Otuz Bir

2.7K 343 64
                                    

"Hadi ama, İris! İkiniz de bekarsınız sonuçta, yap hamleni!"

"Katılıyorum! Bize Minho'dan ne kadar hoşlandığını anlattığın zamanları hatırlıyor musun?"

"Durun! Herkesin önünde böyle şeyler söyleyemezsiniz." dedi İris.

Bir kadın, İris'i Minho'ya ittirerek yüzlerini yakınlaştırdı. Öpüşecekmiş gibi durmalarını sağlarken "Ya hadi ama, sonuçta artık büyüdük! Küçük bir öpücükten kimseye zarar gelmez!" dedi.

Arkadaşları haykırarak ona destek çıktılar. "Öp! Öp! Öp! Öp! Öp!"

İkilinin arasında tuhaf bir gerginlik oluşmuştu. Gözlerini Minho'nun gözlerinden kaçırmaya çalışan İris'in yüzü gittikçe kızarıyordu. Öbür yandan Minho, gözlerini belirli bir yere dikmiş öyle duruyordu.

"Of be, ne kadar zayıfsınız? Öpüşün artık!"

"Ya, biz artık çocuk değiliz. Ne istiyorsak onu yapabiliriz, reşitiz. İkinizde bir ilişki içerisinde değilsiniz ki! Belki de sonunda birlikte olma zamanınız gelmiştir."

Minho dinlemiyordu. Durumu bir yerlerine takmıyordu bile. Yüzü ve İris'in yüzü hala dipdibeydi ve vücutları neredeyse birbirine değiyordu. Tek yanlış bir hareket ve dudakları değecekti.

Jisung'un olduğu yöne bakmayı devam etti. Başka bir oğlanın küçüğü ile flört ettiğini görmek yumruğunu sıkmasına neden oldu. O eğleniyor gibi gözüküyordu, yabancıyla içkilerini paylaşıyorlardı. Jisung dengesini kaybettiğinde, oğlanın onu yakalaması Minho için son noktaydı. Rastgele bir oğlanın küçüğüne dokunması onu çok rahatsız etti. Kısa bir süre, onun çoktan sarhoş olduğunu fark etmişti.

İris'i nazikçe itmek için gücünü kullandı, kanepedeki eski pozisyonunu almasını sağlamıştı. Minho'nun yaptığı şey diğerlerini şaşırttı. O ise hızlıca yerinden kalktı ve Jisung'a doğru yürüdü. 

"Az önce ne oldu? Nereye gidiyor?"

Hwayoung aniden, "Büyük ihtimalle onun için önemli olan birisine." dedi.

"Ah- Hwayoung, seni fark etmedim! Nerelerdeydin? En iyi kısmı kaçırdın."

"Bize içecek sipariş ediyordum."

"Ah bir de, az önce ne demek istedin? Önemli birisi mi?"

Hwayoung gülümsedi, "Minho... düşündüğünüz o bekar kişi olmayabilir."

"Ne?"

"Ne de olsa, onu değiştiren birisi olduğundan bahsetmişti bana."

* * * * *

Bir kızın Minho'nun üstüne çıktığını gören Jisung'un kaşları sinirle seğirdi. Çevrelerindeki insanlar onlara tezahürat yapıyordu, öpüşmelerini söylüyorlardı. Öbür taraftan Jisung, az önce tanık olduğu sahneden sonra arkasını döndü ve başka bir shot attı.

Yüzlerinin ne kadar yakın olduğunu görmüştü. Dudaklarının değmesine tanık olmadan önce hızlıca arkasını dönmesi bu yüzdendi. Sarhoş olmasına rağmen içmeye devam etti, gerçekten önemsemiyordu. Sadece olabildiğince çakırkeyf hissetmek istiyordu, anca bu sayede yaşadığı şeyleri bir anlığına bile olsa unutabilirdi.

Yanındaki oğlan sordu, "Hey, çok fazla içtiğini düşünmüyor musun?"

Jisung inatla başını salladı, "Daha fazlasını istiyorum! Bu içecekten daha fazla ver bana!" şişeyi tekrar eline alırken bağırdı, bardağına tekrar dökmek için eğdi. Ama şişenin içinde hiçbir şey yoktu, sızlandı. "Neden boş bu ya?! Kim içti benim viskimi?!"

Fixed | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin