Merhabaaa
bölüm şarkısı: traitor. *bir kere bile dinlemedim ama inş güzeldir.*
hadi gidip 18 i 100 oy yapın noluuuuuuuuurrr
ehehehe herkes az önce düzenlediğimi yeni bölüm sanmış, ben de hayal kırıklığına uğratmayayım dedim ;))
[yalan...zaten hazırdı.]•
"Verda! Hemen buraya gel!" Oflayarak daha iki basamağını çıktığım merdivenleri inerek Uraz'ın karşısına geçtim.
Tüm yol boyunca bana kötü bakışlar atıp durmuş üstelik öldüresiye dövdüğü Barlas'a yardım etmeme de izin vermemişti.
"Evet?" Fazlasıyla sinirli hâline karşılık olarak ben kendimi oldukça rahat hissediyordum.
Uraz etrafına kısa bir bakış atıp yeniden bana baktı. Galiba bu 'burada konuşamayız.' demek oluyordu. O önden yürüyerek arka bahçenin kapısına doğru gitmeye başladığında hâlâ anlamsızca bize bakan diğerlerine döndüm ve elimi boş verin dercesine salladım.
Bahçede gergince oradan oraya yürüyen Uraz'a bakarak sandalyelerden birine oturdum.
O da geldiğimi görünce dolanmayı bırakmış, tam karşıma oturmuştu.
"Sorun ne? Aramızdakileri hallettiğimizi sanıyordum. Bana artık bir açıklama yap Verda. Tıpkı benim sana yaptığım gibi." Diyerek gözlerimin içine bakmaya başladı. Bakışları rahatsız edici ya da sinirli değildi bu sefer. Daha çok çaresizlik vardı o bakışlarda.
"Aramızdakilerle bu konunun alakası yok." Gözlerimi gözlerinden çektim ve yere diktim. Olaydan sıyrılma şeklime alayla güldü. Aslında ben de biliyordum aramızdakilerin bu konuya tamamen bağlı olduğunu, ama kabullenmek ve ona söylemek istemiyordum.
"Benden nefret mi ediyorsun?" Uzun bir sessizlikten sonra sorduğu soruyla gözlerim hızla yeniden ona döndü.
Ondan nefret etmiyordum.
"Bu nereden çıktı şimdi?" Sesim ister istemez sert çıkmıştı.
Önümde yavaşça eğilmeyi bırakıp dik durdu ve yine sinirle dört dönmeye başladı.
"Nereden mi çıktı?! Sadece bir kez gördüğün bir adamın tarafını tutup da benim tarafımı tutmamandan çıktı! Sana ona dokunma dediğim hâlde dokunmandan çıktı!" Ellerini hırsla saçlarından geçirdi. "Bak, yaptığım, söylediğim her şey için özür dilerim! Lanet olsun neden anlamıyorsun?! İstediğim tek şey kendini benim yerime koyman! Seni çabuk kabullenmek kolay değildi, anla artık! Yaptıklarım için beni cezalandırma, lütfen." Son söylediği lütfen kelimesini fısıldayarak söylemesi içimde garip duygular ortaya çıkarırken dolan gözlerine baktım.
Sessizce gözlerine bakarken sert bir şekilde yutkunup derin bir nefes aldım. "Sana böyle hissettirdiğim için üzgünüm." Diyebildim en sonunda. İstediğim şey tabii ki de üzülüp kırılması değildi. Sadece ona güvenemiyordum, kendimi yakın hissedemiyordum. Hatta ona her baktığımda aklıma beni yaka paça sürüklediği o gün geliyordu. Uraz'ı anlıyordum ama anlamak yetmiyordu. Onunla empati yapmam olanları unutmama sebep olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR MASAL ANLAT
TeenfikceYerimde kilitlenmiş kalmıştım. Arkamdaki kapı kapanmıştı, ben ise kapıya yaslıydım. Uraz aynı ağır hareketlerle yataktan kalktı. Elindeki fotoğrafları üst üste getirdi, ve acımasızca hepsini en küçük parçalarına kadar, gözlerimin içine bakarak yırtt...