Hoş geldiniz...
Umarım beğenirsiniz...
"8.NEFRET"
Musa Eroğlu, Zamansız Yağmur
Derin bir suya atılan taş, ne kadar geç dibi bulursa, benim içime damlayan kanın göletini bulması bir o kadar kolaydı. Çünkü her bir damlanın arkasından düşen bir diğer damla içimde birikmişti.
Ki hâlâ birikmeye devam ediyordu.
"O balkondakiler, niye öyle bakıyor?" Cem bahçenin ortasına geldiğimizde sorduğu soruyla, gözlerim çok kısa bir an oraya kaysa da çok fazla kötü bakışlarına katlanamadığım için önüme dönerek evin kapısına yürürken üşüyen kollarımı sıvazladım.
"Nasıl bakıyorlar?" Diye sordum, sanki hiç bilmiyormuşum da Cem anlamış gibi.
"Kız bas bayağı hasetle bakıyor da adam," Derken duraksadı, sanırım tekrardan bakmıştı. "Öldürecekmiş gibi demem yeterli olur sanırım."
Cem'e gülerken evin aralık kapısını itekleyerek içeriye girerken Cem'e de yol verdim. Ayağındaki sporları çıkartırken, ben kendi ayaklarımdaki terliklerden kurtulmuş, onun içinde terlik bırakmıştım yere. "Sana öyle gelmiştir."
Doğrulurken alayla kaşlarını kaldırdı, mavi gözleri daha da ortaya çıktı. "Hadi be, herif eline geçirse şey yapacak gibi bakıyor."
Dudaklarımın arasından kıkırtımı kaçırdığımda, dudaklarımı birbirine bastırarak başımı iki yana salladım. Cem benim yanımda nadiren küfreder, ki bana da etmezdi. Savaş ağabeyin tam aksine beyefendi bir kişiliği vardı. Ama o da bana küfür etmemişti, sadece küfürlü konuşmak huyu gibi bir şeydi.
Savaş ağabeyi bu karşılaştırmaya koyduğum için rahatsızlık duyarken, kaşlarım silikçe çatıldı.
"Anne!" diye seslenirken omzumun üzerinden Cem'e bakarak. "Yolda sahipsiz bir deli buldum." Dediğimde kafama yavaşça vurduğunda ben gülerken o söylendi. "Sen ne nankör bir şeysin be!" Diye homurdandığında sessizce kıkırdadım.
"Kız ne diyorsun sen?" Diye soran annem, mutfak kapısından çıktığında önce bana baktı sonra arkamdan köpek yavrusu gibi takip eden Cem'e. "Allah da iyiliğini versin yavrum senin." Diye bana çıkıştığında munzurca güldüm. Bana gözlerini devirirken mutfaktan tamamen çıktı. "Hoş geldin oğlum, sen bakma buna." Dediğinde yalandan kaşlarımı çattım. Bana bu demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHZAR
Romanzi rosa / ChickLit"Sevmeseydin!" diye yenilediğinde, vicdansızdı. Merhametsizdi. "Keşke!" Diye bu kez ben titreyen sesimi yükselttim. Keşke sevmeseydim, keşke gözlerim onu bir kez bile görmeseydi. Keşke ama keşke... içime oturan sancıdan aldığım hırsla kolumu çektiği...