Hepiniz hoş geldiniz 🌼
Keyifli okumalar dilerim 💜
Herkese iyi bayramlar 💜💜
**********************
Helikopterden iner inmez onlara verilen adrese doğru ilerlemeye başladı Sancak timi, alınması gereken baş, verilmesi gereken ders vardı onlar için. Esir alınan ailenin bulunduğu köye geldiklerinden ise sessizce durdular." Herkes yapması gerekeni biliyor, hızlı ve sessiz olmalıyız beyler. Arel kendine tüm köye hakim olabileceğin bir yer seç ve konuşlan"
"Emredersiniz komutanım" tüm tim hızlı ve bir o kadar da sessiz adımlarla her biri işini bilircesine temkinli bir şekilde etrafa dağıldılar.
************
Oturduğu bankta elindeki kitabı kapatıp yavaşça başını kaldırdı Nazlı, havanın güneşli olması ile teneffüste dışarda okumak istemişti kitabını. Bakışları bahçede oyun oynuyan çocuklardan, duyduğu topuklu ayakkabı sesleri ile arkaya doğru döndü. Üzerinde siyah mini elbisesi ile kendisine doğru gelen Kübra öğretmeni gördü, kendisine doğru yaklaşan adımlar ile huzursuzca kıpırdandı yerinde." Merhaba Nazlı, nasılsın?" Elini kitabının arasından çekip, yavaşça ona doğru döndü genç kız yüzüne ufak bir tebessüm kondurup.
" İyiyim Kübra hocam, siz nasılsınız?" Başını sallayarak gülümsedi Kübra.
" İyiyim ama sana bir şey sormak istiyordum açıkçası onun için geldim yanına" yavaşça ayağa kalkıp derin bir nefes aldı Nazlı.
" Tabi buyrun" eliyle önüne gelen kısa siyah saçlarını itekledi genç kadın.
" Dün akşam Arslan'a geldim, evine. Ama yoktu, acaba sizde miydi?"
Duyduğu cümleler ile damarlarındaki kanın ısındığını hissetti genç kız, dişlerini sinirle sıkarken aklında dönen soruyu azad etti dudaklarından.
" Siz dün akşam Arslan'a mı geldiniz?" Gülerek başını salladı Kübra.
" Evet, sohbet etmek için gelmiştim ama evde yoktu. Aradım açmadı da" bakışlarını etrafta gezdirip derin bir nefes aldı Nazlı.
" Sohbet için? Evet Arslan hatta tüm tim bizim evdeydi" sözlerinin bitiminde kaşlarını çattı genç kız, bu kadının Arslan'a ilgisi olduğunu duymuştu Feyza'dan bu yüzden şu anda üzerine atlamamak için zor tutuyordu kendisini.
" Peki şimdi karargahtalar mı bir bilgin var mı?" İçinde Arslan'a ilgi barındıran soru ile aklına dün gece Arslan ile yaptıkları konuşmalar geldi.
"Allah'ım bana ömür verdikçe sana geri geleceğim Nazlı"
" Seni seviyorum göçmen kızı"
Bu sözler tekrar kulaklarında çınlarken, tebessüm etti genç kız. Şu anda bu kadına olan tüm öfkesi uçup gitmişti, çünkü onun birşeyler öğrenmek için bir dizi soru sorduğu adam kendisini seviyordu. Sahi ne demişti ona?
"Tenime en çok senin tenin, bana en çok sen yakışıyorsun"
" Nazlı?" Duyduğu tiz ses ile birden irkildi Nazlı, kendisine soru dolu gözlerle bakan kadına dönüp başını iki yana salladı.
" Hayır bir bilgim yok Kübra hocam" elimdeki kitabı daha sıkı kavrayarak okul binasına doğru yürüdü. Arslan'ın kendisini sevdiğini hatırlamak bile içine tarifi olmayan güzellikler saçmıştı, bahar gelmişti sanki yüreğine. Binadan içeriye girdiğinde ise bakışları koridordaki küçük çocukta takıldı. Yanındaki kızın saçlarını çeken Ferhat'ın önünde durduğunda yavaşça başını kaldırdı küçük çocuk, elindeki kitabı arkasına alıp önüne doğru eğildi Nazlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUS
ChickLitKaranlık bir örtüydü hayat onların üzerine, derin yaraları vardı ikisininde.Başkalarının açtığı ve sadece birbirlerinin sarabileceği yaralar. Biri mesleğine aşık, hayatı dağlarda geçen tek aşkı vatan ve bayrağı olan onurlu genç bir bordo bereli. Diğ...