Başımı Efehan'ın göğsünden kaldırıp yüzüne baktığımda tebessüm ile karşılık verdi bakışıma. Onun bu haline gülümseyip yanağını öptüm ve aklımda ki soruyu sormak için biraz geriye çekilerek yatakta bağdaş kurdum.
"Efehan, biliyorum konu kapandı ama aklıma bir şey takıldı. Beni ne zaman sevmeye başladın?" Yatakta dikleşip bakışlarını gözlerime dikerek derin bir nefes aldı. "Tam olarak ben de bilmiyorum. Uzun zamandır tanışıyoruz, gerek ailelerimizin arkadaşlığı gerek de abilerinin olması duygularımı geriye itmeme yetiyordu. Daha sonra senin mesaj atman üzerine bir zaman sonra sen olduğunu anladım ve bu şekilde de nefesime kavuştum." Başından beri birbirimizi seviyorduk ama biz daha yeni kavuşmuştuk. Gerçekten hani seven insanlara saygı.
"O yüzden benimle samimi konuşmaya başlamıştın." Kendi kendimi onaylayan cümleme Efehan yalnızca başını sallayarak onay vermişti. Tek beni sevmesi, tek beni hayatına alması belki de çoğu ilkinin sahibinin ben olması, içimde ki basketbol toplarının kalbime atış yapması gibi bir histi. Çok güzel, ayrıca çok özel.
Yaklaşıp dudağını özlemle öptüğümde aynı şekilde karşılık vermeye başlamıştı. Yalnızca özlem vardı, uzun kaldığımız günlerin özlemi.
"Seni çok seviyorum karım hanım." Dudaklarımız ayrıldığında söylediği ilk cümle bu olurken tebessümle yeniden dudaklarımızı birleştirdim. Bu ona en güzel seni seviyorum demekti, o da bunu anlayıp gülümseyerek öpüşüme karşılık vermişti.
Dudaklarımızı ayırıp yatağa yattığımızda göğsüne başımı koyup gözlerimi kapatmadan önce fısıldadım. "Seni çok özel seviyorum 11 numara."
~
Sabah uyandığımda Efehan'ın hala uyuduğunu görmemle ses yapmamaya özen göstererek yataktan kalktım ve odadan çıkarak mutfağa gittim. Önce elimi yıkayıp kahvaltı hazırlamaya başladığımda Efehan'a ses gitmemesi için de üstün bir çaba sarf ediyordum.
Hazır olan kahvaltıyla yatak odasına giderek Efehan'ı uyandırmaya çalıştım ama bir türlü uyanmamıştı. Gören de gece hiç uyumadı sanardı, öyle bir uykuydu.
"Son kez söylüyorum kocam bey, kalkmazsan giderim." Gitmek lafını duyan Efehan yataktan anında kalkıp yanıma geldi ve kollarını belime doladı. "Gidemezsin, bırakmam seni." Ellerimi yavaşça boynuna dolayıp dudaklarının üzerine fısıldadım. "Bırakma, bırakmanı istemedim zaten." Kollarımı çözüp onu o şekilde odada bırakıp mutfağa gitmeye başladım, aynı zamanda da bağırmayı ihmal etmedim. "Yalnızca 5 dakikan var Efehan, acele et."
Efehan'ın sonunda geldiği kahvaltı ile hızlı bir kahvaltı yapmış ve etrafı toparlayıp içeriye geçmiştik. Her ne kadar evde durmayı sevmesem de yanımda Efehan olduktan sonra evden çıkasım gelmiyordu.
Düzenimi alt üst ediyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu.
"Hadi evlilik teklifini planlayalım." Heyecanla koltukta dikleşip konuşmamla Efehan'da dikkatini bana verip yan bir şekilde koltuğa yayıldı. "Planla karıcığım, emrine amadeyim."
"Ya herkesin ki gibi bir teklif olmasın, farklı olsun bize özel olsun. Yani öyle güllerle serili bir yol, balonlar, sahil gibi şeyler olmasın. Geri kalanını da sen ayarla çünkü aklıma bize özel olabilecek bir yer kalmıyor." Yüzüme garip bir ifadeyle bakarken koltukta yanına dizlerimin üzerinde gidip yüzümü avucunun arasına alarak sevmeye başladım. "O bakış ne öyle, aklına bir fikir gelmiş gibi."
Zor bela elimden kurtulup elimi avucunun arasına aldı. "Geldi zaten."
"Oha ne geldi, hadi bana da söyle valla bilmiyormuş gibi yaparım." Başını iki yana olmaz anlamında sallayıp birazcık daha bana yanaştı. "Sürpriz olacak ve siz hanımefendi o zamana kadar hiç soru sormayacaksınız." Merak ederdim ben bu yüzden de soru sormadan duramazdım ama yinede başımı olumlu anlamda salladım.
İllaki açık verirdi ve ben öğrenirdim, yani inşallah.
~
Uzun bir süre Efehan ile onun evinde oturduktan sonra eve gelmek istediğim için Efehan beni eve getirmişti ve akabinde gitmeyip bu gece de benim yatağımda yatmak istediğini söyleyip evime kurulmuştu. Bu hali evlenmişiz hissiyatı verirken bir an önce gerçek olması için de dua ediyordum.
İnşallah telimle duvağımla Eflina Aslan olurdum. En nihayetinde aslan gibi kızdım zaten Aslan olmak bana çok yakışırdı.
"Eflina, kaç dem atacağım ben bu çaydanlığa?" Efehan'ın mutfaktan bağırmasıyla düşüncelerimi kenarıya def edip üzerimde ki kahverengi saten şortlu takımımla yanına gidip demi elinden aldım. "Ben hallederim, sen içeriye geç hadi." Yanağımı öpüp içeriye geçtiğinde oyalanmadan çayı demleyip bardakları hazırladım. Evde atıştırmalık bir şey olmadığı için yanına hiçbir şey koymadan demlikle beraber içeriye geçtim ve elimdekileri sehpaya bırakıp Efehan'ın yamacına sokuldum. "Hadi itiraf et beni her saniye özlüyorsun."
Başımı boynuna biraz daha gömüp nefesimi bıraktım. Huylandığını kıpırdanmasından anlarken sorduğu soruyu cevapladım. "Saniye az kaçar, salise de sen ona." Boynuna biraz daha nefesimi üflediğimde bedenini benden uzaklaştırıp koşarcasına odadan çıktı. Onun bu haline sesli bir şekilde gülerken ayağımı koltuğa uzattım ve kapıya bakmaya başladım.
Bir süre sonra yüzünden damlayan su damlalarıyla yanıma gelen Efehan dizimi kaldırıp koltuğa oturdu ve akabinde dizlerimi kucağına koyup bacağımın iç kısmını sevmeye başladı.
"Yapma, huylanıyorum." Beni duymamış gibi dikkatle ayak bileğimi okşamasıyla ayağımı çekmeye çalıştım. İzin vermeyip daha sıkı tutup hareketlerine devam ettiğinde derince yutkunup dişlerimi sıktım.
Ona yaptığım için böyle yapmıyorsa ismim Eflina değil bundan sonra.
"Kocacığım yapma!" Sinir karışımı konuşmamla yüzüme bakıp elini çekti ve yanında ki çaydanlıktan bardaklara çay dökmeye başladı. Az önce yaptığı hareketten dolayı sıcakladığım için lavobaya giderek yüzüme su çarptım ve ardından dağılan saçlarımı da toplayıp düşen askımı düzelttiğimde yeniden içeriye geçerek Efehan'ın yanına oturdum.
Sessiz bir şekilde çayımızı içerken çalan telefonumu elime alıp Onur'un aramasını açıp hoparlöre aldım.
"Ayrıldık mı artık dediğimde, ne ayrılması yine görüşürüz diyen Yamaç'a telefonda bile konuşmamamız şoku." Onur'un sitemli sesi kulağıma dolduğunda kahkaha atıp Efehan'a döndüm. Kim olduğunu anlamaya çalışır şekilde telefona bakıyordu. "Ya bırak görüşüp görüşmemeyi de ne diyeceğim sana." Heyecanla konuşmama aynı heyecanla karşılık verdi.
"Ay ne diyeceksin, yoksa hamile misin?" Onun bu haline göz devirip Efehan'ın elini tuttum. "Efehan ile barıştık, hatta şu an yanımda." İlk birkaç saniye ses gelmezken sonunda konuştu. "Oha, ne zaman barıştınız, düğün ne zaman?"
"Yeni barıştık, düğün de çarşambaya." Efehan dediğimi anlamış gibi gülerken Onur hayıflanıyordu. "Ya neden daha erken söylemiyorsun, ne giyeceğim şimdi ben? Aramasam düğününe çağırmayacaktın zaten gelmiyorum ben, görüşürüz." Suratıma kapanan telefon ile birazdan arayacağını bildiğim için Efehan'a dönerek kim olduğunu ve ne zaman tanıştığımızı anlattım. Tabii bunun yanında Yamaç, İrem ve Seda'yı da anlatmıştım.
"Uykum geldi yatalım mı?" Sorum ile başını salladı ve elimi tutarak odama getirdi. Yatağın uç kısmına yatıp göğsüne çektiğinde hemen sırnaşıp çenesine öpücük kondurdum.
"İyi geceler Aslan Bey."
"İyi geceler Eflina Hanım."
~
Ve iyi geceler minik bebeklerim.
Önceki yazdığım 2.5'i sildim çünkü içime sinmemişti, bu daha çok sindi umarım beğenirsiniz.
Bu arada çok kocaman oluyoruz ve bu beni duygulandırıyor.
Beraber büyümemize🥂
Yeni katılan bebeklerime🥂
Çok ı love you🫶🏻
15.06.2022
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asist¹¹ | Texting
HumorTamamlandı. "Hepinize iyi akşamlar. Abla ve Batu abi öncelikle mutluluklar. Buraya çıkma sebebim, öncesinde güzeller güzelli birisine söz vermemden kaynaklanıyor." Sahneye çıkmış konuşan Efehan ile gözlerim anında onu bulmuştu. Gözlerimin içine baka...