--TAMAMLANDI--
Göktuğ timine çok bağlı bir yüzbaşıydı, Cihan ise time yeni katılan bir üsteğmen.
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve şid...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sıkılarak geçirdiğim bir haftanın sonunda delirmek üzereydim. Hiçbir iş verilmediği yetmezmiş gibi antrenmanlara da haliyle çıkamamıştım. Tüm hatam yatak, banyo ve temiz hava almak için bahçeye çıkma olarak geçmişti.
Timuçin'in salaklıklarına bile tahammülüm kalmamıştı varın siz düşünün artık.
"Bebeğim!"
Timuçin yeni antrenmanı bitirdiği belli olan terli tişörtüyle yanıma oturduğunda ona ters ters bakmıştım. Bunun üzerine bir bana bir de kendi üzerine baktığında pis pis gülmüş ve tişrötü ensesinden tuttuğu gibi çıkartmıştı.
Tabii arkasından masaya gelmekte olan Vural hızla sırtına vurduğunda boş alana yayılan 'Şap!' sesi az da olsa gülmemi sağlamıştı.
"Ah! Ulan yavaş olsana öküz."
Timuçin lafını bitirmiş susacakken Vural'ın tek kaşını kaldırıp ona bakmasını görmesiyle "Öküze mi vuruyorsun? Değil mi ama kardeşim benim." Diyerek lafı kıvırdığında Vural ona göz devirip kendisini yanıma atmıştı.
"Sen niye çıkarttın üstünü?"
Yaşar'ın ağzına aldığı kürdanı diliyle çevirirken sorduğu soruyla Timuçin omzuma başını koyduğunda parmağımın ucuyla kafasını itmiştim. Bu durumda kaşlarını çatıp baksa da hızla yanağımdan öpüp geri çekilmiş benden de sağlam bir küfür yemişti.
"Ay bu cins cins baktı, ben de çıkartayım bari de kaslarımı görsün diye düşündüm. Hem bu yatakta durdukça kuduruyor şuna bak bir haftada yabani oldu bu."
Timuçin sanki ben orda değilmişim gibi hakkımda sakin sakin konuştuğunda derin bir nefes alıp suratına bakmamla bana dönüp alık alık sırıtmıştı.
"Tamamen iyiliğin için konuşuyorum balım benim!"
Gözlerini kısıp kafasını hızlı hızlı iki yana sallamasıyla arkasından gelen Göktuğ kafasına vurduğunda ahlayıp kafasını tutmuştu.
"Araba arkasına koyulan süs köpekleri gibi ne sallayıp duruyorsun lan kafanı?"
Göktuğ'un sözleriyle timden kahkahalar çıkarken Tİmu hepimize alınmış birer bakış atıp kollarını göğsünde buluşturmuştu.
"Kurban olun siz bana. Pis herifler." Diyerek cebinden çıkarttığı telefona gömüldüğünde gönlünü almak için hiç uğraşmamıştık. Maksimum üç dakika sonra eski haline döneceğini biliyorduk çünkü.
Bu arada bu bir haftada timin bana istediği gibi davranmasına izin vermiştim. Tabii açık ara en çok şaşırdığım kişi Göktuğ olurken iyileştiğim an ağzıma sıçacağını da biliyordum. Şahsen her seferinde bunu tekrar ede ede beynime yerleştirmişti.
"Bu suratının hali ne senin?"
Çaprazıma oturmuş olmasına rağmen bana bakıp göz kırpan Göktuğ ile Yaşar tebessüm ettiğinde ağzındaki kürdanı kısa bir süre için çıkartmıştı.
"Antrenmanlara katılamıyor diye sinirli beyimiz."
Yaşar'a ters ters bakmamla Göktuğ'un tebessüm ettiğini gördüğümde derin bir nefes alarak kafamı eğip yerdeki çimlere kafayı takmıştım.
Burası diğer taraftan daha uzundu. Niye düzgün biçmemişlerdi ki?
"İki gün daha dayan. Yarın dikişlerin için gideceğiz zaten."
Göktuğ'un sesiyle ona döndüğümde kafamı sallayarak ona onay vermiştim. Gerçekten de pembe iple dikmemişlerdi, sözde Göktuğ'un bir yalanıydı fakat ben üste çıkıp gül kurusu muhabbeti yapında tutmamıştı haliyle...
"Yaşar'a gidelim mi?"
Timuçin gözlerinin içi parlarken hevesle bizlere baktığında hâlâ bu bahsettiği Yaşar ustaya gidememiş olduğumuz için bizi darlıyordu.
"Tamam, yarın gideriz ona da."
Vural'ın konuşmasıyla herkes ortak fikirde olduğunu belirtirken Timuçin derince yutkunmakla yetinmişti.
Hem obur hem de cıvık olmak tam da ona göre bir işti zaten.
"E o zaman gidelim de biraz daha spor yapalım... Sen de ağla burada."
Karşımda duran üçlü bana gülmeye başladığında ise kötü bakışlarımdan onlar da nasiplerini almışlardı.
"Gel ben senin o enerjini alayım."
Göktuğ'un bir anda ayağa kalkmasıyla şaşkınca ona baktığımda elini bana uzatıp sabırsızca kafasını sallamıştı. Gözlerim Vural ve Yaşar'a kayarken onların güldüğünü gördüğümde şaşkınca ve bolca merakla Göktuğ'un elini tutup destek alarak ayağa kalkmıştım.
Bilmediğim ama Vural ve Yaşar'ın bildiğine emin olduğum yere doğru yürürken en azından ilgilenecek bir şeylerim olduğu için mutuydum.
