslan'ın boynuna doğru uzattı Nazlı, başını kaldırıp izin almak istercesine genç adamın gözlerine baktığında gülümseyerek başını salladı Arslan. İnce ve zarif parmakları soğuk metali kavrayarak tişörtün üzerine çıkardığında, ucundaki künyeyi parmakları arasında çevirdi. Gözleri üzerindeki yazılar üzerinde gezindi.
Arslan Korkmaz
12/12/1995
ÇANAKKALE
B RH+
Kaşlarını çattı kısa bir an ve tekrar Arslan'a döndü.
" Sen Antalya'lı değil misin?"
Yavaşça başını salladı Arslan Nazlı'nın neye takıldığını anlamıştı.
" Ama Çanakkale yazıyor"
Arslan bir elini uzatıp genç kızın önüne düşen saçı yavaşça kulağının ardına sıkıştırıp, usulca yanağını okşadı.
" Annem Çanakkale'li benim, babam Antalya'lı. Annem ve babam Çanakkale'de tanışıp evlenmişler, annem hem okuyup hem rehberlik yapıyormuş işte o sıralarda da babamın ve arkadaşlarının olduğu kafileye denk gelmiş, öyle tanışıp bir süre sonra evlenmeye karar vermişler ama annemin okulu orada olduğu için Çanakkale'de kalmışlar, bende orada doğmuşum"
Sözleri bittiğinde hayranlıkla baktı karşısındaki adama Nazlı.
" Öyle bir yerde doğup büyümüşken
asker olmak istemene şaşmamalı"" Sen onu birde bizimkilere sor"
Bakışlarını tekrar elindeki künyeye çevirdi Nazlı, içini bir hüzün kaplarken boğazına sert bir yumru oturdu. Bu künyenin anlamını biliyordu ve şu anda onun parmakları arasında sevdiği adamın künyesi duruyordu.
' hep dursun' dedi içinden ' o sağ olsun da künyesi hep parmaklarımın arasında dursun'
"Nazlı"
Başını kaldırarak kendisine seslenen adama baktı.
" Efendim"
Arslan oturduğu koltukta hafifçe yan dönüp Nazlı'nın ardındaki saçlarını avuçları arasına aldı.
" Yarın izinliyim, sinemaya gidelim mi? Okul çıkışı alırım seni, aksiyon, romantik komedi ne istersen ona gireriz olmaz mı?"
Ensesinden toplanan saçlarla göz ucu ile Arslan'a baktı ne yaptığını anlamak için, saçlarını örüyordu. Tabi ona örmek denirse.
" Olur olmasına ama sen yorgun değil misin? Yeni geldiniz daha"
Parmağının ucundaki lastiği dikkatli bir şekilde ördüğü saçın ucuna bağladı genç adam ve gülerek Nazlı'ya döndü.
" Benim yorgunluğum seni şu kapıda gördüğümde geçti, değilim yorgun filan"
Kocaman bir tebessüm ile dönerek Arslan'ın yüzünü avuçları arasına aldı Nazlı. Bakışları tüm yüzünü gezerken, çökmüş gözaltıların da takılı kaldı.
" Ne zamandır uykusuzsun Arslan?"
Yüzünü tutan avuç içine, sol avucuna bir öpücük kondurdum Arslan.
" Boş ver, alışığım ben"
" Ama ben değilim" diyerek omuz silkti Nazlı ve biraz daha bastırdı avuçlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUS
ChickLitKaranlık bir örtüydü hayat onların üzerine, derin yaraları vardı ikisininde.Başkalarının açtığı ve sadece birbirlerinin sarabileceği yaralar. Biri mesleğine aşık, hayatı dağlarda geçen tek aşkı vatan ve bayrağı olan onurlu genç bir bordo bereli. Diğ...