Severus Snape's daughter || Revenge

◦•●◉✿ Cʜᴀᴘᴛᴇʀ 17 ✿◉●•◦

Medyada: Hazel Ivory Snape.

Hazel ve Lee çoğu zaman olduğu gibi yine Sağlık kanadında ikizlerin yanlarında duruyorlardı. Madam Pomfery onlara yaşlanma iksirinin etkisini geçirmek için bir şeyler arıyordu ancak bulamamış olacak ki onlara geri döneceğini söyleyip gitmişti. Hazel "Size yapmamanız gerektiğini söylemiştim." dediğinde "Hadi ama çok çılgıncaydı!" diye George cevapladı. Kız sinirle "Kes sesini George! Daha kötü şeyler olabilirdi!" diye bağırmıştı. Fred hızla "Sakin ol Snape. Her şey yolunda bir azdan eski yakışıklı halime geri döneceğim, meraketme." deyip göz kırptığında Hazel elindeki kitabı onun kafasına sonra yanda gülen George'nin kafasına vurdu. Lee kızın onuda vurmaması için "Tamam eğlenceliydi, ancak Hazel haklı daha kötü bir şey olabilirdi." dediğinde Madame Pomfery yanında iksir profesörüyle birlikte Sağlık kanadına girmişti. Severus çocukların yanına gelerek ikizlere ifadesiz bir yüz ifadesiyle baktı. Sonra kollarını göğsünde birleştirerek "Çok merak ediyorum. Acaba.. o iksirleri yapmak için malzeme dolabından bir şeyler "almış" yada çalmış olabilir misiniz?" diye sordu. İkizlerden ses çıkmadığında Hazel kafasını iki yana sallayarak "Aptallar.." diye mırıldandı. Severus derin bir nefes alıp "Umarım çoközlü iksir için olan malzemeleri de siz çalmamışsınızdır. Yoksa cezanızı yıl sonuna kadar uzatırım." dediğinde Hazel babasının sesinden az bir şekilde belli olsada sinirlendiğini anlamıştı. Belli etmemeye çallışıyordu ancak normalde böyle yapmazdı. Tek belli ettiği duygusu sinirdi.

Hazel çoközlü ikisir için malzemeleri kimin çaldığını biliyordu. Moody'yi babasıyla konuşacakken iş üzerinde yakalamalarıda bunun kanıtıydı. Ancak Hazel bunu burada söyleyemezdi. "Hayır! Çoközlü iksir için olan malzemeleri onlar çalmadı. Bundan gayet eminim." diye hafifce sesini yükselterek konuştu. Herkes ona döndüğünde "O zaman Bayan Ivory, onların malzemeleri çalmadığını biliyorsan, o malzemeleri kimin çaldığını da biliyorsundur." dedi. Hazel bir kaç ay içinde şunu gayet iyi anlamıştı. Babası insanlar arasında onun kızı olduğuyla ilgili hiç bir şeyi göstermek istemiyordu. Mesela ona hiç bir zaman Bayan Snape dememişti. Bunu nereden farkettiğini sorarsanız, diğer öğrencilerin hepsini soy isimleriyle çağırıyodu. Ona ya Hazel, ya da Bayan Ivory diye sesleniyordu. Normalde böyle şeyler umrunda olmazdı, ancak babası olduğu için onunla ilgili yaptığı her harekete aldırış etmeden duramıyordu. Ona malzemeleri Moody'nin çaldığını burada söyleyemeyeceği için "Akşam yemeğinden sonra bunu size söyleye bilir miyim profesör?" diye sordu. Severus tek kaşını kaldırarak bir az kızın suratına baktı. Sonra kafasını iki yana sallayıp ikizlere döndü "Bir şeyler içmenize gerek yok. Yada bunun için malzeme harcamaya desem daha iyi olur. Kaç saatir bu haldesiniz?" diye sorduğunda Lee bir az düşünerek "1 saat olmuştur." dedi. Severus kafasını olumlu anlamda sallayarak "O zaman 1 saat geçecektir. Sizinle de görüşürüz Bayan Ivory." deyip ihtişamlı bir şekilde dönerek Sağlık kanadının çıkışına doğru ilerledi. Pelerini de onun arkasından havada uçuşarak gidiyordu. Madam Pomfery'de gittiğinde Lee kızın babasının arkasından bakıp "Yarasa kılıklı---" diye konuşacaktı ki, Hazel onu iterek "Kes sesini Jordan." diye onu uyardı. İkizler kızın bu hareketiyle şaşkınca bir birine bakarak "Sanırım aranızı düzelttiniz yada Snape seni etkisi altına aldı. Çünki bu gün onun dersine girmiştin." dediklerinde Hazel "Evet aramızı düzelttik. Ve onun beni etkisi altına aldığı felan yok." diyerek tırnaklarındaki açık mor ojeyi kazımaya başladı. Bir az durduktan sonra "Ona hiç bir zaman baba diye seslenmedim." dediğinde Lee "Bende onu baba diye çağıramam. Düşünemiyorum bile." dedi. Hazel siyahi çocuğa gözlerini devirerek "Lütfen sen bir şey düşünme Lee." dedi. İkizlere geri dönerek "Bazen bana bir şeyler söylemek istiyormuş gibi duruyor. Ancak söylemiyor... belkide ben yanılıyorumdur? Ona bir sürü kırıcı şeyler söyledim. Onu kırdığıma çok eminim. Yani yıllar sonra çocuğunu seninle birlikte yaşaması için yanına getiriyorsun ve o sana söylemediğini bırakmıyor. Her konuşmanız kavgayla bitiyor...." George bir az düşünerek "O'da seni bırakmasaymış. Neden ilk önceden Amerikaya göndermiş ki? Kendi suçu." dedi. Hazel kafasını iki yana sallayarak "Voldemort'dan korumak için. Savaştan korumak için...." dedi ve durdu. Arkadaşlarına baktığında hepsi ona şaşkınca bakıyordu. Gözlerini devirerek ciddi bir şekilde yüzlerine baktı ve "Hepimiz onun gere geleceğini biliyoruz. İsmini söylememek yada hiç yokmuş gibi yaşamak bir şey değiştirmeyecektir. Belki de biz burada konuşurken o orada güç topluyordur? Bilemeyiz..." dedi. Fred bir az düşünerek utana sıkıla "Sormak istemiyorum. Ancak annen nasıl... öldü? Ve nasıl bir kadın Snape gibi birine baka bilir? Çok merak ediyorum yani o adam gibi--" diye konuştuğunda kızın yüzündeki ifadeyi görüp sustu.