0.9

10.5K 702 642
                                    

Girdiğim odayı incelerken Efehan'ın bana baktığını hissetmemle duraksayarak ona döndüm. "Odan güzelmiş." Gülümseyerek teşekkür amaçlı başını sallamasıyla yeniden odayı incelemeye devam ettim.

Odasında gri ve beyaz renk hakimdi. Odasının sağ tarafında duvara bitişik masa ve dolapları varken sağ tarafında yerden yüksekte yatağı vardı. Odası küçük olmasına rağmen de tam olarak 7/24 uyumaya müsaitti.

Acilen evlenmemiz gereken konular var Aslan.

Beraber onun yatağına oturduğumuzda konuşmak için bir adım atmamasıyla konu açmak amacıyla dudaklarımı araladım.

"Maçlarınız ne zaman başlıyor?" Kesinlikle, haftaya cuma saat 12.00'de olduğunu bilmiyorum.

"Haftaya, bu yüzden çok sık antreman ve maç yapıyoruz." Bunları yaparken yorulduğunu bilsem de asla şikayetçi olmuyordu. Aksine gözlerinde mutluluk kırıntıları hakimdi.

Ama bu abimle konuşup, damadını yormaması gerektiğini söylememem için bir neden değildi.

"Umarım kazanırsınız." ve biz daha çok vakit geçiririz diyerek cümlenin devamını içimden tamamladım.

Son konuşmamız bu olurken aklıma gelen şeyle telaş yapmaya başladım. Annem abimleri buraya çağırmıştı, ya Efehan anlarsa onun karısı olduğumu.

Kenara koyduğum telefonu elime alarak kilidini açtım. Oyalanmadan abimlerle olan sohbetimize girerek parmaklarımı ekranda hareket ettirdim.

Prenses ve Prensleri

Siz: Abilerim, canlarım akşam buraya gelmeyin siz.

Siz: Gelecekseniz bile 2 kafi, hepinize gerek yok.

Batucum Abicim: Bu sefer ne yaptın da hepimizin gelmesini istemiyorsun acaba güzelim?

Bir şey yapmadım canım, alt tarafı sevdiğim çocuğa kendimi karısı olarak tanıtıp onun evine geldim. Bir de 5 abim olduğunu söyledim. Bunlar bence bir şey yaptığım anlamına gelmez.

Siz: Ben sizin için dedim abi, şimdi sizi görenler talip olurlar felan al başına belayı.

Siz: Değil mi diğer abicanlarım.

Buz Ayaz: Sen yine saçmaladığına göre ben gidiyorum, kendinize iyi bakmayın görüşürüz.

Siz: Üzülwek, kırılwak, ağlawak.

Siz: Aman neyse gelmeyin yeter, işlerim var gidiyorum ben.

Siz: Hadi öpüldünüz.

Gülümseyerek telefonu kenarıya bıraktığımda ayağa kalktım. Odaya girdiğim ilk anda fark ettiğim kenarıda duran gitarın yanına giderek elime aldım. "Bakabilir miyim?"

"Tabii." İzin vermese de alırdım ama kendi evim gibi davranmak istemedim daha ilk günden. Nasılsa sonradan çokça yapardım bunu.

Kılıfından çıkardığım mat siyah gitarı kucağıma koyarak akoruna baktım. Düzgün olduğunu görünce rastgele tellere vurmaya başladım. "Çalabiliyor musun?"

"Kendimce, bi ara merak edip başlamıştım. Şu an unutmuşumdur belki de."

"Bu unutmuş halinse, unutmamış halini merak etmeye başladım." Ah kocacığım, bir evlenelim tüm merakını gidereceğim ben. Bu konuda için rahat olsun.

"Kim bilir, belki bir gün merakını gideririm." Hem de seve seve gideririm.

"O zaman tutuşunu düzelterek merakımı gidermeye başlayabilirsin." demesiyle arkama geçmesi eş zamanlı gerçekleşti. Heyecandan kalbim vücudumu dövmeye başladığında derin bir nefes alarak yakınlığından dolayı burnuma dolan parfümünün kokusunu içime çektim.

Asist¹¹ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin