Umarım beğenirsiniz ...
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ...Askerlerin ikinci bir saldırıya uğramadan helikoptere bindiklerinden emin olduktan sonra Botan itini önceden hazırladığım mağaraya getirdim onun ayılmasını beklerken bende bıçaklarımı sivrileştirdim.
Botan itinin bu kadar dinlendiğine karar verip elime bir kova sıcak suyu alarak başından aşağı döktüm o da bağırarak kendine geldi.
" Aaaaaaa yandım bu ne lan"
" Aaa üzüyorsun beni ama botan ne güzel seni soğuk havada ısıttım biraz fena mı oldu hı"
"Bunu sana çok kötü ödeteceğim hayalet "
" Her zaman bekelerim Botan ama önce seninle başka işlerimiz var"
" Benim seninle hiç bir işim yok hayalet"
" Öyle mi oysa ben senden yeni kurduğun kampların ve düzenleyecek olduğun saldırıların planlarını isteyecektim"
" Bende bunları sana söyleyecektim öyle mi sen ayakta uyuyorsun herhalde, hayalet şu kafandaki maskeyi çıkarda bi hava al kendine gel "
" Tabiki de bunları bana hemen söylemeni beklemiyorum Botan o zaman işin eğlencesi nerde kalır değil mi"
Nasıl baktıysam artık gözlerinden geçen o korkuyu gördüm ama hemen kendini toparladı.
" Benim sana söyleyecek hiç bir şeyim yok hayalet"
Daha fazla konuşmanın anlamsız olacağını düşünerek aletlerimi getirdim önce elime minik bıçaklarımı aldım ve vücudunu çeşitli yerlerinde yaralar açmaya başladım bir yandan da bana bilgileri verip vermeyeceğini soruyordum .
Böyle olmayacağını düşünerek vücuduna elektrik vermeye başladım bir süre sonra halsiz düştü ve tekrar bayıldı bende başından aşağı bu sefer buz gibi olan suyu döktüm vücudunda yaralarının olması sebebiyle canı daha fazla yandı.
"Ulan p.. ben seni elime geçirirsem yapacağımı biliyorum "
" cık cık cık hiç yakışmadı Botan söyle istediğim bilgileri bende senin eziyetine son vereyim "
" Ne yaparsan yap benden o bilgileri alamayacaksın "
" Emin misin Botan o çok sevdiğin kadını elinden alsam bile bana o bilgileri vermeyecek misin"
Söylediklerimi duyar duymaz kas katı kesildi işte herkezin bir zayıf noktası vardır bu pisliğin zayıf noktası kampından olan o pislik kadın.
" Yalan söylüyorsun öyle bir şey yapamazsın"
" Öyle mi Botan ! Ya bana o bilgileri verirsin ya da ben o kadının işini bitiririm "
Telefonumdan kadının ellerinin ayaklarının bağlı olduğu ve biraz hırpalamış olduğum resmini ona gösterdim bana inanmış olacak ki konuşmaya karar verdi.
" Tamam söyleyeceğim ne istersen ama ona dokunmayacaksın "
"Dökül Botan"
İstediğim bilgileri o anlatırken ben kameraya kaydettim hatta fazladan bilgilerde öğrenmiş oldum .
" Evet Botan sana ayrılan sürenin sonuna geldik diğer leşlere selam söyleme ama şunu bil hayalet hepinizi tek tek avlayacak."
Bir şey söylemesine izin vermeden yüne tek bir kurşun ile tam kalbinden vurdum ve alnına ay yıldız çizdim , şimdi bu bilgileri komutanlığa göndermem lazım hemen o mağaradan çıktım ve sığınağıma gitmek için yola çıktım.
Savaştan devam
Hayalet bizi ordan çıkardıktan sonra hemen helikoptere bindik ve hastaneye geldik Ömer ve Yunusu hemen ameliyata aldılar benimde koluma pansuman yapıldıktan sonra ameliyathanenin kapısında beklemeye başladık .
" Komutanım hala o cehennemden çıktığımıza inanmıyorum"
" İnan yasin inan çıktık ordan"
" Komutanım bizi hayalet kurtardı asıl inanılmaz olan bu demekki gerçekten öyle birisi varmış"
" Varmış salih ama şimdi bunları konuşmanın zamanı değil önceliğimiz ömer ve yunusun ameliyattan sağ sağlim çıkmaları"
O sırada ameliyathanenin kapısı açılır açılmaz hep beraber ayağa kalktık.
". Doktor bey durumları nasıl?"
" Ömer beyin durumu pek iyi değil çok fazla kan kaybetmiş ve kurşun kalbine çok yakın bir yerdeydi zorda olsa kurşunu çıkardık ama hala hayati tehlikesi var yoğun bakıma alacağız"
" Peki ya yunus?"
" Onun durumu biraz daha iyi kurşun hayati bir bölgede değildi sadece fazla kan kaybetmişti şu anda dinlenmesi lazım geçmiş olsun"
" Teşekkür ederiz doktor bey"
"Komutanım ailelerine haber verilmesi lazım "
" ben haber verdim Ali yola çıkmışlardır bile "
O sırada albay geldi hep beraber hazır ola geçtik.
"Rahat çocuklar durumlar nasıl savaş?"
"Ömerin hayati tehlikesi var komutanım ama yunusun durumu daha iyi "
" anlaşıldı asker siz karargaha geçin bir üstünüzü başınızı temizleyin burda askerler kalır"
"Emredersiniz komutanım"
Tam gitmek üzereyken albayın sesi ile durmak zorunda kaldım.
" Savaş sen üstünü başını temizledikten sonra benim yanıma bir uğra "
"Emredersiniz komutanım "
Hemen araçlara bindik ve karargaha doğru yola çıktık.
Karargaha gelir gelmez hızlıca bir duş alıp pansumanımı yenileyip üniformamı giyerek albayın odasına doğru yürümeye başladım odanın önüne gelince kapıyı çalarak içerden gelen ses ile içeri girdim.
"Savaş Güçlü Sivas emredin komutanım""Rahat asker, savaş bana olayı anlatmanı istiyorum"
"Komutanım bize verilen görev için yola çıkmıştık geçtiğimiz güzergahta bize pusu kurmuşlar sayıları çok fazlaydı etrafımızı sardılar bir süre sonra mühimmatlarımızda bitti.
Tam bize yaklaşmaya başladıkları anda iki adet bomba patladı hemen peşinden de silah sesi geldi. Bizi oradan kurtaran hayaletti konutanım"
"Anladım yüzbaşım çıkabilirsin"
Selam verdikten sonra odadan çıktım ve yemekhaneye doğru yola çıktım.
Yazarın anlatımından
O sıra da albay Savaşın odadan çıkması ile hayaleti artık dönmesi gerektiğini düşünmeye başladı. Albay düşüncelere dalmışken bilgisayara gelen özel kodlu mesajı ile kendine geldi ve hemen mesajı açtı ardından da gönderilen mesajı okumaya başladı.
" komutanım size çok güzel bir doğum günü hediyesi gönderiyorum umarım beğenirsiniz"
Albay merakla videoyu açtı ve videoyu izledikten sonra kendi kendine gülerek deli kız dedi albay karar vermişti artık HAYALETİN geri dönmesi gerekiyordu ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAYALET)
AcciónYaşadığı zor günlerin sonunda, asker olup anne ve babasının intikamını almak için yemin eden o küçük kız, o intikam için yanıp tutuşurken hayat onun karşısına ne gibi sürprizler çıkaracak????? Gelin hep beraber o küçük kızın hikayesine eşlik edelim...