hellüüü
nasılsınızz?bölüm şarkısı: lennon stella - older than i am
yorumlarınız beni acayip mutlu ediyor o yüzden booool bol yorum yapın bebeklerim
keyifli okumalar ♥︎
BÖLÜM 22.
"Bir şeyler içmek ister misin?"
"Hayır, teşekkür ederim." Sakin bir dersten sonra herkesle birlikte teneffüse çıkmış, kantindeki büyük, renkli masaların etrafına dağılmıştık.
Atalay Uraz'la şakalaşıyordu. Uraz onun şaklabanlıklarına kızıyor, arada pataklıyordu. Aras her zamanki gibi sessizdi, etrafı izliyordu. Pamir'se sandalyesini benim dibime kadar çekmiş her dakikada bir şeyler isteyip istemediğimi soruyordu.
Tatlılardı. Mutluydum.
Mutluluğumun sebebi onlarken hiç aklımdan çıkmayan bir detay yeniden düşüncelerime sızdı.
Onur...benim canım arkadaşım, dostum. Her kötü anımda yanımda olan kardeşim.
Onunla konuşmamızın üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen ben şimdiden özlemiştim. Onun da özlediğini biliyordum ama buradayken beni sık boğaz etmek istemediğini söylemişti. Ona her ne kadar beni asla sıkmayacağını söylesem de ikna olmamıştı.
Eğdiğim başım yüzünden ağrıyan boynumla kafamı kaldırdım. Ama tam o anda kantine giren Barlas'la gözgöze gelmiştim.
Dudakları hafifçe kıvrıldığında masalardan birine geçti.
"Verda?!" Uraz'ın gereksiz yüksek çıkan sesiyle kısa bir an irkilsem de yavaşlamayıp ona baktım. Kaşları çatıktı. Yüzündeki ifadeden sinirli olduğu belliydi. Benim ismimi seslenmesine rağmen gözleri bende değildi. Bakışlarını takip ederek hafif arkaya doğru döndüğümde Barlas'a baktığını gördüm. Sinirli oluşunun nedeni belli olmuştu...Oysa daha az önce Atalay'la şakalaşıyordu. Anlamıyordum bu çocuk bana çip falan mı takmıştı da gözlerim Barlas'a döndüğü anda hemen sinirleniyordu?
"Uraz," gözlerim keyifli bir yüz ifadesi ile Uraz'a bakan Barlas'a bir anlığına kaysa da hemen Uraz'a döndüm.
"...bak sürekli bana böyle imâlar yapıp bakışlar atma tamam mı? Rica ediyorum. Kendimi kötü hissetmeme neden oluyorsun." Gözlerinden bir anlığına geçen pişmanlığa şahit olsam da öfkesi onu bastırdı.
"Bu konuyu şimdi konuşmayacağız, Verda. Daha sonra. Aydınlaştırmamız gerekenden daha da geniş bir konuya benziyor." Ne söylediğini anlamadım ama itiraz da etmedim. Şimdi konuşmak iyi bir fikir değildi çünkü etrafımızda bu kadar insan varken birbirimize söylemek istediklerimizi söyleyemezdik. Belki -hatta muhtemelen- içinden bana bağırmak geliyordu. Bunu onun gözlerinin içine bakarak bile anlamak mümkündü. O ela gözler hiçbir şeyi gizlemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR MASAL ANLAT
Teen FictionYerimde kilitlenmiş kalmıştım. Arkamdaki kapı kapanmıştı, ben ise kapıya yaslıydım. Uraz aynı ağır hareketlerle yataktan kalktı. Elindeki fotoğrafları üst üste getirdi, ve acımasızca hepsini en küçük parçalarına kadar, gözlerimin içine bakarak yırtt...