20. BÖLÜM AHŞAP ALYANS

884 109 279
                                    


Bu bölüm'ü SenaSnmz7 kardeşim'e ithâfen yazıyorum.

⚠️⚠️⚠️ ÖNEMLİ ⚠️⚠️⚠️


Lütfen bünye olarak hassas olanlar bu bölümü gündüz okusunlar. Meraklandırayım diye söylemiyorum. Lütfen elinizden geldiğince gündüz okumaya çalışın. Zümra'dan dinlediğiniz bölümler yaşanmış bir olaydır.

ZÜMRA' dan...

Solumdan esen soğuk rüzgarı kıl köklerime kadar hissettiğimde irkilmiştim.

'Allahım burası ne kadar huzursuz bir yer!'

Çiğ düşmüş toprak ayaklarımı ıslatırken, metrelerce aşağıda kayalıkları döven dalga sesini duyduğumda uçuruma yürüdüğümü anlamıştım.

Bu bir lusid rüyaydı!

Rüyada olduğumu biliyordum ama uyanamıyordum. Üzerim, su yüklü kara bulutlarla kaplı olmasına rağmen yağmur yağmıyordu. Arkamdan takip edildiğimi hissettiğimde aniden döndüm.

Yok!

Gördüğüm tek şey elli adım ilerdeki ürkütücü ormanlıktı.

En çok korkutan ise yüzümü o karanlık ormana döndüğümle tenimi yakarcasına yüzüme vuran esintiydi.

Başımı tekrar önüme çevirdiğimde bembeyaz cübbeli, yere dayadığı kahverengi bastonu ile uçurumdan aşağıyı gözleyen nur'u görmüştüm.

Topal Hoca!

"Hoc... Hocam ben neredeyim?"

Yaklaşmıştım; bir adım daha atsam denize düşecektim.

"Sen nereden geldin kızım buraya?"

"Bilmiyorum hocam! Ben... Ben rüyadayım ama bunu biliyorum."

Gözleri her zamanki gibi güleç, çehresi her zamankinden daha çok ışıldıyordu.  Bastonunu önüne alıp, cübbesini arkasına savuran rüzgara aldırmadan sakin, huzur verici sesi ile tekrar konuştu.

"Olmaman gereken yerdesin evladım. Hadi uyan."

"Hocam uyanamıyorum. Uyanırım düşüncesi ile uçurumdan atlamak bile geçti aklımdan ama bu döngü hep böyle devam ediyor, olmuyor uyanamıyorum."

Tek huzur veren şey Hocam'ın gülümsemesiydi. Bastonunu sol eline alıp bana döndü.

"La havle velâ kuvvete..." derken sağ el ayasını alnıma dokunduğunda gözlerim karardı.

Odam'ın sıcaklığını hissedebiliyor, aşağıda koşuşturan ikizlerimin seslerini duyabiliyordum.

Sağ omzumun üzerine yattığımı biliyordum ama gözlerimi bir türlü açamıyordum. Kasılmış bedenime emrim geçmiyor, parmaklarımı dâhi oynatamıyordum.

Rahmanım geldi aklıma. O hiç birşeyi boşa yapmazdı.

'Hadi Zümra!'

"Ya... Ya !!!"

Olmuyordu söyleyemiyordum.

Sonkez kez dişlerimi sıkıp, ağlamamak için direnmeye çalıştım.

"YA HUUU!!!"

Gözlerimi açtığımda pufta oturan Rahman'ın depderin bakışları ile karşılaştım.

"Neden öyle bakıyorsun hayatım bi kusur mu işledim?" deyip, yatağımda toparlanmaya çalışarak; 'Biraz olsun gülümsede bilirim!' düşüncesi ile devam ettim.

KOD 571Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin