!uyarı, artık lütfen kekelemeli yorum atmayın valla triggerlanıyorum. Yazar sürekli kekeletmiş Jisung'u evet ama kekeleyen yorum görmek istemiyorum artık.
Jisung alnında hissettiği acı ile yüzünü buruşturdu, "Sikeyim." diye mırıldandı.
Sersemlemiş hissediyordu, geceden kalmışlığı yüzünden düzgünce hareket edemeyecekmiş gibiydi.
Yataktan kalkacaktı ki birisinin kollarının vücuduna sarılı olduğunu fark etti. Gözlerini açtığında karşılaştığı manzarayla şok oldu. Minho yanındaydı, uyuyordu. Yüzleri öyle yakındı ki, biraz zorlasalar öpüşebilirlerdi.
Jisung'un yanakları al al olmuştu, utanıyordu ama önündeki manzaradan gözlerini alamıyordu. Malezya'ya gittiğinden beri yüzlerinin bu kadar yakın olduğu ilk andı.
Aniden, Minho Jisung'u kendine çektiğinde küçük olan korktu ve büyüğü yataktan dışarı itti. Minho yere düştüğünde acıyla inlemişti. Yukarı baktığında utanmış bir adet Jisung görmüştü.
"Ah, Han-ah. Uyanıksın."
"N-N-N-N-Neden y-y-yanımdas-sın?"
"Ah, uyudum çünkü?"
"Bu iyi bir açıklama değildi! Neden buradayım ki ben? Hatta n-neredeyim?"
"Benim evimde."
"Senin- evin?! Neden- neden buradayım?" Jisung aklına gelen anılarla başını eğdi, "Dün gece... Dün gece bara gittim. Adı Jaeha olan bir çocuklaydım ve sarhoş oldum. Sonra.. ne oldu?"
Minho'ya dönerken gözleri şaşkınlıkla büyüdü, "D-D-Dün gece, s-s-s-en-"
Minho, Jisung'un saçını karıştırdı ve kıkırdadı, "Her zamanki gibi fesatsın."
"C-cevap ver bana!"
Jisung'un bağırışıyla başını iki yana salladı, "Hayır. Sadece uyuduk, bu kadar. Asla senden faydalanmam."
"Ö-öyleyse neden-" Başında feci bir ağrı hisseden Jisung cümlesini tamamlayamadı.
Küçüğün acı çektiğini gören Minho'nun yüzü endişeli bir hal aldı, "Bekle burada. Çorba yapacağım."
Jisung başına masaj yaparak yatağa uzandı. Birkaç dakika sonra, Minho elindeki tepsiyle geri dönmüştü. O tepsiyi yatağa yerleştirirken Jisung da pozisyonunu dikleştirdi.
Minho odadan çıkarken mırıldandı, "Ah bekle, suyu unuttum."
Açtığı kapının ardından şirin bir kedi içeri girmişti. Jisung'un köşkte gördüğü kediyle aynı kediydi. Ona fazlasıyla tanıdık geldiğinden kaşlarını çattı.
Kedi yatağa zıpladı ve yavaşça Jisung'un kucağına çıktı. Jisung kediyi okşarken bir yandan onu nerede gördüğünü hatırlamaya çalışıyordu.
"Han-ah-" Minho, küçüğün kedisini sevdiğini gördüğünde karşısındaki manzaraya hayran kaldı.
"Hyung, bu kedi... onu daha önce nerede görmüştüm?" diye mırıldandı Jisung. Hatırlamaya başlarken gözleri şaşkınlıkla büyüdü, "Dur-"
Kore'den ayrıldığı gün aklına geldi, o gün kucağındaki kediyi sahiplenmişti. Eşyalarını toplarken odasının köşesindeki kediyi fark etmişti ve onu Minho'ya veda hediyesi olarak bırakmakta karar kılmıştı.
"O mu yani?!"
Minho kıkırdadı, "Adı Dori."
"Çok büyümüş! Onu sahiplendiğimde minnacıktı!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fixed | Minsung
Fanfiction"Hayır." "Evet." "Hayır." "Evet." "Anne, lütfen! Hayır!" "Üzgünüm, Han Jisung. Ama karar verildi. Sen, çocuğum, Lee Minho ile evleniyorsun." Kitabın orijinali @strayyxstayy'e ait, ben sadece çevirdim.