Medyada: Hazel Ivory Snape.
Şöminenin ateşi karanlık ve sessiz odayı aydınlatan tek ışık kaynağıydı. Sessiz odada tek duyulan şey ateşin çıkardığı çıtırtı sesleri ve koltukta uyuya kalmış olan kızın uykusunda hafifce konuşma sesleriydi. Siyah saçlı iksir profesörü koltukda düşünceli bir şekilde oturmuş ve ateşi izliyordu. Bu yaptığı şey ilk düşündüğü andan bu yana hiç doğru bir şeymiş gibi gelmiyordu. Bunu biliyordu ancak kızının annesiyle konuştuğu andaki hali kendinin de gülümsemesine neden olmuştu.... ancak aldığı ani karar kesinlikle yanlışdı. Kızının akıl sağlını bozmasına neden ola bilirdi. Kafasını şöminenin önünde duran silüet görünümündeki kadına çevirdi. O'da düşünceli şekilde ateşlere bakıyordu. Kadının hayaleti ilk gördüğü zaman bodrum katına haftalarca girmemişti hatta evden taşınmayı bile düşünmüştü. Ancak kendini toparlayıp bir kes onunla konuştukdan sonra, zamanının çoğunu onun yanında geçirmişti ve bu hayatını hiç iyi etkilememişti. Kadının neden hayalet olduğunuda anlamamıştı. Bütün hayaletlerin bu alternatif yaşamı seçmelerinin bir nedeni vardı. Ancak Maria ona bunu açıklamak istemiyordu. sadece 'Sonda anlayacaksın Severus. Sen anlamasanda Hazel neden burada olduğumu anlayacak.' demişti.
Kadın bir kaç hafta sonra Severus'un hayatında büyük bir bariyer oluşturduğunu fark edip, onun yanına bir daha gelmemesini istemişti. Severus'un kalbi kırılsada, iyi bir şey olduğunu sonradan anlamıştı ve çoğu zaman bu eve bile gelmemeye başlamıştı. Hogwarts'da kalıyordu. Hatta yaz tatillerini bile orada geçiriyordu. Ancak kızı geldiğinden bu yana bu rutinini değişmek zorunda kalmıştı. Uzun zaman sonra ilk kez yaz tatilini evinde geçirmiş ve içindeki bodrum katına inip karısıyla konuşma duygularının onu yiyip bitirmesine izin vermişti.
"Yanlış yaptın. Çok büyük bir yanlış... çok saçma bir yanlış. Bu yanlışının onun hayatını nasıl etkileyeceğini biliyor musun Severus? Seni nasıl yanıma gelmene izin vermediysem sende ona aynısını yapmalısın. Delire bilir... sen akıllı birisin Severus neden böyle ani bir karar verip--" adam oflayarak kadının sözünü kesti. "Başka ne yapacağımı bilmiyordum... bak ben ebeveyin olacak bir insan değilim." kanapede uyuya kalan kıza bakarak "Belki iyi gelir diye düşündüm ancak..." gözyaşlarını tutmak için derin bir nefes aldı. "Değilmiş... kesinlikle değilmiş. Seninle konuştuğu süre boyunca gözleri yaşlı bir şekilde gülümsemesi ve---ne yapacağım ben Maria. Çok apatalca bir şey yaptım. Çok... çok..." adam kelimeyi tekrarlamaya devam ettiğinde kadın "Kes şunu Severus. Yeter." Severus kafasını kaldırıp kadına baktı sonra kızına dönerek "Hafızasını yine silersem.. kesin bir şeyler ola bilir. Ona zarar vere bilirim. Zihnine zarar vere bilirim." dedi. Kadın kafasını iki yana sallayıp "Hayır hafızasını silmeyeceksin. Benim sana yaptığım gibi yapacağız. Buraya girmesine izin vermeyeceksin." dediğinde Severus kaşlarını çatarak "Sen izin vermeyeceksin. Ben onunla böyle bir şey konuşamam." dedi. Maria kaşlarını çatarak "O senin kızın!" diye bağırdı. Severus sinirle "Bizim kızımız!" diye karşılık verdi.
Maria kafasını iki yana sallayarak boğazındaki yumruyu aldırmadan "Senin kızın Severus. Senin. Ben artık hayatınızda yokum ölü biriyim duvarların içinden geçen gereksiz bir hayaletim. Tüm gününü bodrumda geçiren... Ne senin yanında ola biliyorum nede onun. Ona bakması gereken kişi sensin. Senden nefret etse bile tüm gününü hayaletle geçirmesinden daha iyi. Şimdi kızını al ve onunla konuş." dedi ve odanın içinde kayb oldu. Severus derin bir nefes alarak kadının dediklerini hazm etmeye çalıştı. Hepsi doğruydu ancak aniden böyle suratına söylediğinde--- düşünmeyi kesmeliydi.
Kızına dönerek ona doğru ilerledi ve beynine dolmaya başlamış karanlık düşünceleri geri iterek derin bir nefes aldı. Kızı kucağına alarak oturma odasına çıktı ve onu odada olan kanepeye bıraktı. Geri bodrum katına dönerek odaya düşünceli bakışlarla baktı. Maria'yla ilgili olan çocukluk anıları sırayla beynine dolmaya başladığında sert bir şekilde kapıyı vurarak kiritledi ve asasını çıkararak "Colloportus." diye fısıldadı. Kiritlenmiş odadaki şöminenin ateşi sönerek idanın karanlıkla kaplanmasını sağladı...
~*~*~
Hazel gözlerini yavaş yavaş açarak etrafına bakındı. Oturma odasındaydı aniden nedensiz yere paniklemeye başladı ancak karşı koltukda düşünceli bir şekilde oturan Severus'u gördüğünde rahatladı. Severus kızının uyandığını görüp boğazını temizleyerek "Seninle önemli bir şey konuşacağım Ivory. Lütfen sonuna kadar dinle ve dediklerimi yap eğer... eğer yaparsan---- Bellatrix'le karşılaşman için seni elimden geldiği kadar hazırlayacağım. Eğer yapmazsan..." dedi ve sustu. "Yapmazsam ne?" diye Hazel kaşlarını çatarak sorduğunda "Sana zarar verecek olsa bile hafızanı silip seni Amerikaya geri gönderirim. Hayır bana öyle bakma bu senin iyliğin için ve hiç gözümü kırpmadan yaparım." dediğinde kız sinirlenmeye ve haksızlığa uğramış gibi hiss etmeye başladı. Kaşlarını mümkünmüş gibi dahada çatarak kanepede oturur pozisyona geçti. Severus 1-2 saat boyunca ne demesi gerektiğini düşünmüştü ve her koşulda kızına cevap vere bilecekti ancak kızının gözlerinin içine baktığında hepsini unutmuştu. Tepkisi onu çok fazla endişeye sokuyordu.
Ne yapa bilirdi ki? Hayatında ona yakın tek kişiyi de kayb etmek istemiyordu. Yalnızlığı sevsede Hazel ona mutlu hiss ettiriyordu."Bir daha onun yanına gitmeni istemiyorum. Çünki... çünki bir hayaletle konuşmak akıl sağlığın için iyi değil. Haksızlığa uğramış gibi hiss ede bilirsin ancak bu senin de benim de iyliğim için. Yani bende onun yanına gitmeyeceğim. O... o artık öldü. Hayaleti burada olsada artık o burada değil anlıyor musun Hazel? O bir hayalet artık senin annen değil. Bana düşmanmışım gibi bakma. Ben senin babanım. Tehlikede olduğunda yada sana başka bir şey olduğunda sana ben yardım edeceğim. Arkadaşların yada başka yakınların seni bıraktıklarında ve sen karanlığa çekildiğinde gelip seni orada kurtaracağım Ivory. Kendi hayatım pahasına olsa bile..." diye konuştuğunda. Hazel sessizce durdu. O zaman neden kadının hayaletini ona göstermişdi? Neden? Sinirlenmeye başlıyordu. Hazel'in kötü düşünceleri aniden beynine saldırmaya başladılar. Ellerine baktığında, elleri sanki oturduğu oda sıcak oturma odası değilde, dünyanın en soğuk yerlerinden biriymiş gibi titriyordu. Ardından soğuk terler akıtmaya başladı. Nefesi kesiliyordu ancak, bunu karşısındaki adama belli etmek istemiyordu.
Severus kızın bu halini fark ettiğinde hızla yanına koşarak kızın önünde çöktü. "Hazel?! Hazel sakin ol. Derin nefesler almaya çalış!" diye adam kızı sakinleştirmeye çalıştığı anda kanepenin yanında duran sehpanın, üzerindeki vazo patlayarak kırıldı. Severus refleks olarak kızının etrafına kollarını sararak kafasını göğsünde saklayıp etrafa uçmuş olan cam parçalarının ona zarar vermemelerini sağladı. Bir kaç dakika öyle durduktan sonra Severus kızından ayrılmak için hamle yaptığı anda Hazel kollarını adamın etrafına sararak buna izin vermedi. Severus olduğu durumdan gerilerek ne yapacağını bilemedi ancak sonra sakince kızln saçlarını okşadı. Hazel kötü durumda olmasına rağmen sert bir ses tonuyla "Fiziksel olarak beni koruya bilirsin ve beni hayatda tuta bilirsin. Ancak ruhsal olarak bana hiç bir zaman yardım edemiyorsun... düşündüğüm şeyleri sana söylediğimde her zaman kavga ediyoruz. Benden bir sürü şey saklıyorsun. Geçen sefer bana kendin her evebeyin gibi yardım etmek yerine 'duygularımı düzenlememe yardım edecek' bir iksir verdin. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Bana iyi gelmiyorsun..." diye konuştuğunda sesi sonlara doğru fısıltıya dönmüştü. Severus dişlerini bir birine sıkarak kızın sözlerini beyninin en ucra köşesine atmaya çalıştı. Ancak pek işe yaradığı söylenemezdi. Boğazına oturmuş olan yumruyu yutkunmaya çalışarak "Deniyorum." diye hiç bir duygu batındırmayan ses tonuyla konuştu. Hazel, adamın ses tonundan onu umursamadığını düşünerek kollarını adamın etrafından çekti. "Belli." deyip adamdan ayrılarak "Okula dönelim." dedi. Severus derin bir nefes alarak şöminenin önüne gittiler ve Hogwarts'a geri döndüler.
Kısa bir bölüm oldu ancak umarım kısa olasa bile annesinin rolünün aslında bu hikaye için ne kadar gerekli olduğunu açıklaya bilmişimdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severus Snape's daughter || Revenge
Viễn tưởngSeverus Snape'in yıllar önce çok güvendiği birine emanet ettiği kızı aniden İlvermony okulundan kovulursa ve Hogwarts'a gelmek zorunda kalırsa neler olur?