Yirmi Yedi

2.7K 341 331
                                    

"Lilian."

"Evet, efendim."

"Ne kadar sinirlidir sence?"

"Sinirlinin de ötesindedir, efendim."

Jisung endişeli bir şekilde güldü, "B-böyle olma, Lilian. Abartıyorsun."

"Kekeliyorsunuz, Bay Han." 

Boğazını temizledi, "H-hiç de bile!"

Lilian derin bir nefes aldı, "Onu suçlamazdım. 4 defa uçuşunu kaçıran birisine kim sinirlenmez ki?" dedi, gözlerinden bıçak atarcasına ona baktı.

Aniden, Jisung fark etmeden cebinden bir kutu düşürdü. Ama Lilian fark etmişti. Onu yerden aldı ve kutuyu inceledi.

"Bay Han, bunu düşürdünüz."

Jisung kafasını Lilian'a çevirdiğinde sekreterinin elindeki şey gözlerinin şaşkınlıkla büyümesine neden oldu. Hızlıca onun elinden aldı ve cebine geri koydu.

"A-ah evet, teşekkür ederim."

Lilian şaşkınlıkla başını eğdi, "Kutunun içinde ne olduğunu sorabilir miyim, efendim?"

"Hiç ya! Hiçbir şey yok!" 

Kafası karışmış bir şekilde kaşlarını çattı Lilian, "Şüpheli..." diye mırıldandı. 

Jisung endişeyle güldü, "A-ah bak! Geldik bile!" dedi. Kendi katlarına geldiklerinde konuyu değiştirmeye çalışmıştı.

Asansör yavaşça açıldığında yutkundu. Onları asansörün dışında bekleyen başka bir kadın görevliyle karşılaştılar.

"Bay Han, sonunda geldiniz. Sizi bekliyor."

"Sıçtım. Lilian, arkamı kolla." dedi Jisung, elleri terlemeye başlamıştı. Sekreterinin ona hiçbir cevap vermemesiyle kafası karıştı, "Lilian?"

Arkasını döndü ama sekreteri yoktu. Onu aramak için çevresine bakındı ve Jisung'un sekreteri olmadan önceki ofis arkadaşlarına yürüdüğünü gördü. 

"L-Lilian?! Ya, nereye gidiyorsun!"

"Ah, özür dilerim Bay Han. Ama kuzeninizle buluşmanız için benim varlığımın gerekli olduğunu sanmıyorum."

"Lilian, hayır! Bırakma beni! Bana arka çıkmalısın!" 

Ama sekreteri onu görmezden geldi ve heyecanla arkadaşlarıyla konuşmaya başladı. 

"Lilian, sonunda geri döndün! Anlat bakalım, son birkaç yıldır hayatın nasıldı?"

"Cehennem gibi. Onun sekreteri olarak çalışmak büyük ihtimalle hayatın boyunca başına gelebilecek en büyük şanssızlık." 

Lilian'ın sözlerini duyan Jisung'un kaşları sinirle seğirdi. "Lilian sen- seni hain!"

"Han Jisung."

Tanıdık sesi duyunca mırıldandı, "Ah sıçtım." Vücudunu dikleştirdi ve yutkundu, yavaşça kafasını kaldırdığında kuzeninin -onu öldürecekmişçesine bakan- gözleriyle karşılaşmıştı.

Boğazını temizledi, "J-Jeongin-ah! Kuzenim benim, nasılsın?" kollarını kuzeninin omzuna sararken onu coşkuyla selamlamıştı. 

Jeongin'in kaşları sinirle seğirdi. Kuzeninden uzaklaştı ve kollarını çaprazladı. "Ne sikime bu kadar geç kaldın?! Daha önemlisi, o 4 uçuşu neden kaçırdın ki sen?!" 

"Ah, ah, ah. Jeongin ah, sen daha reşit bile değilsin. Küfür etmemelisin."

"Artık reşitim ben! Ve sen- reşit değilmiş gibi davranan sensin!" 

Fixed | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin