selamm,
nasılsınız?bölüm şarkısı: lovely.
düzenlemeden attığım bir bölüm oldu, yazım yanlışları görürseniz bildirin, lütfen ♥︎
iyi okumalaar.
◇
7 yıl önce.
"Hadi ama, Verda..." dedi Onur isyan eden bir sesle. Gerçekten üzgün görünüyordu. Oysa ben onu üzmeyi hiç istememiştim. Aksine onun üzülmesi demek, benim de üzülmem demekti. Onur bir süre daha üzgün gözlerle bana bakıp devam etti. "Biliyorsun, bu gösteriler ayda yılda bir kere oluyor. Lütfen sen de benimle gel. Yalnız gitmek istemiyorum ve tek arkadaşım sensin, lütfen." Onur'un yalvarırcasına çıkan sesi, savunma mekanizmamı bozan son şey olmuştu.
Okulumuz bitmişti ve şu anda kapının önündeydik. Onur beni yılda neredeyse bir kere olan, binamızın alt sokağındaki parkta olacak gösteriye gitmek için ikna etmeye çalışıyordu.
Aslında ben de kabul etmeyi çok istiyordum. O gösteriler eğlenceli olurdu. Benim gibi çocuklar için.
Ancak çoğu çocuk için büyük olmayan, ama benim için bir çığ büyüklüğünde olan bir sorun vardı. Annem...
O böyle şeyleri hiç sevmezdi. Zaten beni parka da götürmezdi ki. O bana uyurken masal bile anlatmazdı. Sorunca da masallardan nefret ettiğini söylerdi. Onları okurken sıkılıyormuş. Üzülsem de hiçbir şey söylememiştim. O benim annemdi.
"Verda?" Onur'un sesi bir kez daha kulaklarımı doldururken hafifçe iç çektim.
"Onur...annem bu gösterileri pek sevmiyor. İzin vereceğini sanmıyorum. Bana kızmasını istemiyorum. Ben eve gideyim, sen de annenle birlikte gösteriye git, olmaz mı?" Onur küsküce bana bakarken, ben de gözlerimi üzüntüyle kapattım.
Bazen tüm bu olanlara sinir oluyordum. Onur benim en yakın arkadaşımdı, dostumdu. Beni biraz anlamak için çabalayabilirdi. Fakat o herkesin annesini, babasını kendininki gibi zannediyordu. Bunun için ona kızmıyordum. Eminim benim de onunkiler gibi bir ailem olsaydı, ben de herkesi aynı sanardım. Sanmak isterdim.
"Verda? Benim aklıma bir şey geldi. Filiz teyze zaten bugün akşama kadar çalışmayacak mı? O zaman ona haber vermeden gidelim? N'olur, n'olur. Söz veriyorum, eğer yakalanırsak ben her şeyi kendi üzerime götüreceğim." Büyük bir gülümsemeyle söylediklerine karşılık hafif bir tebessüm ettim.
Ancak içim kan ağlıyordu.
Onur'un küçük bir çocuk gibi sızlanması beni garip hissettirmişti. Ben neden küçük bir çocuk gibi hissedemiyordum? Ben neden Onur gibi sadece arkadaşımın benimle gösteriye gelip gelmeyeceğini sorun etmiyordum?
Şu anda 10 yaşındaydım. Ama kendimi yetişkin bir kadın kadar olgun hissediyordum. Gerçekten öyle miydim yoksa bu yalnızca benim uydurmam mıydı? Aslında bunu Onur da, öğretmenlerim de, Yeliz teyze de sıkça söylerdi.
Bundan fazlasıyla iyi bir şeymiş gibi bahsederlerdi, ancak bu beni her zaman üzgün hissettirirdi. Çocukluğumu yaşayabilmiş miydim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR MASAL ANLAT
Fiksi RemajaYerimde kilitlenmiş kalmıştım. Arkamdaki kapı kapanmıştı, ben ise kapıya yaslıydım. Uraz aynı ağır hareketlerle yataktan kalktı. Elindeki fotoğrafları üst üste getirdi, ve acımasızca hepsini en küçük parçalarına kadar, gözlerimin içine bakarak yırtt...