Ay yine bildirim sırası yanlış gitti önceki bölümü atlamayın lütfen~
"Sence de zaman çok hızlı geçmiyor mu?" dedi kadın, yüzünde parlak bir gülümseme vardı.
Minho yüzündeki gülümsemeyle ona bakarken cevapladı, "Evet... fazlaca hızlı geçiyor doğrusu."
Yüzüğünü tutarken mırıldandı kadın, "Birkaç hafta sonra, sonunda düğün gerçekleşecek..."
"Mutlu gözüküyorsun." dedi ona.
"Tabii ki de öyleyim! Kim sevdiği insanla evlenirken mutlu olmaz?"
"Hm..." Minho mırıldandı. Yüzüğü kadından aldı ve inceledi, "Bu düğünün seni tatmin edecek kadar güzel olacağından emin misin?"
Kadın yüzüğü Minho'dan aldı ve dördüncü parmağına geçirdi. Yüzüğe bakarken yüzünde oluşan gülümsemeyle, "Tabii ki de! Açıkçası dizayn gibi şeyleri umursamıyorum, benim için önemli olan şey bu yüzüğün içine saklanmış hisler." dedi.
Minho kıkırdadı, "Sanırım haklısın." Onu hayranlıkla inceledi. "Vay be... Sonunda evleniyorsun, ha."
Heyecanla konuşmaya başladı, "Değil mi?! Daha dün ilkokulda oyun oynuyormuşuz gibi hissettiriyor ama şimdi ikimiz de büyüdük ve ben sonunda evleniyorum!"
"Gerçekten de zaman hızlı geçiyor." diye mırıldandı Minho.
"Yeter benden bahsettiğimiz, ya senden naber?" aniden sordu kadın.
"Ne?"
Gözlerini devirdi, "'Ne' deme bana, neyden bahsettiğimi biliyorsun!"
Kahvesinden bir yudum alırken "Ah... hayır?" dedi Minho.
"Ne zaman evleneceksin?"
İçtiği şey neredeyse Minho'nun boğazında kalıyordu. "N-ne? Neden aniden böyle sorular soruyorsun?"
Kadın derin bir nefes aldı. "Um, farkında mısın bilmiyorum ama sen Lee Minho'sun. Şu anda kesinlikle bir ilişki içerisinde olman gerekirdi. Şu mükemmel suratınla evde kalmazsın sen. Eminim ki milyonlarca kız peşinden koşuyordur."
Minho endişeyle güldü, "Ş-şey..."
Aniden, dikkati başka bir doğrultuya kaydı. Cam pencereden dışarıya, sağına baktı. Tanıdık birisini görmüştü, o kadar tanıdıktı ki gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
Han-ah?
Yanında daha önceden görmediği birisi vardı. Sanki birbirlerini uzun zamandır tanıyormuş gibi yakın gözüküyorlardı. Kolunun diğerinin omzunda olması Minho'nun kaşlarını çatmasına neden oldu.
Onun yüzünü tam olarak göremiyordu ama o kişi Jisung'tu.
Hızlıca yerinden kalktığında arkadaşı şaşırarak ona seslendi, "Minho?"
Minho kafeden çıkmadan önce bir anlık bile olsa duraksamadı, az önce gördüğü insanın ardından koştu. Ama onun peşinden geldiği sokak bomboştu. Kimse yoktu, onun yüzünü görme şansını kaçırmıştı.
"Minho!"
Arkasını döndüğünde arkadaşının nefes nefese kaldığını gördü, "Hwayoung, beni takip mi ettin?"
"Sen... telefonunu düşürdün seni salak!" nefeslerini kontrol etmeye çalışırken dedi.
Minho telefonunu diğerinin elinden alırken mırıldandı, "Ah... özür dilerim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fixed | Minsung
Fanfiction"Hayır." "Evet." "Hayır." "Evet." "Anne, lütfen! Hayır!" "Üzgünüm, Han Jisung. Ama karar verildi. Sen, çocuğum, Lee Minho ile evleniyorsun." Kitabın orijinali @strayyxstayy'e ait, ben sadece çevirdim.