Severus Snape's daughter || Revenge

◦•●◉✿ Cʜᴀᴘᴛᴇʀ 23 ✿◉●•◦

Medyada: Hazel Ivory Snape.

Harry'nin Sirius'la konuşmasının üzerinden bir gün geçmişti ancak o günde sakin geçmemişti. Akşam Hagrid ona ilk görevde ne olacağını göstermişti.

Ejderhalar.

Harry gergin bir şekilde koridorlarda ilerlerken, bu gerginliğinin üzerine etrafındaki öğrencilerin aptal davranışları geliyordu. Çocukların neredeyse hepsinde bir rozet vardı ve bu rozetin üzerinde 'Kokuşmuş Potter' gibi bir şey yazıyordu. Harry'nin yanından bu rozetlerden birini takmış çocuk geçerek "Hilebaz Potter." dediğinde diğer taraftan da bir çocuk "Kokuşmuşsun Potter!" diye bağırdı.

Başka iki çocuk Harry'nin yanından geçerek sanki onun gözüne sokmak istermiş gibi rozetlerini öne uzattılar. Arkasından koşarak gelen, küçük bir çocuk önüne geçerek "Cedric'i daha çok destekliyorum." dedi. Harry bunu aldırmadan "Teşekkürler." diyerek yoluna devam etti. Bahçeye çıkmak istediği sırada bir çocuk ve kız önünü keserek "Rozeti beğendin mi?" diye alayla sorduklarında Harry bıkmış bir yüz ifadesiyle "Geçe bilir miyim?" deyip onları iterek banklardan birinde arkadaşlarıyla konuşan Cedric'in yanına gitti. Cedric'in arkadaşları ona 'Rozetleri okudun mu?' ya da 'Neden boşu boşuna kendini yoruyorsun?' gibi birçok şey söylediklerinde Harry hiç kimseyi takmayarak "Cedric, konuşa bilir miyiz?" diye sordu. Cedric "Pekala." deyip, Harry'le birlikte kenara geçtiler. Harry hiçbir şeyi uzatmadan hızla "Ejderhalar. İlk görev bu. Hepimize bir tane düşüyor." dediğinde Cedric şaşırdı. Onu çağıran arkadaşına göz ucuyla bakıp "Ciddi misin?" diye Harry'e sordu. Harry olumlu anlamda kafası salladığında "Fleur ve Krum onlar?" diye sordu. Harry "Evet." diye cevapladı. Cedric Harry'nin ona bunları söyledikten sonra, mahçup hissetti. Gitmek üzere olan Harry'i kolundan tutup, onunla alay eden arkadaşlarını göstererek "Rozetlere konusunda onlara seninle uğraşmamalı gerektiklerini söyledim---" Harry onun sözünü keserek "Sorun değil, takma kafana Cedric." deyip yoluna devam etti.

Koridorlarda geçek Ron'u gördüğünde hızla önüne koşarak "İşe yaramaz aptalın teki olduğunu biliyor musun?" diye kendinden uzun olan turuncu saçlı çocuğun suratına doğru bağırdı. Ron hiç etkilenmemiş bir şekilde "Öyle mi düşünüyorsun?" diye sordu, Harry zaman kaybetmeden "Aynen öyle." dedi. Ron umursamaz ifadesini ve hareketlerini değişmeden "Başka bir şey var mı?" diye sordu. Harry yıllardır arkadaş olduğu kişinin, şu anda yanında olacağını düşündüğü arkadaşının böyle davranmasını kaldıramayarak "Evet. Benden uzak dur." dedi. Ron hiçbir şeymiş gibi "Olur." deyip Harry'ye omuz atarak yanından geçip gittiğinde çocuk hafif kırgın bakışlarla onun peşinden baktı. Birkaç saniyenin ardından arkasını dönüp ilerlemeye başladığında şu anda sesini duymak istediği son kişi bile olmayan Slytherin'li öğrencinin sesini duydu. Draco Malfoy.

Ağaca çıkıp başında oturmuş olan sarışın çocuk alayla "Neden gerginsin, Potter? Babamla iddiaya girdik. Bence turnuvada on dakikadan fazla dayanamayacaksın." dedi. Ağaçtan aşağı atlayarak "Babam aynı fikirde değil. Ona göre sadece 5 dakika dayana bilirsin." dedi. Harry sabahtan beri bastırdığı sinirini Draco'dan çıkarmamak için elinden geleni yapıyordu. Sarışın çocuğun üzerine yürüyerek "Babanın ne düşündüğü umurumda değil, Draco Malfoy!" diye bağırdı. Ardından onu geri iterek "Senin baban aşağılık ve kötü biri! Sen de bir zavallının tekisin!" dedi ve arkasını dönüp sinirli ve hızlı ilerlemeye başladı.

Hazel kenardan ikilinin kavgasına bakıyordu. Harry arkasını dönüp gittiğinde Draco'nun asasını çıkardığını görüp hızla sarışın çocuğun üzerine koşarak "Draco yapma!" diye bağırdı ve zamanında vararak asayı çocuğun elinden aldı. Kızın aniden yanlarından ayrılmalarını gören ikizler ve Lee hiç vakit kaybetmeden onun peşinden gittiler. Draco kıza şaşkınca bakarak tam bir şey söyleyeceği sırada "Seni küçük velet!" diye bir bağırış duyuldu. Hazel aniden birinin onu omuzlarından tutup çekmesiyle ve karşısında Draco'nun yerine bir gelincik gördüğünde şaşkınca büyüyü yapan kişiye baktı.