Ay önceki bölümü atlamayın bildirimi gitmedi
Elindeki sıcacık kahveyle gökyüzüne baktı. Bir yudum aldı ve iç çekti, "Geriye dönüp bakınca, seni son gördüğüm zamanın üstünden 5 yıl geçti."
"Nasıl olduğunu merak ediyorum... Lino-hyung..."
Bir yıldızın parıldadığını görünce dudaklarına minik bir gülümseme yerleşti, "Merak ediyorum da, oradan ayrıldığımdan beri neden hep yıldızlara bakıyorum acaba?"
"Bir insan senden ne kadar uzak olursa olsun, her zaman yıldızlara bakabilirsin..."
"...çünkü yıldızlar ikinizi daima bağlayacaktır... ne olursa olsun."
"Sanırım seni tamamen unutamadım."
"Bay Han."
Başını sesin geldiği tarafa çevirdi ve sekreterinin elindeki iPad ile cam kapıda dikiliğini gördü. "Lilian, sorun nedir?"
Kadın ona doğru yürüdü ve tableti kalemiyle birlikte ona uzattı. Bu belgeyi imzalamanıza ihtiyacım var."
Diğerinin ricasını yerine getirirken "Ah, doğru." dedi Jisung.
"Ayrıca, eşyalarınızı toplamaya başlamanızı öneririm efendim. Saat 5'te Kore'ye uçuşunuz var."
"Um... durum şu ki, odam o kadar dağınık ki yanıma almam gereken eşyaları bulamıyorum bile."
Lilian derin bir nefes aldı, "Bay Han, bu uçuşunuzu ertelediğimiz beşinci sefer. Bilerek böyle yapıyorsanız şaşırmayacağım artık."
"N-ne diyorsun sen öyle? Bilerek yapmıyorum, sadece... bir şeyleri unutmaya eğilimim var."
"Gerçekten sebebi bu mu yoksa belirli birisini mi görmek istemiyorsunuz merak ediyorum..." diyerek Jisung'un duyabileceği şekilde mırıldandı.
"Seni duyabildiğimi biliyorsun değil mi?"
Tableti ve kalemi Jisung'un elinden aldı, sert bir bakış atarak "Öyleyse lütfen, bu sefer uçuşunuzu kaçırmadığınızdan emin olun. Kuzeniniz sayısız defa aradı beni. Ne kadar kızgın olduğu hakkında bir fikriniz yok."
Jisung endişeli bir şekilde güldü, "Onu hatırlatma bana. Kore'ye gittiğimde çaresine bakacağım."
"Bu davranışlarınızla Kore'ye adım atabileceğimizden bile şüpheliyim ya, neyse."
"Ne- hadi ama, Lilian! Huysuzlaşmayı bırak! Ben senin patronunum ama beni azarlayan kişi senmişsin gibi gözüküyor şu an."
Lilian kendini sakinleştirmeye çalışırken kaşları seğiriyordu. "Bay Han, size saygısızlık yapıyor değilim. Sadece sekreteriniz olmak beni yeterince meşgul ediyorken bana ekstra iş verip durmanız yüzünden sinirleniyorum."
"Ne-"
"Buluşmalara her zaman gecikiyorsunuz, sizi bulmak için topuklularımla koşmak zorunda kalıyorum."
"Um-"
"Halletmeniz gereken önemli belgeler olduğunda ortadan kayboluyorsunuz."
"Uh..."
"Bahsetmeye gerek bile yok, ofisiniz altüst olmuş durumda. Her zaman dosyaları sizin için temizlemem gerekiyor."
"Aha..."
"Genellikle işe geç kalıyorsunuz ve evinize geldiğimde hâlâ uyuyor oluyorsunuz!"
"Lilian sakinleş-"
"Daha da önemlisi, eviniz her zaman dağınık! Gerçekten Han ailesinin oğlu musunuz siz?! Bu işe 5 yıldır tahammül ediyorum. Sizin asistanınız olarak atandığımda, iş arkadaşlarım bana insanların toplanıp dua ettiği bir buluşma bile ayarladı çünkü başıma gelen tahsizliği biliyorlardı!"
![](https://img.wattpad.com/cover/251887222-288-k823128.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fixed | Minsung
Fanfiction"Hayır." "Evet." "Hayır." "Evet." "Anne, lütfen! Hayır!" "Üzgünüm, Han Jisung. Ama karar verildi. Sen, çocuğum, Lee Minho ile evleniyorsun." Kitabın orijinali @strayyxstayy'e ait, ben sadece çevirdim.