selam ponçiklerim,
nasılsınız?medya: konuya fransız - hallice halim
Hadi buraya sevdiğiniz bir şarkı sözünü yazın.
•••
"Zavallı..." suratındaki gülümseme gitti, yerini ifadesiz bir surat aldı.
"...bir şeyleri öğrendiğini sanıyorsun, değil mi? Bildiklerin, etrafında dönen olayların yarısı bile değilken hem de. Sana acıyorum, annen hayatlarınızı mahvetti, ama cezasını sen çekeceksin."
Kaşlarım derince çatıldı.
Bildiklerin, etrafında dönen olayların yarısı bile değilken hem de.
Ne demeye çalışıyordu bu kadın?
Bundan daha fazla ne olabilirdi ki?
Tam ağzımı açmış kafamdaki soruları soracakken arkamdan gelen sesle sustum.
"Ne yapıyorsunuz burada?!" Uraz'dı. Gelip ikimizin ortasında durdu ve bize bakmaya devam etti. Sesi yüksek değildi, ama öylesine sertti ki, insan ister istemez ürküyordu.
"Hah, oğlum, sen mi geldin?"
Yok, babaannen geldi.
Ya sabır."Biz de tam Verda kızımla tanışıyorduk." Diyerek hâlâ çatık kaşlarla bakan Uraz'a gülümsedi.
Bu kadın ne kadar da iyi bir oyuncuydu böyle.
Daha demin benimle beni öldürecekmiş gibi sert ve gizemli konuşurken, şimdi Uraz geldi diye, tatlı, yaşlı nine triplerine girmişti.
Bunu nasıl yapabiliyordu?
Gerçi benimki de soru. Bunca yıldır insanları ayakta uyutmuş kadından ne bekliyordum ki?
Uraz ona cevap vermeden bana döndü.
Şaşırmıştım. Galiba o da bu kadını sevmiyordu. Hoş, onun bu suratsız hâliyle birini sevebileceğini de düşünmüyordum ya, neyse.
"Atalay seni buraya insanlarla çene çalman için mi getirdi, yoksa işini yapman için mi? Yemekler hazır zaten, onları masaya koymak amacıyla neyi bekliyorsun, ilham gelmesini mi?!"
Yine aynı sert ve yüksek ses tonu, yine aynı kaba, kibirli tavır.
Beni hiç sevmemişti.
Kendimi oflamamak için zor tuttuğum anlardan birindeydim.
Neden bu kadar kaba olmak zorundaydı ki? Mutlaka bir olaydan bir sorun çıkarmak istiyordu.
Ve başarıyordu da.
"Atalay bura-" daha lafımı tamamlayamadan beni bir kez daha kesti.
"Atalay bey." Siktir, gerçekten beni sinirlendirmeyi başarıyordu.
Ama bu konuda haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR MASAL ANLAT
Teen FictionYerimde kilitlenmiş kalmıştım. Arkamdaki kapı kapanmıştı, ben ise kapıya yaslıydım. Uraz aynı ağır hareketlerle yataktan kalktı. Elindeki fotoğrafları üst üste getirdi, ve acımasızca hepsini en küçük parçalarına kadar, gözlerimin içine bakarak yırtt...