JİSUNG
"Hım." Minho market arabasını iterken mırıldandı, bir yandan da raflara bakarken birlikte yürüyorduk. Ne alacağını düşünüyor olmalıydı
"Iıı... Hyung?" diye seslendim.
Merakla bana döndü, ne soracağımı beklerken dudaklarını birbirine bastırıyordu. "Hım?"
"Tam olarak ne arıyoruz?" diye sordum. Böylece ona yardımcı olabilirdim.
Dudaklarından bir kıkırdamanın dökülmesine izin verdi, inanmazcasına başını iki yana salladı. "Tavuk yemek istiyordun, değil mi?"
"Umm... evet." başımı yavaşça yukarı aşağı sallayarak ona cevap verdim. Eğer planım düzgün gitseydi akşam yemeğinde tavuk yiyecektik.
"O zaman, tavuk lolipopları* yapacağız." (Ç/n: aşağıda ne olduğundan bahsettim)
"Tavuk lolipopları?" diyerek tekrarladım onu, şaşkınlıkla kafamı yana eğdim.
Beni onayladığını belirten bir hareket yaptı, ardından "Daha önce duymadın mı?" diye sordu.
"Pek sayılmaz..." Gerçekten de duymamıştım.
"Hah, anlaşılıyor." dedi, etlerin olduğu tarafa bakınmaya geri döndü.
Hemen ona yetiştim, kafamı karıştırmıştı. "Ne demek istedin?"
"Diyorum ki..." Birkaç paketi seçip onları incelerken mırıldandı. "Zengin bir aileden geliyorsun, yani tahminimce yediğin tek şey bütün tavuktur."
"Yah!"
Kıkırdadı. "Ama yanlış anlama. Tavuk lolipopları en iyisidir."
Verdiği cevap beni tatmin etmemişti, kafam hala karışık bir şekilde ona sorular sormaya başladım. "Tadı nasıl o zaman? Tatlı mı? Belirli bir tat veriyor mu? Çikolatalı, vanilyalı, çilekli gibi-"
Parmağını dudağıma koyarak beni susturdu. "Sessiz kalıp beni takip etmeni tercih ederdim, öyle yapacak mısın hım?"
Gözlerimi devirdim ve mırıldandım. "Ama sadece soru soruyordum."
Bana yandan bir bakış attı. "Duyamadım?"
Kendimi zorlayarak ona gülümsedim ve bir şey yok dercesine başımı iki yana salladım, alaylı bir ses tonuyla "Hiç bir şey. Şimdi yolu gösterin, beyefendi." dedim.
Kısa bir süreliğine dudaklarında bir sırıtma baş göstermiş, ardından o sırıtma yüzünden silinmeden önce yürümeye devam etmişti. Aniden, etlerle dolu olan bir yere gelince durdu, etrafı incelemeye başladı. "Ah, buradaymış."
"Tavuk kanatları? Bunları nasıl lolipoplara dönüştüreceğiz?" Kesinlikle şaşkındım ve bir şeyleri anlamıyordum.
"Ne demiştim?"
Sessiz bir şekilde iç çektim ve elimi ağzıma doğru götürdüm, ağzıma fermuar çeker gibi yaptığımda karşılık olarak başını sallamıştı.
"10 tane tavuk kanadı alabilir miyim lütfen?" Görevli kadına sordu, kadın anında istediğini vermişti.
"Tamam, şimdi gidip öbür malzemeleri alacağız." Tavuk etini alışveriş arabasına koyarken dedi. Bana onu takip etmekten başka seçenek bırakmayarak bir yere doğru yürümeye başladı.
"Un... un....mhm, gördüm onu." Farklı farklı çeşitleri olan un paketlerinden bir tanesini aldı. "Çok amaçlı un."
"Um, acaba şeyi sorabilir miyim-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fixed | Minsung
Fanfiction"Hayır." "Evet." "Hayır." "Evet." "Anne, lütfen! Hayır!" "Üzgünüm, Han Jisung. Ama karar verildi. Sen, çocuğum, Lee Minho ile evleniyorsun." Kitabın orijinali @strayyxstayy'e ait, ben sadece çevirdim.