Otuz Üç

3K 339 257
                                        

"Vanilya... vanilya... ah! Buldum!" aradığını raflarda bulan Jisung heyecanla bağırdı. Elindeki paketi Minho'nun sürdüğü market arabasına koydu. 

"Şimdi, unu bulmalıyız..." diye mırıldandı, farklı reyonlara göz attı. 

Minho onu arkasıdan takip ediyordu, "Belki de bulamazsak görevliye sormalıyız." 

"Kapa çeneni ve beni kendi halime bırak, Bay Kendini Beğenmiş." 

"Pardon? Neden bir anda kendini beğenmiş oldum?" 

Jisung omuz silkti, "Bilmem, sadece ağzımdan öyle çıktı."

Minho mırıldandı, "Hm... tıpkı dün gece ağzından çıkan kelimeler gibi, değil mi?"

Jisung olduğu yerde kalakaladı. Büyük olana döndü ve tek kaşını kaldırdı, "Ne kelimesi?"

Minho kıkırdadı, "Anladığım kadarıyla hiçbir şey hatırlamıyorsun."

Jisung'un kafası karıştı, başını yana eğdi. "Bu konudan bahsetmişken, neden dün gece yanıma yattığını anlatmadın! Sen gerçekten-"

Minho diğerinin yüzüne yaklaştı, "Ah gerçekten mi? Gerçekten ben miydim acaba?"

"Ne- sadece dün gece ne olduğunu anlat!"

Kollarını çaprazladı, "Hm, bir bakalım... öncelikle, seni o Jaeha denilen oğlanla flört ederken gördüm-"

"Flört etmediğimizi söyledim! Ve sen bile-"

"Şey, ben de flört etmiyordum. Eğer bana inanırsan ben de sana inanacağım, anlaştık mı?" 

Jisung derin bir nefes aldı ve gözlerini devirdi, "Peki, devam et." 

"Yanınıza geldiğimde sarhoş olduğunu fark ettim. Ve kahretsin, gerçekten aşırı sarhoştun. Çakırkeyftin resmen. Jaeha sana bir şey yapmadı biliyorum ama ya başka bir adam olsaydı? Yaptığın şey gerçekten çok tehlikeli, Han-ah."

Jisung 'cık'ladı, "Tabii, her neyse."

"Sonra seni sırtladım, bu sabah belim ne kadar ağrıdı bilemezsin. Bana tekmeler savurdun ve sızlanıp durdun. En azından evine bırakayım dedim ve taksi bekledim ama sokaklar bomboştu. Saat de geç olduğundan seni evime getirmenin en mantıklı seçenek olduğunu düşünmüştüm."

"S-sonra? Ne yaptın?"

"Seni yatağa bıraktım işte. Ardından tekrardan sızlanmaya başladın, yaptığın şeyin tehlikeli olduğunu söyledim diye benimle tartıştın. Hatta..." Cümlesini devam ettiremeyip kıkırdamaya başladı.

Jisung sabırsızlıkla kaşlarını çattı, "Ne?!"

"Hatta bir nişanlım olduğunu düşündün, ne kadar kıskandığın yüzünden belliydi."

"K-kıskanmadım!"

"Hıhım, tüm kalbimle inandım şu an."

"Gerçekten, kıskanmadım!"

Minho kıkırdadı, "Sonra yataktan kalktın ve gideceğini söyledin. Ama kapıya yaklaşır yaklaşmaz yere düştün. Ah, gerçekten umutsuzsun, Han-ah."

"Sarhoştum be!"

"Ardından, seni yatağıma götürdüm ve..."

"Ve ne?"

"Ve..."

Jisung sinirle yumruğunu sıktı, "Söyle artık! Acun gibisin!"

Büyük olan kıkırdadı, "Odadan çıkmaya çalıştım ama beni durdurun ve kalmamı istedin."

Fixed | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin