I sat with my anger long enough until she told me her real name was grief..
--Luna.
•●•●•
Medyada: Hazel Ivory Snape.
Hazel hızla iksir sınıfına doğru koşuyordu. İkizlerle planına o kadar dalmıştı ki, babasıyla olan görüşmelerini unutmuştu. Dahada hızlanmaya başladı. McGonnagal'ın özel derslerini bu gün sabaha alması ona çok yardımcı olmuştu. Biçim değiştirme profesörünün söylediğine göre bir kaç derse kendi animagus'una kavuşa bilirdi. Köşeyi döndüğünde zindanların nemli ve hafif kaygan olan zemininde son anda kayıp düşmekden kurtulmuşdu. İksir odasına varacağı zaman yavaşlayarak yavaş adımlarla yürümeye başladı. Nefesini normale sokmaya çalışırken odanın kapısına yaslanıp dinlenmeye başladı.
Bir kaç dakika sonra aniden yaslandığı kapı açıldığında Hazel küçük bir şaşkınlık çığlığlığıyla geri düştü. Severus olayı anlamaya çalışır gibi şaşkınca yerde oturan kızına bakıyordu. Hızla kendini toparlayıp "Geciktin." dedi ve kalkan kızının kolundan tutarak ona yardım etti. Hazel "Gryffindor kulesinden zindanlara inmek o kadarda kolay değil ve zaman gerekiyor." dediğinde Severus kapıdan çıkıp ilerlemeye başlayarak "O zaman bir az erken çıksaydın. Bunuda benim söylemem gerekmiyor." dedi. Hazel adamın arkasından ilerleyerek sessizce "Sanki bütün hayatım boyu bana evebeyinlik yapmışsın gibi konuşuyorsun..." dedi Severus'un duymadığını sansada o gayet net bir şekilde duymuşdu. Sessizce iç geçirerek adımlarını hızlandırdı. Daha yeni barışmışlardı kavga etmeyecekdi... etmemeliydi.
Bir kaç dakikadır yürüyorlardı. Hazel zindanın bu bölümlerine sadece ikizler ona şatoyu gezdirirken ve gizli yerleri gösterirken gelmişti. Ancak burası koridorun sonuydu. Anlamazca babasına baktığında Severus ona bakmadan asasını çıkardı ve elegant bir şekilde sallayarak farklı bir dilde "Príncipe Mestizo." dedi. Kelimeyi dediği anda duvardaki tuğlalar yerinden oynamaya başladı ve aralanarak fazla uzun olmayan koridorun sonunda siyah tahtalardan ve gümüş desenlerden oluşan bir kapının görünmesini sağladılar. Hazel şaşkınca yeşil alevle yanan meşalelerin aydınlandırdığı koridora ve kapıya baktı. Severus kızı hareket etmediğinde elini kızın sırtına koyarak onu hafifce önüne itti.
Severus kapıyı açarak kızını odasına bıraktığında Hazel etrafa bakınmaya başladı. Oda yoğunlukla Slytherin renklerinden oluşuyordu. Ancak en baskın renk tabikide pembeydi.... şaka şaka siyahdı. Odanın bir duvarında tamamen kitaplıklar vardı, yeşil alevle soğuk zindandan farklı olarak odayı ısıtmış olan şömine ve karşında, üzererlerinde bir kaç tane kitap olan iki tane koltuk, sehpa ve bir sürü eşya vardı. Ve odanın kenarında en önemli eşyalar olan iksir malzemeleriyle dolu olan kitaplık ve önünde büyük bir masa vardı. Tıpkı babasının evdeki iksir odası gibi ancak dahada küçük. Hazel odada başka iki tane kapı gördüğünde onlardan birinin banyo diğerinin yatak odası olacağını düşündü.
Severus kitaplığında bir tarafdan Zihnefen kitaplarını arıyor bir tarafdanda onun iksir malzemeleriyle ilgilenen kızına bakıyordu.
Sonunda kitapları bularak kızının yanına geldi ve masanın üzerine bıraktı. "İstersen ilk önce zihne sonra büyülere odaklanalım." diye sorduğunda kızı kafasını olumlu anlamda salladı. Severus küçük bir asa hareketiyle bir sandalyeyi malzemelerin olduğu kitaplığın önüne koydu ve kızına oturmasını söyledi. Sonra kendi asasını kenara bırakarakdı ve deri bir çantaya benzer bir şey çıkarıp masaya yatırdı. Hazel masanın üzerindeki aletlerden hafifce tedirgin olmuş bir şekilde yerinde hareket etti. Severus sakince konuşmaya başladı. "Zihinbend, zihnin sihirli müdahale ya da etkiye karşı savunmasıdır. Zihnefend ise bir sanatdır. Büyünün oldukça bilinmedik bir dalıdır. Zihnefend sanatıyla uğraşan insanlar bir başka insanın zihnine kolayca girebilir ve yalan söylediklerinde bunu görebilirler. Zihnefend (Legilimency),
Zihinbend'i (Occlumency) geri püskürtmek için kullanılan tek yöntemdir. Zihnefend, saldırıya uğrayan kişinin, düşüncelerine erişimi engellemek için zihinlerini etkili bir biçimde kapatması şekliyle uygulanır. Zihinbend uygulayan kişi, zihnini tüm duygu ve düşüncelerden arındırmalıdır." sözünü bitirerek kızına dönüp "Zihnini temizle ve sakin ol." dedi sonra açıklamasına devam ederek "Sakin kafayla bir insan, Zihnefend saldırısında saldırganını etkisiz hale getirerek, kalkan oluşturarak ya da büyüleyerek engelleyebilir. Imperius lanetine karşı koymaya benzerdir.
Bir insanın zihni, fazla rahatlamış ya da aşırı endişeli olduğunda saldırıya daha yatkın olur. Uyurken korunmamış düşüncelerin ve duyguların hiçbir muhafazası yoktur. Aynı şekilde, eğer bir insan heyecanlı ya da kızgınsa duyguları eşit derecede korunmasızdır." Asasını kızına doğrultarak "Hazırlan ve karşı koymaya çalış. Eğer kolaylıkla karşı koya bilirsen söylediğim gibi İmperius lanetine de karşı koya bilirsin." dedi. Hazel kendini toparlamaya çalıştı söylediklerini anlamışdı. Ancak nasıl karşı koyması gerektiğini bilmiyordu. Severus bir az durarak kızın beklemediği anda "Zihnefend!" diyerek onun anılarına girdi.Hazel babasının en derin anılarına nasıl girdiğini hissediyordu. İlk girdiği anısı en sinir olduğu kendini en zayıf hissettiği ve zayıf olduğu için sinirlendiği anısıydı. Eski okulundaki çocukları ailesi olmadığı için onunla dalga geçdikleri sonda dayanamanış ve üzerlerine Reducto büyüsüyle saldırmış olduğu anı. Onlara karşı koymasını onların seviyelerine düşmek gibi düşünüyordu...
"Karşı koymaya çalış!"
Diğerleri Faolan'la ormanda zouwu'ya yada başka sihirli yaratıklara yardım ettikleri anılar. Sonra annesinin günlüğünün ve fotoğraf albümüne baktığı zaman ağladığı anı. Aniden her şey durduğunda derin nefesler alıyordu ve terler içinde kalmıştı. Severus kızına sakimce baktı sonra "Karşı koymalısın böyle olmayacak! İntikam almak istemiyor musun?!" diye bağırdı...
~*~*~
Severus elinde rahatlatıcı ve ağrı kesici etkisi olan iksirle kızının yanına döndü. Kız dirseklerini dizlerine dayamış ve elleriyle kafasını tutuyordu. Duygularını pek iyi kontrol ettiğini söyleyemezdi. Bir sürü deneme sonrasında ona karşı koya bilmişti. Ancak bu bir şey değildi. Daha güçlü olmalıydı. İksiri kızına vererek "Al kafa ağrına iyi gelecektir ve gece kabuslar görmeden uyuya bilirsin. Bu kitaplarıda al ve okuyup ezberlemeye çalış yardım edeceklerdir." dediğinde Hazel hiç bir şey demeden iksiri içti ve geri ona uzatarak ayağa kalkdı. Ancak kafası aniden dönmeye başladığında geri oturmak zordunda kalmıştı. Severus kızına hafif endişeyle baktı ancak belli etmeden "İksir etki edene kadar otur. Koltukda da otura bilirsin daha rahat olur." dedi. Kızına ayağa kalkamasında yardım edip koltukda oturmasını sağladı. O'da koltuğun karşısında olan diğer koltukda oturdu.
Hazel kafasını arkaya yaslayarak gözlerini kapattı. "Seni kendimden uzaklaştırdığım için pişmanım... sadece seni korumaya çalışıyordum. Savaştan... ölüm yiyenlerden, Karanlık Lord'tan ve diğer şeylerden." diye Severus söze başladığında Hazel "Hayır. Sen o gece onu yalnız bıraktığın için pişman olmalısın." diye karşılık verdi. Severus iç geçirerek "Pişman olmadığımı mı düşünüyorsun. Elimde olsa zamanı geri çekerdim. Elimde olsa onu geri getirirdim...senin için. Benim için. Çünki ben sana bakamıyorum. Yeterli değil gibi geliyor. Seni her an korumak yada kırılmaktan kurtarmak istiyorum ancak porselen bebek olmadığını ve her an yanında olamayacağımı ikimizde biliyoruz. Yalnız başıma bunu yapamam. Sen her an tehlikeye koşarken, her an intikam duygusuyla kendini Bellatrix'in kollarına atarken yapamam. Anlamıyorsun... iki taraflı ajanlığın ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu anlamıyorsun." dediğinde Hazel iç çekti. Hayır anlıyordu. En küçük yanlışında neler ola bileceğini hayal ede biliyordu. Bir az sustukdan sonra "Özür dilerim." dediğinde kendisi bile şaşırmıştı ancak beyninde sıralanmış olan sözleri söylemek istiyordu. Bunlar ikiliyi kavgaya doğru götürüyor olsada. O yüzden öne oturarak "Evet özür dilerim ancak halada bunu yapacağım." dedi. Severus "Başkalarının da ölmesini mi istiyorsun?" diye sorduğunda Hazel cevap vermedi sadece geri yaslanarak gözlerini geri kapattı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severus Snape's daughter || Revenge
FantasiaSeverus Snape'in yıllar önce çok güvendiği birine emanet ettiği kızı aniden İlvermony okulundan kovulursa ve Hogwarts'a gelmek zorunda kalırsa neler olur?