◦•●◉✿ Cʜᴀᴘᴛᴇʀ 11 ✿◉●•◦

2.6K 225 21
                                    

Medyada: Hazel Ivory Snape.
1 ay sonra...

Diğer okulların geleceği dün gelip çatmıştı. Okuldaki tüm öğrenciler heyecanlıydı. O gün hiç bir ders olmamıştı. Binaların bölüm başkanları çocukların akıllı başlı görünmesi için bütün gün onları yoklamıştı. McGonnagal bu konuda o kadar katıydı ki, hatta ikizler bile üzerleri temiz ve düzenliydi. Severus Snape'in bu konuyu o kadarda önemsediği söylenemezdi. Zaten dün gece ortak salona girmiş üzeri başı düzgün olmayan her kesi bir ay boyu ceza alacaklarını ve binadan elli puan kıracağını söylemesi yetmişti. Revenclaw ve Hufflepuff'a gelirsek öğrencileri gayet düzenli gözüküyordu. Kale her binanın renklerine uygun dekore edilmişti. Okulun dekore edilmesi eğlenceli olduğu için her binadan bir kaç çocuk seçilmişti. Hazel'de McGonnagal'ın zorlamaları -geçmişten uzaklaşması için yapıyormuş- üstüne Hermione ve Ginny'nin ısrarlarıyla kendini bu çocukların arasında bulmuştu. Ancak ona göre bu iş eğlenceli değil tam bir zaman kaybıydı. Bunun yerine bir kaç tane daha asasız ve sessiz büyüler öğrene bilirdi.

Şu anda Hazel asasıyla profesörler masasının arkasındaki pencerelerin üzerine dekorasyonları yüzünde hiç eğlenir ifade olmadan takıyordu. Çocukları gözetleyen profesörlerden McGonnagal bunu gördüğünde hızla adımlarla yanına ilerleyip "Hadi ama bayan Snape bir az gülümseyin!" dedi. Bunu duyan Slytherin öğrencilerinden biri daha doğrusu Pansy "Mümkün değil!" dediğinde Hazel göz ucuyla kıza baktı sonra kızın elinde uğraştığı dekarasyonu öğrendiği sessiz ve asasız büyüyle patlattı. Ancak bu o kadarda büyük patlama değildi yani kıza kesinlikle zarar vermezdi. Ancak bu kızın korkmasına engel değildi.

Bütün salonu kızın çığlığı kapladığında her kes ona döndü ve bazıları direk kahkaha ararken -diğer bina öğrencileri- bazıları gülüşlerini saklamaya çalışıyordu. McGonnagal ve onunla birlikte çocukları gözetleyen Snape ikiside şaşkınca Pansy'e baktılar. Kız Hazel'in üzerine büyük bir hışımla yürümeğe başladı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?!diye bağırdığında Hazel hiç ona dönmeden "Hem aklı yok hem de kör." dedi. Severus olayın olduğu yere giderek "Bayan Pankirson acaba neden gidip üzerinizi temizlemektense burada bağırıyorsunuz? Dün gece her kese söylediklerimin size de ait olduğunu belirtmek isterim." dediğinde Pansy Hazel'i göstererek "Bunu bana o yaptı! Benim üzerim gayet temizdi!" diye bağırdı. McGonnagal şoktan çıkarak "Bayan Snape binanızdan 10 puan kırıyorum!" dediğinde Hazel kendini tutamayarak gözlerini devirdi ve "Ona zarar verecek bir büyü değildi. Korkmanıza gerek yok." dedi. Ancak profesör McGonnagal "Korkunun bir çok kötü nedenleri ola bilir! Bayıla bilirdi!" dedi. Ancak Hazel bunada cevap olarak "Her gün uykudan kalktığında kendine aynada baktığı zaman yaşadığı korkuyla aynı bir korku. O yüzden zarar gelmez." dedi. McGonnagal şaşkın bakışlarla kıza bakarken başından beri onları izleyen salondan gülme sesleri yükseldiğinde Pansy hızla Büyük salondan çıktı. Severus kızına dönerek "Sessiz ve asasız büyü yapa bilmen böyle şeyler yapa bileceğin anlamına gelmiyor." dediğinde Hazel ona baktı ancak sonra yaptığl işe geri döndü. McGonnagal aradaki gergin havayı kaldırmak için "Size yardım etmesi için ikizleri çağıracağım Bayan Snape." dedi ve Severus'a tek kaşını kaldırarak baktı. Genç profesör onu anladığında yeniden öğrencileri gözetlemeğe geri döndü.

Bir az sonra Büyük salona büyük bir gürültüyle ikizler girdi. George kız kardeşini yanına koşarken Fred hızla salonda Hazel'i buldu ve onun yanına koştu. Kızın onun geldiğini fark etmediğini gördüğünde yüzüne sinsi bir sırıtma yerleştirerek "Hazel!" diye aniden ellerini kızın omuzlarlna koyarak bağırdı. Hazel onun yaptığı ani hareketle konsantrasyonu bozulduğu için büyüyle tutuğu süs büyük bir gürültüyle ikisininde üzerine düştü. Hazel şoktan çıkıp "Merlin aşkına! FRED WEASLEY!" diye bağırdığında bütün salon kahkahalara bozulurken McGonnagal yaptığı seçimin kötü fikir olduğunu anlayarak "Bay Weasley!"diye bağırdı. Severus ise bu görüntüye gözlerini devirerek çocuklara işlerine geri dönmelerini söylemeğe başladı.

~*~*~

Herkes dışarı doğru koştu. Diğer okullardan öğrenciler gelmeye başlamıştı. Hazel son anda kalabalığın içine giren ikizlerden kurtularak geri kaleye gitemeye başladı. Diğer okulların gelişlerini izlemekten daha önemli işleri vardı. Tüm okulun kafası hazırlıklara karışmışken kütüphanede özel bölüme girip zihnifen kitaplarına baka bilirdi. Çünki öğrencilere açık olan kütüphanede çok kısıtlı bilgiler vardı. Ama nasıl? Profesörlerden neden izin almak istediği pek söylenemezdi. Babasıyla aynı ortamda olmak bile istemiyordu. McGonnagal az önceki olaydan sonra kesinlikle izin vermezdi. Hagrid? Hagrid...hayır. Moody babasının Snape olduğunu öğrendiği günden bu yana derslerinde elinden geldikce Hazel'le uğraşıyordu. Ve diğer profesörlerle o kadarda yakın sayılmazdı.

Koridorlarda düşünerek ilerlerken karşıdan kollarını arkasında birleştirmiş yüzünde küçük bir gülümsemeyle ona doğru gelen Dumbledore'u gördü. "Belki..." diyerek hızlı adımlarla adamın önüne koştu. "Profesör Dumbledore!" dediğinde adam yüzündeki küçük gülümsemeyle "Hazel! Nasılsın bakalım? Okula alışa bildin mi?" diye sordu. Hazel "Evet iyi gidiyor. Sizden kütüphanenin özel bölümüne girmek için izin alacaktım." dediğinde Dumbledore kıza bir az baktıkdan sonra "Neden Severus'dan izin almadın?" diye sordu. Kız bir az duraksayarak "Ben-- ilk önce önüme siz çıktığınız için sormuştum." dediğinde Dumbledore kızın omuzundan hafifce sıkarak. "Ben izin veriyorum. Ama anahtarı sana vermeyeceğim. Severus'dan gidip istersin." dedi. Kız yanından geçip giden müdürünün arkasınsan sinirli bakışlarla bakarak "Sanki ben ondan izin alamıyorum. Bir nedenim olduğu için sana sormuştum!" diye kendi kendine konuşarak babasının yanına gitmeye başladı. Başka şansı kalmamıştı. Harika....

Severus Snape's daughter || RevengeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin