22.BÖLÜM

4.4K 162 35
                                    


Merhabalar herkese🖐🖐🖐

Oy vermeyi ve satırarası yorum yapmayı unutmayalım. Oy sayısı biraz düşük hadi bastıralım arkadaşlar 💪



🌼🌼🌼Belki de hayatın kuralıdır;
"Her şey yoluna girmeden önce en kötüsü olmak zorundadır"🌼🌼🌼


Keyifli okumalar diliyorum



&&&&&


Üçümüz de  birbirimize bakıyorduk. Alparslan harekete geçip Lizoya doğru yürüyünce kolundan tuttum.

Lizo korkudan yine saçmalamaya başlamıştı.
“ Ayy yetişin komşularr!!! Yetişmeseydim bu heykel adam sıskayı nefessiz bırakıp öldürecekti. Şimdi de beni  öldürmeye çalışıyor. Daha ben dalından koparılmamış bir goncayım. Bu yaşta ölemem” dedi.

Bunları söylemesiyle Alparslan bu sefer bağırmaya başladı.

“ lan sen nasıl bir şeysin? Bir de başıma sen çıktın şerefsiz. Eğer iki saniye içinde toz olmazsan bu sefer dilini kopartıp sana yediririm it herif” dedi.

Gözlerim ikisi arasında mekik dokuyordu. Bir ona bir Lizoya bakıyordum.

Lizo ağzını elleriyle kapatarak
“ tövbeler olsun heykel adam deliydi şimdi de şizofren oldu. Kız sıska bu adam seni yer benden söylemesi” dedi.

Sonra arkasına bakmadan hızla elleri ağzında koşarak  merdivenlerden indi.

Alparslan da küfür ede ede
merdivenlerin başına kadar gitti ama Lizo  çoktan aşağı inmişti.

Lizo eğer gitmeseydi. Alparslan ona ne yapardı düşünmek bile istemiyordum.  Lizo da bunu bildiği için topuklamıştı.

Alparslanın aklına gelmiş olmalıyım ki arkasına döndü yanıma geldi. 

“ bir rahat bırakmıyorlar ki ödülümü alayım. O kuyruklu bir gün elimde kalmazsa iyidir. Bir de arkadaş olmuşsun o it herifle” dedi.

Sonra bana daha da yaklaştı. O sırada benim gözüm yerde kırılmış vazoya gitti.

Ne ara kırılmıştı. Lizo bu yüzden gelmişti demek bana bakmak için.

“ bence kaldığımız yerden devam edelim” dedi. Beni belimden tutup kendine yaklaştırdı.

Elimle ağzını kapatıp“ bence ödülünü fazlasıyla aldın sen. Hem Lizoya nasıl bağırdın öyle? ” dedim. Gözlerimle vazoyu göstererek

“ belliki vazo düşünce benim için endişelenmiş bakmaya gelmiş yazık değil mi ona? ” dedim.

Elimin içini öptü
“ o kuyruklu bok varda buraya vazo koyuyor. Kendine benzetmiş evi şuraya bak. Pavyona benzetmiş her yeri” dedi. Etrafı göstererek.

“Ne var yani biraz süslüyse gayet tatlı bence” dedim.

Alparslan kaşlarını çatarak
“ ben neyim senin için ” dedi. Lizoyla kendini kıyaslıyordu. Sırf ona tatlı dediğim için kaşlarını çatmıştı.

“ sen acısın ” yüzümü buruşturdum. “ben tatlıyı daha çok severim” dedim. Tepkisini merak ediyordum.

“ ne yani bende mi kokoş olayım  evin lavobosuna vazo mı koyayım bunu mu istiyorsun?” dedi.

Nedense buna gülesim gelmişti. Yüzünde şaşkın bir ifadeyle sorusuna ciddi ciddi cevap  bekliyordu.

“ yani illa kokoş olman gerekmiyor ya da lavoboya vazo koyman da gerekmiyor tatlı olmak için” dedim. Biraz düşünür gibi yaptı.

GÖZÜ KARA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin