◦•●◉✿ Cʜᴀᴘᴛᴇʀ 22 ✿◉●•◦

1.2K 126 46
                                    



19 Kasım:

Hazel arkadaşlarıyla birlikte ortak salondaydı. Ancak pek etrafına dikkatini veremiyordu. Hermione ve Ginny ile birlikte oturmuş, onlar konuşurken düşüncelerinde kaybolmuştu. Bu Moody sanılan adamın kim olduğu beynini kurcalıyordu. Kimin peşindeydi? Neden buradaydı? En önemlisi ve garip olanı Harry'le yakınlaşmaya çalışmasıydı. Ya Harry'nin turnuvaya katılmasında onun bir parmağı varsa? Kız düşüncelerinden Hermione'nin onu sarsmasıyla çıkıp kıza döndü. "Hazel? Bizi dinliyor musun?" diye Ginny sorduğunda "Dalmışım..." dedi. Hermione "Birkaç haftadır garipsin. Seni sıkan bir şeyler varsa, bize anlata bilirsin." deyip kızın gözlerinin içine baktı. Hazel, kızın ne demek istediğini anlamıştı. Ailesiyle arasında yaşadığı olaylardan sonra birkaç haftadır dalgındı. Ancak kendini toparlamaya başlamıştı. Ve Hermione'nin sorusuyla yeniden o anılar düşüncelerini ele geçirdi.

Ginny, Hazel'in bakışlarının karardığını ve ortamdaki sert havayı fark eder etmez "Hazel!" diye bağırdı. Kız ona şaşkın bakışlarıyla döndüğünde "Doğum günün ne zaman?" diye Ginny alakasız bir soru sordu. Hermione ona 'gerçekten mi?' diyormuş gibi baktı. Hazel ikilinin arasında göz gezdirip "13 Aralık." diye cevapladı. Hermione anlamaz bir şekilde Ginny'e göz kaş yaptığında turuncu saçlı kız onu geçiştirdi. Kız etrafına bakındı, ikizler ortalık da yoktu. Herkesten kenarda ödevlerini yetiştirmeye çalışan Lee'yi gördüğünde ayağa kalkarak "Görüşürüz kızlar." deyip çocuğun yanına gitti.

Sandalyeyi çekip yanında oturarak "Lee ikizler neredeler?" diye sordu. "Doğruyu söylemek gerekirse, bilmiyorum. Ancak koridorlarda dolandıklarından eminim, başlarına dert açmasalar iyi olur. Bu gece etraf da gezinen öğretmen Moody." deyip derin nefes verdi. "O adam gerçekten çok korku--- yani garip! Senin o 'muhteşem' planından sonra bizimle uğraşmaması harika oldu. Bir şeyler bulsaydın belki başıma geleceklere razı olurdum ancak sadece çatlak biri olduğu anlaşıldı." dedi ve ikili arasın da sessizlik çöktü. Hazel, Lee'nin suratına bakarak ona söyleyip söylememesi gerektiğini düşündü.

Küçük bir sessizliğin ardından Lee aniden kıza sırıtarak bakıp "Fred birkaç saate gelir, sevgilini özlemen çok tatlı!" dedi ve kafasını kızın koluna bastırdı. Hazel "Kes sesini, Lee. Fred benim sevgilim, falan değil." dedi. Lee kızın yanağını sıkarak "Şimdilik!" deyip göz kırptı. Hazel siyahi çocuğun önündeki kitabı alarak kafasına birkaç kez vurdu. Hermione, haklıydı kitaplarla onları vurmak, bir nevi insanın sakinleşmesini sağlıyordu. Kitabı, kendini korumak için kollarını etrafına sarmış çocuğun üzerine attı. "Gerizekalı..." deyip arkasına yaslanarak tırnaklarındaki siyah ojeyi soymaya başladı.

~*~*~

Hazel, okuduğu kitabı kapatarak ayağa kalktı. İkizleri beklemek istemişti ancak gözlerini artık açık tutamıyordu. Yavaş adımlarla kızlar yatakhanesine doğru yürümeye başladı. Arkasından adım sesleri duymuştu, ancak aldırmadan merdivenleri çıkıp içeri gireceği sırada tanıdık bir sesin "Sirius." diye çağırdığını duydu.

Hazel hızla Harry'e gözükmemek için kapının arkasına saklanıp dinlemeye başladı. "Sirius mu? Sirius Black'ten mi bahsediyor?" diye kendi kendine sordu. Harry koltuğun kolunun üzerindeki gelecek postasını okumaya başladı. Okuduktan sonra sinirle gazeteyi ezip sönmek üzere olan ateşin içine attı. Aniden ateşten 'pıst' gibi bir ses geldiğinde Hazel duymak için yatakhaneden çıkarak kapıyı yavaşçaca kapattı. Merdivenlerin uzaktan gözükmeyecek yerinde oturarak dinlemeye başladı.

Severus Snape's daughter || RevengeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin