Merhaba,
bölüm atmayalı neredeyse 1 haftayı geçti. Birkaç sorun oldu, bunun için üzgünüm.Açıkçası atılan -daha doğrusu atılmayan- oylar da hevesimi kırıyor. Örneğin 12 ve 15. bölümlerin 1k okunması var ancak verilen oy sayısı 150'yi bile geçememiş. Oysa 500 okunmalı bir bölüme bile 180 oy verilebiliyor.
*Düzenlemedim, yazım yanlışı görürseniz bildirin, bebişler.*
Keyifli okumalar,
<3.bölüm şarkısı: everything i wanted
medya: Barlas.
•••
"Verda...bu işlemler için aylar gerekli. Burs önemli bir şey. Özellikle de bunu özel şirketler veriyorsa. Bak nasıl anlatacağımı bilmiyorum, ancak her yıl bursa ihtiyacı olan yüzlerce öğrenci oraya geliyor. Bu bursları almak için sadece sınav yeterli olmaz, tüm işlemlerini gözden geçirirler. Diğerleriyle senin puanlarını karşılaştırırlar. Ve bu da en az iki ay sürüyor."
Peki neden benimki sadece birkaç gün sürmüştü? Yine bir oyuna mı kurban gitmiştim? Bu kez hayatımdaki ne yalandı?
"Bana yalan söyledi." Diye fısıldadım acıyla. Ona ve samimiyetine güvenmiştim.
"Sadece bu değil."
Şaşkınlıkla ona baktım. Artık bir önemi yoktu.
Daha fazla ne olabilirdi ki?
Hazır olduğumu anlaması için başımla hafifçe işaret verdim.
Derin bir nefes aldı.
"Sinem'in seninle konuşması gerektiğini söylediği patronu Çağatay, yani...baban."
Bazen insan neyin iyi neyin kötü olabileceğini seçemiyordu. Tam da bu noktada kalbiyle mantığı arasında kalıyor, çoğu kez de yanlış bir karar veriyordu.
Ben de şu an o noktadaydım.
Yanımdaki dengesiz adam bana evini açmıştı. Yine de gözlerime nefretle ve sinirle bakmayı kesmemişti. Ancak bu dakikada o bile benim için üzülüyor, bunları kaldıramayacağımı söylüyordu.
Boş vermişlikle gözlerimi açıp Orhan'a baktım. Beklentiyle bakıyordu.
"O benim babam değil." Yaklaşık on dakikalık bir süreçten sonra ağzımdan çıkan ilk kelimeler bunlar olmuştu.
Orhan ilk önce gözlerin kırpıştırıp bana baktı. Galiba son söylediklerini hatırlamaya çalışıyordu.
"Bu konu-"
"Hayır. Artık bu konuda konuşacak hiçbir şey yok. Bir daha ne Çağatay'ın ne Sinem'in ne de Filiz'in ismini duymak istiyorum. Lütfen kapatalım." Ayağa kalkıp kapıya doğru yürürken arkama kısa bir bakış atıp devam ettim. "Şimdi eğer Uraz'lar gittiyse beni burada tuttuğun için senin başına kalmış oluyorum. Ve geç kalmak istediğim son şey bile değil." Diyerek dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR MASAL ANLAT
Teen FictionYerimde kilitlenmiş kalmıştım. Arkamdaki kapı kapanmıştı, ben ise kapıya yaslıydım. Uraz aynı ağır hareketlerle yataktan kalktı. Elindeki fotoğrafları üst üste getirdi, ve acımasızca hepsini en küçük parçalarına kadar, gözlerimin içine bakarak yırtt...