4. BÖLÜM AKÇAKOCA

1.2K 143 149
                                    


ELVİN'den...

Verandaya çıkan güzellik kollarını Bora'dan çözdüğünde amcası ışığı yakmak için uzanırken kız ayağının altındaki vernik kaplı döşeme tahtasının gıcırtısı ile birlikte bana doğru iki adım yaklaştı.

Tek kopçasını taktığı haki renkdeki spor çantasını düzeltip;

" Siz ? " dedikten sonra Bora'ya baktı.

Yanlış anlamasına fırsat vermeden araya girdim.

" Yanlış anlama ben sevgilisi falan değilim. "

Kız yaşına göre oldukça olgun bir tebessüm takınıp;

" Yok ! O aklımdan bile geçmedi. Onların sevgilisi olmaz. " dedi.

Bu söylediği beni bayağı şaşırtmıştı.

" Peki neden öyle duruyorsunuz ? "

Kız'ın arkasında duran, bırakın konuşmayı beş gündür yüzümü dâhi görmek istemeyen Bora'nın dudaklarının kıvrıldığını gördüğümde içimi ılık bir duygu kapladı.

Bora'dan gözümü çekip cevap verdim.

" Şey ! Parmağım; parmağım buradaki deliğe sıkıştı. "

Bir müddet delikteki parmağıma baktıktan sonra çantasını ve çıkarttığı montunu kapı önüne bırakıp yanıma yaklaştı.

Tam önümde dağınık saçlarını savurduğunda gelen müthiş koku parfümlerime ne kadar hasret kaldığımı hatırlatmıştı.

" Bazen böyle delice şeyler yapabiliyorum. "

Ben mahcup bir şekilde ne diyeceğini beklerken; cevap vermek için gözlerime baktığında sanki özenle çizilen bir tablodan fırlamış deniz ile karşı karşıya geldim.

Yaşına göre uzun olan boyu benimle aynı olduğu için gözlerimiz birbirine çakışmıştı. Koyu mavi olan gözbebeklerinin etrafının doğal siyah bir çember çevrelemişti. Soğuktan al al olan yanakları beyaz tenine inanılmaz yakışmış, uzaktan rujlu sandığım kıpkırmızı dudaklarının yakından hiç bir müdahale yapılmadığını gördüğümde kıskanmıştım.

Kız hiç düşünmeden kendinden emin bir şekilde cevap verdi.

" Benim çevremde hiç akıllı yok ki. " dedikten sonra muhteşem gülen mükemmel gözleri gözlerimin etrafındaki morluklara takıldığında solu verdi.

" Sen dur abla ! Ben bi bulaşık deterjanı getireyim. "

Çantası ve montunu aldıktan sonra Bora'nın yüzüne bakıp " Güzel kızmış haa..." diyerek içeri girdi.

Kız bunu söylediğinde Bora'nın mimiklerinde hiç bir değişiklik olmamıştı.

O gelene kadar çıkartırım umudu ile ne kadar zorlasamda daha çok acımasından başka bir katkısı olmamıştı.

Elinde bulaşık deterjanı ile kapıdan çıkan melek Bora'nın karnına şakadan bir yumruk atıp bana yöneldi.

Detarjanı eli ile parmağıma bocaladıktan sonra elimi tutup çıkarmam için yardım etmeye başladı.

" Ayyyy çıktı ! "

İstemsizce verdiğim tepki karşısında kendimi tutamayıp güzelliğe sarıldım.

Savaş kazanmış kızlar gibi birbirimize sarılıp verandadan çıkan sese aldırmadan zıplıyorduk.

Durduktan sonra kurtarıcım olan melek bize dalga geçer gibi bakan Bora'ya döndü.

KOD 571Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin