Çok sevgili okuyucu arkadaşlarım, hepiniz yeni bölüme hoş geldiniz.😄😄😄
Umarım bölümü beğenirsiniz.(Bölümü yazarken bir yanlışım olduysa kusura bakmayın.)
Yıldızdan Devam
Karargahda çalışırken Kartallardan bir haber geldi, Berzan'ı götürürken tuzağa düşmüşler. Aldığımız haber ile hemen Gölge timi ile yola çıktık.
Çatışmaya bizimde katılmamız ile şerefsizler etkisiz hale getirilde ama Berzan kaçmıştı, hepimiz onu aramaya başladık. Bir süre sonra bir el silah sesi duyuldu, hepimiz oraya doğru ilerlemeye başladık, biz silah sesinin geldiği bölgeye ilerlerken iki el silah sesi daha duyuldu.
Sesin geldiği yere gittiğimde karşımda gördüğüm manzara ile bir an durakladım, Berzan şerefsizi tam alnının ortasından vurulmuştu, ayrıca doktorunda sol kolundan kan akıyordu.
Hemen doktorun yanına gittim ve yarasını kontrol ettim, allahtan ciddi bir şey olmamıştı kurşun sıyırmıştı ama Berzan iti geberip gitmişti. Ben doktorun yarasını geçici olarak müdahale ederken o konuşmaya başladı.
"Yıldız, o iti önce uyarı atışı ile uyardım ama durmadı, silahını bize doğrulttu yapacak başka bir şey yoktu."
"Tamam aslanım, tamam biz her şeyi anladık, hadi toparlanın karargaha dönüyoruz."
Toparlandıktan sonra araçlara bindik ve karargaha geri döndük, ben revirden ilk yardım malzemelerini aldım ve doktorun yarasına müdahala ettim.
Doktor, sanki hiç bir şey hissetmiyormuş gibi öylece yere bakıyordu, bakışlarını bana çevirmesi için sağlam omzuna dokundum ve konuşmaya başladım.
"Fatih, topla kendini! Sen yapman gereken şeyi yaptın."
"Biliyorum Yıldız, biliyorum ama içimde, tam kalbimde bir sızı var,aklıma Leylam ve kızım geliyor."
"Onları en az bende senin kadar özlüyorum, unutma Fatih onlar her zaman bizim kalbimizde olacaklar.
Bizim şu an da yapmamız gereken tek şey şu; toparlanıp ayağa kalkmak ve başka masumların canının yanmaması için bu eylemi durdurmak. Anlatabiliyor muyum?"
"Haklısın Yıldız, başkalarının canı yanmasın, bu şerefsizler artık sevinmesin!"
"İşte benim doktorum, hadi sen bir üzerini değiştir toparlan öyle katıl bize."
"Sağol kahraman, her zaman ki gibi dağıldığımızda bizi yine sen topluyorsun."
"Her zaman doktor."
Fatih'in yanından ayrıldıktan sonra Rıza Albay'ın yanına gittim, olan biten her şeyi kendisine anlattım ve o da bu konuyla ilgileneceğini söyledi.
Bizde üç ekip olarak çalışmaya, planı daha detaylı hazırlamaya başladık. Bomba için Ferit ve Mehmet çalışıyorlardı, herkes bu milletin canı daha fazla yanmasın, küçük çocuklar, anneler, eşler daha fazla ağlamasın diye çalışıyordu.
Bu saatten sonra hata yapma lüksümüz kalmamıştı, evet o gün ben orada Yıldız yüzbaşı olarak değil, hayalet olarak bulunacaktım ama kimsenin zarar görmemesi için gerekirse canımı vereceğim.
Bir şeyden çok eminim, Karanlık bu eylemden bizzat bulunacaktır, bende ona güzel bir sürpriz hazırladım. Bu sefer büyük yaralar alacak olan kişi o olacak, artık vakti geldi Karanlık sen de gerçekleri öğreneceksin bakalım o zaman neler olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAYALET)
ActionYaşadığı zor günlerin sonunda, asker olup anne ve babasının intikamını almak için yemin eden o küçük kız, o intikam için yanıp tutuşurken hayat onun karşısına ne gibi sürprizler çıkaracak????? Gelin hep beraber o küçük kızın hikayesine eşlik edelim...