18.BÖLÜM

5.7K 213 68
                                    


Merhabalar 🖐🖐🖐

Duyurulardan haberdar olmak için takip edebilirsiniz.
⬇️⬇️⬇️
sevimlito
⬆️⬆️⬇️

Satırarası yorum yapalım lütfen ve beğenmeyi de unutmayalım 😚😚



🌼🌼🌼🌼“Nazım hikmet” Ne güzel demiş; İçimde kıyametler kopsada ben baharıyım yarınlarımın. Elbet yeniden çiçek  açarım her kışın ardından...🌼🌼🌼🌼


    Keyifli okumalar diliyorum❤


&&&&&

Lavoboda ne yapacağımı düşünüyordum. Alparslanın söyledikleri kulaklarımda çınlıyordu. Düşündükçe sinirden ağlıyordum. Nasıl böyle bir duruma düşebilmiştim?

Doğruyu söylemek gerekirse Alparslanı parçalamak istiyordum. Ama her şeyin bir zamanı vardı. Ayrıca Ömer beyin de bu işin içinde olduğunu unutmamıştım.

Nasıl insanlardı bunlar böyle. Yalnız kalıp kafamı dinlemeye  ihtiyacım vardı. Her şeyden uzak Eymenle birlikte sadece ikimizin oldugu bir yer.

Sonra kendi kendime neden böyle bir şey olmasın ki dedim. Kimseye haber vermek zorunda da degildim. Hem kenarda param da vardı  birkaç ay idare edebilecek kadar para da biriktirmiştim.

Ayrıca bu işten de ayrılacaktım. Böyle bir adamdan her şey beklenirdi. Tam bir şeytandı kendisi. Kim bilir daha ne şeytanlıklar düşünüyordu?

Tek sorun beni bulamayacak bir yere gitmekti. Bunu nasıl
yapacağımı bilmiyordum. Şuanlık kararım bu yöndeydi.

Ben dikkat etmesemde kesinlikle Alparslan evimin önüne adamlarını da koydurtmuştur diye düşündüm.

Her şeyi düşünen adam bunu da düşünmüştür. Eğer adamları kapımın önündelerse onları da atlatmam gerekiyordu. Eve gidince bunları düşünüp bir yol bulmalıydım. 

Lavoboda çok fazla oyalandığım için hemen kendimi toparlayıp çıktım. Şuanlık hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım.

Yerime geçip oturdum. Dikkatimi işlerime verdim. Böylelikle çok fazla düşünmeyecektim. Biraz zaman sonra Aslı yanıma geldi.

“ canım ben şuan çok yoğunum. Bu dosyaları rica etsem Alparslan beye imzalatır mısın ” dedi. Ah Aslı yine yapacağını yapmıştı.

Ben sabahtan beri o şeytan kılıklı adamın yüzünü görmemek için çabalıyorum. Aslı da inadına yapıyordu sanki.

Aslı yanımdan gidince ben de mecburen dosyalarla birlikte Alparslanın odasına dogru gittim.

İçimden kendime telkinler veriyordum. Bugün son günüm nasıl olsa diyerek dik durmaya çalışıyordum.

Yoksa kendimi tutamayıp  Alparslanın üzerine atlayacak parçalayacaktım. Ama benim bir duruşum karakterim ve seviyem vardı.

Şuan kendimi rezil etmeyecektim. Rezil birisi varsa o da Alparslandı.

Kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Masasında oturuyordu. İçimden ona  sövmeyi de ihmal etmiyordum.

“ bu dosyaları imzalamanız gerekiyormuş Alparslan bey” dedim. Yüzüme baktı.

“bey derken? Burada bizden başka kimse yok. Ne oldu Elsa?” dedi. Ne diyecegimi bilmiyordum. Cin gibi adamdı. Leb demeden her şeyi anlayacak kapasitedeydi.

GÖZÜ KARA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin